Gazeteci İslam Özkan, Libya’ya asker göndermenin hem Türkiye hem de UMH için ciddi sıkıntılara neden olacağını belirterek, Suriye’deki hataya benzer bir adımın atıldığını vurguladı. Özkan, Türkiye’nin bu hamleyle ülkelerle arasındaki gerilimi tırmandıracağını ve savaşın daha da kızışacağını kaydetti
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Aralık’ta yaptığı açıklamada iki yönetimli Libya’da Trablus merkezli “Ulusal Mutabakat Hükümeti”nin talep etmesi hâlinde asker gönderebileceklerini açıklamıştı. Bunun üzerine “Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti” 26 Aralık’ta Türkiye’den deniz, kara ve hava askeri desteği talep ettiğini açıkladı. Libya’dan gelen talep sonrası gözler Meclis’ten çıkacak karara çevrildi. AKP Grup Başkanlığı tarafından milletvekillerine gönderilen yazıda, Libya’ya asker gönderilmesini içeren tezkerenin görüşülmesi için 2 Ocak günü Meclis Genel Kurulu’nun toplanabileceği belirtildi.
Libya’ya asker gönderme meselesini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ferhat Çelik’e değerlendiren Ortadoğu konusunda analizler kaleme alan gazeteci İslam Özkan, bunun savaşı kızıştıracak bir hamle olduğunu söyledi.
‘Başka yollara girişebilirdi’
Erdoğan’ın “Libya’nın bizden asker talebi olursa göndeririz” sözlerini hatırlatan Özkan, oradan asker talebi geldiğine göre asker göndermenin aşikar olduğunu söyledi. Bu kararın ciddi sıkıntılar ortaya çıkaracak bir gelişme olduğunu dile getiren Özkan, “Türkiye buraya asker gönderme seçeneğinden önce daha farklı yollara girişebilirdi. Özellikle diplomatik çabalarda, girişimlerde bulunabilirdi. Mesela Avrupa Birliği’yle (AB) birlikte hareket ederek, Fransa’yla İtalya’yla mekik dokuma diplomasisi yaparak tarafları masaya oturmaya zorlayabilirdi. Ya da Türkiye iddia ettiği gibi ABD ve Rusya’yla iyi ilişkilere sahipse o zaman bu ilişkilerini kullanarak Hafter güçleriyle, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı orduyu aynı masaya oturtabilirdi. Ama bunların hiçbirisini yapmayıp da diplomasinin gerekli boyutunu ihmal ederek asker göndermek basiretsiz bir yaklaşım” diye konuştu.
Ölçüsüz adım
Türkiye’nin Suriye’deki hatasına benzer bir hatayı bu sefer Libya’da yaptığını dile getiren Özkan, asker göndermeyle Libya’daki iç savaşın sona ermeyeceğinin altını çizdi. Türkiye’nin asker göndermesinin akan kanı durdurmayacağı gibi daha fazla kanın akmasına neden olacağını belirten Özkan, “Türkiye bu şekilde Trablus hükümetinin ya da Trablus şehrinin düşmesinin önüne geçebilir, buraya lojistik destek verebilir. Ama asker göndermek çok daha farklı bir durum. Yani bir yerde taraf olabilirsiniz ama ölçülü bir taraf gerekir. Ölçülü bir şekilde taraf olduğunuz taktirde iç savaşı sona erdirmek, tarafları masaya oturtmak gibi bir takım yeteneklerinizi de kaybetmemiş olursunuz. Bunlar önemli şeyler. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Savaşı kızıştıracak’
Türkiye’nin izlediği politikalar nedeniyle uluslararası alanda yalnızlaştığının altını çizen Özkan, Türkiye’nin bu yalnızlığını aşmaya çalıştığını kaydederek “Rusya’yla olan bir takım ilişkilerini geliştirme noktasında attığı adımlar ABD ile olan ilişkilerinde bir takım krizlere neden oluyor. Türkiye’nin bu hamlesi de bu yalnızlığın aşılması için ortaya konmuştur” dedi.
Özkan, Türkiye’nin asker göndererek ABD ve Rusya başta olmak üzere komşularıyla da gerilimi tırmandıracağını ifade ederek şu sözleri kullandı: “Eğer Türkiye’nin bu kuşatılmışlığı, bu yalnızlığı olmasaydı ya da BM’nin barış gücü çerçevesinde olsaydı kabul edilebilirdi. Çünkü o barışa katkıda bulunacak bir asker gönderme operasyonu olurdu. Ama şu anki adım ortamı daha da kızıştıracak gibi görünüyor. Haklı ya da haksız olmamız ya da meşru bir hükümeti destekliyor olmanız da bu savaşın kızıştırılması meselesini ortadan kaldıran bir durum değil.”
‘Süreç UMH lehine işler’
Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından meşru bir hükümet olarak görüldüğünü sözlerine ekleyen Özkan, bir hükümetin meşru olması onun bütün ülkeler tarafından tanındığı anlamına gelmediğini ifade etti. Bir ülke askeri ve siyasi anlamda ciddi bir zaaf içerisindeyse ve gerileme süreci içine girdiyse o hükümetin meşruiyetinin yıpranacağını sözlerine ekleyen Özkan, “Siz sahada askeri olarak kaybettikten sonra meşru hükümet olarak tanınsanız ne olur tanınmasanız ne olur. Eğer meşru hükümetlerin tanıdığı meşru hükümet uluslararası arenada yalnızlık yaşayan ülkelerle ittifak halindeyse o zaman bu süreç kendi aleyhine işler ve giderek meşruiyetini de kaybedebilir. Haklı olduğu halde etkin ve aktif olamadığı için bu meşruluğunu kaybedebilir” şeklinde konuştu.