Termik santrallerin ‘çevre izni’ alabilmeleri için 2019 yılının sonuna kadar süre tanındığı iddialarının boş bir iddia olduğu, atık alanları için hazırlanan yönetmelikle daha net görüldü
Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın baca filtresi olmadan çalışan santrallerin bu özgürlüğünü veto ettiği iddiaları yapılırken temmuz ayında çıkan torba yasanın geçici 26. maddenin 1. fıkrasıyla, özelleştirme ihalesi yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden Devir Sözleşmeleri ve Elektrik Satış Anlaşmaları kapsamındaki hak ve yükümlülükler için öngörülen süreler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz altı ay süreyle uzatılır ibaresi şirketlerin neden bu kadar rahat davrandığını gösteriyor. Bütün bu gelişmelere bir de termik santrallerin atıkları içinde yönetmelikle kolaylık sağlandı.
Atık özgürlüğü de geldi
26 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ ile şirketler bir ‘akademik rapor’ sunmaları halinde atıklarını gelişigüzel ormanlar içinde depolamaya devam etmelerinin önünde bir engel kalmadı. Tüm bu gelişmeler baca filtresi olmayan termik santrallerin çalışmaya devam edeceğine işaret ederken, termik santrallerin tümü için geçerli olan atık yönetmeliği ile yaşam zehirlenmeye devam edecek. Termik santrallerin atık sahaları mevcut mevzuatlara uymadığı ve depoladıkları, toksik nitelikte atıklar, yeraltı ve yüzey sularıyla birlikte tarım arazilerini de kirletmeye devam ediyor. Söz konusu yönetmelik değişikliği ile; akademik rapor hazırlanması halinde il müdürlüğü uygunluk yazısı ve düzenli depolama tesisi onay belgesi istenmeyeceği belirtiliyor.
Atık alanına yakma tesisi!
Aliağa’da bulunan termik santraller ve demirçelik tesisleri atıklarını ormanın içine dökmeye devam ederken yıllardır bu atık alanına karşı mücadele eden Foça Çevre Platformu (FOÇEP) tepki göstermeye devam ediyor. FOÇEP sözcüsü Bahadır Doğutürk daha önce yaptıptığı bir açıklamada, termik santralin yargı kararlarını hiçe sayarak faaliyetlerini sürdürdüğünü ve cüruflarının dağ oluşturduğunu, üstüne üstlük atık alanına birde atık yakma teisi yapılmak istenmesine dikkat çekmişti. Doğutürk açıklamasında, “Zaten kanserojen etkisi bilinen cüruf atık alanına bir de ÇED raporları dışında kalacak yeni bir tehlikeli madde yakma tesisi kurulmak isteniyor. Atık yakma tesisi projesinde zehirli gazları tutacak bir baca filtre sistemi bile yok. Burada son derece tehlikeli maddelerin yakılması söz konusu. Hem kanserojen bir hava kirliliği, hem de orman yangını riski var. Burada yeni bir tehlikeli yatırıma yer yok” diye belirtmişti.
EKOLOJİ SERVİSİ