Yayla yaşamıyla bilinen Hakkari’de yasaklar nedeniyle doğa ile buluşmaları engellenen yurttaşlar tepkili. Hakkarililer, doğadan koparılıp betona hapsedildiklerini belirtiyor
Yazın yaylalara çıkarak uzun bir süre doğadan beslenen birçok aile, hükümetin uyguladığı yasaklar ve operasyonlar nedeniyle kent merkezlerine hapsoldu. Yazın kavurucu sıcağında serin yaylalarda olmaları gerekirken, bunaldıklarını söyleyen Hakkarililer de en yakınlarındaki yaşam alanlarına dahi gidememekten şikayetçi.
‘İş yapmadan oturuyoruz’
Yıllarca yaylalarda hayvan besleyerek geçimlerini sağlayan ancak şimdilerde ise kentte yaşayan Bese Kutluk, eşi ile birlikte yıllarca hayvan beslediklerini ancak şu an şehir merkezinde zorlu bir hayat sürdüklerini söyledi. 1990’lı yıllarda operasyonlardan dolayı kente gelip yerleştiklerini anlatan Kutluk, “Yayla yasakları yüzünden artık yaylaya çıkamıyoruz. Ben yıllarca 400 koyuna berivanlık yaptım, eşim de çobandı. Ama maalesef şimdi kentte hiçbir iş yapmadan oturuyoruz” dedi.
Yayladan merdiven diplerine
“Yaylaya çıkabilseydik, şu an merdiven altlarında değil, buz gibi suların kenarında serinlerdik” diyen Leyla Yiğit ise, kent merkezinde büyük bir sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Yiğit, “Eskiden hayvan besleyerek, ot biçerek yaşamımızı sürdürüyorduk. Şu anda ise yaz sıcaklarında evde oturuyoruz. Yaylada o çadırlardaki yaşamda hastalık dahi bilmezdik. Ama şimdi hepimiz her gün hastayız” diye konuştu.
‘Yoğurda muhtaç ettiler’
Yıllarca eşinin çobanlık yaparak kendilerine baktığını şimdi ise şehirde bir tas yoğurda muhtaç olduklarını belirten Esmer Karagöz ise, evinin önünde birkaç metrekareye ektiği sebzelerle zaman geçiriyor. Karagöz, şehirde elleri kolları bağlı halde yaşadıklarını belirtip, şunları söyledi: “Yayla yaşantımızın olduğu dönemde sütümüz, yoğurdumuz olurdu. O dönemde geçim sıkıntısı diye bir derdimiz yoktu. Şimdi ise gözümüz bir tas yoğurtta. 11 çocuğum var. Burada her şey parayla. Yaylada ise bizler her şeyimizi kendi ellerimizle yapardık.”
‘Şimdi yaylada olsak’
30 yıldır yılın 6 ayını dağlarda çobanlık yaparak geçiren ve bu sayede çok sağlıklı bir yaşamı olduğunu anlatan Dırbaz Karagöz de son yıllarda yasaklardan dolayı evde kaldığını ve bu süre zarfında karaciğer hastalığına yakalandığını söyledi. Karagöz, “Eskiden istediğimiz yere gidebiliyorduk. Ama şimdi kent hayatına mahkum edildik. Bu da sağlığıma etki ederek beni hasta düşürdü. Şimdi yaylada olsaydık serin sular, buz gibi ayranlar içer o güzelim yaylalarda dolaşır, moralimiz düzelirdi. Orada hiçbir şey bulamasaydık bile dağlarda yeşeren otları yesen buradaki yaşamdan daha güzel olurdu” dedi.
Hamza Gündüz / Hakkari – MA