Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Selahattin Demirtaş’ın ziyaret ettiğini ve sağlığından endişe duyduğunu vurguladı
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, son 10 yıldır Türkiye ile ilgili konularda çalışmalar yapan bir isim. Cezavinde HDP önceki dönem Eş Gnel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret eden Amor, Demirtaş’ın sağlık durumu, Osman Kavala davası, kayyum atamaları ve Türkiye’nin durumuna ilişkin Euronews Türkçe’ye konuştu.
Amor’un Euronews Türkçe’nin sorularına verdiği bazı yanıtlar şöyle:
Türkiye’de hükümet HDP’li belediye başkanlarını görevden almaya devam ediyor. Son olarak dört belediye başkanı daha görevden alındı ve bu kez aralarında bir CHP’li başkan da vardı. Sizce bu gelişmelerin devam ediyor olması muhalefetin ilk kayyımlar atandığında HDP’ye yeterli desteği vermemesinden ya da tüm muhalefetin birlik içerisinde bu duruma karşı çıkmamış olmasından mı kaynaklanıyor? Bu konudaki kaygılarınız ne boyutta?
Türkiye’de siyasetçilere mesajım hep şu oldu: HDP’yi ya da Kürt siyasetini kurumlarda kabul görmesini sağlayın. Bu kilit önemde bir konu. Biz de İspanya’da benzerini yaşadık. Siyasete girip mücadelesini bu alanda vermek isteyenlerle şiddete başvurmayı tercih edenler arasında bir ayrım gözetmek zorundasınız. HDP’nin önemi aldığı oy sayısında değil önemi Türk demokrasisinin olgunluğunu gösterecek element olması.
Belediye başkanlarının görevden alınması konusunda iki ciddi problem var; birincisi elbette seçilmişlerin görevden alınıyor olması, ancak esas problem sonrasında yani yerlerine kayyım atanıyor olması. Bunun Avrupa’da anlaşılabilmesinin imkanı yok. Eğer bir belediye başkanını yargılama amacıyla görevden alıyorsanız bunu yapabilirsiniz, ama bunu yaparken başka politik görüşten başka bir partinin adamı olan seçilmemiş bir kayyımı getirip yerine koyamazsınız. Yerine gelecek kişi aynı partiden olmalıdır.
Türkiye’deki politik dengeler sadece sağ-sol ekseninde değil aynı zamanda ulusal politikalar ile Kürt hareketi gibi şeyler üzerinden duruş belirleniyor. Yani hiç kolay bir durum değil. Kendini sol bir parti tanımlıyor olabilirsin ama bazı konularda aldığı tutumlar bundan çok uzakta olabilir. Bence parlamenter dokunulmazlıkların kaldırılması bir hataydı. Bu yaşananlar kötü bir trend.
Türkiye için her yıl daha kötü bir AP raporu çıktı. Kullanılan dil sertleşti ve keskinleşti. İlişkilerle ilgili net çağrılar yapıldı. Türk hükümeti de bunlardan dolayı yıllardır raporu yok hükmünde sayıyor ve önem atfetmiyor. Siz bu sebepten ötürü ortaya koyacağınız emeğin ve yapacağınız işin Türkiye’de gerekli etkiyi bulmamasından endişe duyuyor musunuz? İlk başta daha yumuşak bir yaklaşım sergilemeyi planlıyor musunuz?
Bu yaklaşımımızın sert veya yumuşak olmasıyla ilgili değil. Türkiye’de ne olduğu ile ilgili. Durumlar darbe girişiminden bu yana değişmedi. Türkiye iyiye gidiyor mu gitmiyor mu? Soru bu. Belediye başkanları, basın mensupları, genişletilmiş Gülen hareketi temizliği ile biri çok insan yargılanmaya devam ediyor ve görünüşe göre bu hiçbir zaman da bitmiyor. Bunların raporla değil Türkiye ile alakası var. Bırakın objektif olmayı Türk yetkililer ile empati kurmaya çalışıyorum ama sonuçta raporlar olanın aynası olabilir sadece.
AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı ardından son olarak Osman Kavala’nın da serbest bırakılması gerektiği yönünde net bir kararı çıktı ancak her ikisi de hala içeride. Raporunuzda bu iki kişinin durumu üzerinde özel olarak durmayı mı tercih edeceksiniz yoksa genel resimle mi ilgileneceksiniz?
Raporun genelle ilgilenmesi gerekli ancak bazı davaların ve kişilerin daha fazla kamuoyuna mal olduğu ya da daha çarpıcı olduğu doğru. Şahsen Demirtaş’ı daha yeni hapishanede ziyaret ettim. Kendisinin sağlık sorunları ile ilgili büyük endişe duydum. Ona uygulanan bu prosedürler zincirinin onu hapiste tutmak için bir araç olduğu söylenebilir. Kavala konusuna gelince; yani gerçekten Türkiye’de Gezi protestolarının hükümeti devirme girişimi olduğunu düşünen kimse var mı? Buna gerçekten inanan var mı? Gezi’de ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum, Gezi bir protestoydu. Tek bir nedenle başlayan daha sonra daha genel bir demokrasi talebi protestosuydu. Bunu bir darbe ile kıyaslamak..? İşte bunlar yüzünden Türk yetkililerin yasalarında yaptıkları dekoratif değişiklikler burada Avrupa’da bir işe yaramıyor.
Söyleşinin tamamı için: https://tr.euronews.com/2019/12/24/avrupa-parlamentosu-yeni-turkiye-raportoru-amor-turkiye-erdogan-dan-ibaret-degil-video-rop