Adalar’da sadece ölen 81 atın olmadığını belirten HAYDİ’den Bekir Gönan, ‘İmamoğlu fayton zulmünün yüze 5-10 arasında devam etmesine nostalji ve sembolik olarak bakıyor. Fakat biz aynı fikirde değiliz. Bunu kabul etmiyoruz’ dedi
Emre Caka/İstanbul
Ruam hastalığının ardından 81 atın öldürülmesiyle birlikte birçok ‘hayvansever’ ve eşit koşullarda yaşam hakkı savunucuları, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verdiği sözü ve taahhüdü hatırlatmak için 19 Aralık gününden beri belediye binasının karşısında Burak Özgüner Yaşam Nöbeti’ne başladı. İmamoğlu ile görüşmelerin sağlandığını ancak kökten çözüm bulunamadığını aktaran Hayvanlarla Dayanışma İnisiyatifi’nden (HAYDİ) Bekir Gönan, “İmamoğlu’nun tavrı her iki tarafı da bir anlamda memnun edebilmek. Orası ciddi bir turizm bölgesi, ciddi bir ekonomik kazanç var. Bu kazancı da sürdürmek istiyor. Fakat ekonomik olarak kazanç sağlayacağız diye bu sömürüyü, bu köleliği sürdüremeyiz. Dolayısı ile her iki tarafı da memnun edemeyiz. Nostalji olsun diye 200 yıl önceki gibi sirklerde siyahi insanları mı sergileyeceğiz!” dedi. İmamoğlu ile görüşmeleri, talepleri ve süreci Gönan gazetemize anlattı.
İmamoğlu söz vermişti
Atların özgürleşmesi için bir arada olduklarını belirten Gönan, “Sadece atlı faytonların değil tüm hayvanların özgürlük mücadelesini veriyoruz. Sirklerde, deney laboratuvarlarında ya da mezbahalarda fark etmeksizin ‘tüm türlere özgürlük!’ diyoruz” ifadelerini kullandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun henüz başkan adayı iken adalardaki atları özgürleştireceğine dair bir taahhütname imzaladığını söyleyen Gönan, “Biz bu sürecin ardından birkaç defa basın açıklaması yaptık ‘İmamoğlu söz verdin, sözünü tut’ diyerek sokağa çıktık. Atlı faytonun atlar için bir zulüm olduğunu her fırsatta duyurduk” dedi. Gönen ayrıca mücadele arkadaşları Burak Özgüner’i kaybettikleri için nöbete onun adını verdiklerini kaydetti.
Sayı oldukça çarpıcı
Ruam hastalığının bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Gönan, “Bugün burada bunca kalabalık olmamızın sebebi de ruam hastalığına yakalanan atların öldürülmesi oldu. Ölen sadece 80-81 at değil maalesef. Adalar Savunması’ndan aldığımız bilgiye göre yılda zaten 350-450 arası atın güneşten, sıcaktan, barınmadan, kötü muameleden, kamçıdan, besin sorunlarından öldüğünü biliyoruz. Ortalama 400 sayısı oldukça çarpıcı bir sayı” dedi. Hiçbir şeyin mücadele olmadan kazanılmadığına dikkat çeken ve nöbetlerine Saraçhane Parkı’nda devam ettiklerini dile getiren Gönan, sonuç alıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.
‘Haklıyız, güçlüyüz…’
Atlar faytonlardan özgürleştirildiklerinde rahatça yaşayabilecekleri bir alanın kurulması, tedavilerinin gerçekleşmesi talebinde bulunduklarını yineleyen Gönan, “İmamoğlu fayton zulmünün yüze 5-10 arasında devam etmesine nostalji ve sembolik olarak bakıyordu. Fakat biz aynı fikirde değiliz. Bunu kabul etmiyoruz. Sembolik denilen, ancak anıt veya heykel olabilir. Utanç müzesi içinde yer alabilir. Faytonculuk ise ancak ölümün ve zulmün sembolüdür! Eğer nostalji olarak bakacaksak bundan yıllar önce hayvanat bahçelerinde siyahi çocuklar, fiziki görünümleri normun dışında olanlar boyunlarında tasmalarıyla sergileniyorlardı. İnsansı ‘yaratıklar’ olarak gösteriliyordu. Ne yapacağız bunları devam mı ettireceğiz? Ataerkil sistem sonlandığı zaman gelecekte ne yapacağız nostalji olarak sürdürecek miyiz? İmamoğlu bunu görmekten çok uzak. Atlı faytonlar konusunda sadece insan merkezli düşündüğü ortada. Bu anlamda buna asla katılmıyoruz. Haklıyız, güçlüyüz ve meşru bir talebimiz var. Burayı bir yaşam alanına çevirerek Burak Özgüner Yaşam Nöbeti alanını terk etmeyeceğiz!” diye konuştu.
‘Seçim taktiği ortaya çıktı’
İmamoğlu ile yaptıkları görüşmede kendilerine yaklaşımların üstenci olduğunu belirterek İmamoğlunu eleştiren Gönan, “Fakat bu örgütlülüğün, bu mücadelenin yüzde 90-95 oranında değil tamamen bitmesine yönelik olduğunu belirttiğimizde ‘Ben sizi ikna etmek zorunda değilim! Siz buraya beni dinlemeye geldiniz’ sözleriyle kendi iktidarını kurduğu odasında bize üstenci sözlerle yaklaşım sergiledi. Bunun sonunda ise arkadaşlar başkana sözünü hatırlattı” diye konuştu. Gönan şöyle devam etti: “Arkadaşlarımız, ‘seçimden önce imzaladığınız taahhüdü yerine getirmeyecek misiniz’ diye sordu. ‘Ben seçimden hemen sonra faytonculuğu kaldıracağım’ demedim diyerek ortalama cevaplar verdi. Bu da seçimi kazanmanın bir taktiği olarak, hayvan özgürlüğü mücadelesi verenlerin oylarını almak için taktiksel bir hamle olduğunu yüzümüze vurmuş oldu. İmamoğlu’nun kendi sosyal medyasında ve basın organlarında bu sorunun çözülmüş, barışçıl şekilde halledilmiş gibi yansıtması ayrıca ikilik. Çünkü bizi oraya kendi kararlarını aktarmak için çağırmıştı. Kendince çözdüğü sorunda, herhangi bir şekilde bizim düşüncelerimizi önemsemiyordu ve sosyal medyada her şeyi tozpembe çözdüğünü aktarıyordu. Bu ikili davranmaktır. Fakat biz şunu ısrarla her defasında söylüyoruz: Taleplerimiz yerine getirilene kadar buradan ayrılmayacağız!”