Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, Maraş Katliamı ve 19 Aralık cezaevleri katliamlarına ilişkin yaptıkları açıklamada, katliamı yapanların göstermelik olarak yargılandığını ve katliamın üzerinin örtüldüğünü belirtildi
Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, Maraş Katliamı ve 19 Aralık cezaevleri katliamlarına ilişkin Atallos Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesinde platform adına konuşan Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Taşkın, Maraş katliamının üzerinden 41 yıl geçtiğini hatırlatarak, buna rağmen sorumluların hala ceza almadığını ifade etti. Devlet ideolojisinin tekçilik üzerine kurulu olduğuna dikkati çeken Taşkın, Maraş, Çorum, Sivas, Roboski ve Suruç gibi katliamların bu zihniyetin ürünü olduğunu söyledi. Taşkın, “Türkiye tarihi, ötekiler için bir katliamlar tarihidir” diye belirtti.
‘Ülke tarihine karanlık bir leke’
Alevi Dernekleri adına basın metnini okuyan Erdoğan Tedik ise, Türkiye siyasi tarihinin cezasızlıkla yazılmaya devam ettiğini söyledi. Tedik, katliamı yapanların göstermelik olarak yargılandığını ve ülke tarihinde karanlık bir leke olarak katliamın üzerinin örtüldüğünü belirtti. Tedik, geçmişte yaşanan katliamlara benzer katliamların hala yaşandığını ifade etti. Tedik, “7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımız. Suruç ‘ta, Ankara’da pek çok yerde ve zamanda katliamlar sahnelendi. Kindarlığı, ötekileştirmeyi, savaşı, baskıyı, zorbalığı esas alan hiçbir politikaya alışmayacağız. Maraş katliamında ve sonrasında yaşanan bütün katliamlarda kaybettiğimiz canlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın insanlık suçu olarak görülmesi gereken bütün katliamları, ayrım yapmaksızın lanetliyoruz” şeklinde konuştu.
Cezasızlık politikası
19 Aralık cezaevleri katliamlarına ilişkin basın metnini ise İnsan Hakları Derneği(İHD) üyesi avukat Nesibe Bahadır okudu. Yaşanan katliamın insanlığa karşı işlendiğini ancak yargılama yapılmadığını ve faillerin cezasızlık politikaları eşliğinde korunduğunu belirten Bahadır, “Hükümetler, siyasi dil ve atmosfer, ülke gündemi ve hatta ülkenin yönetim biçimi tamamen değişti. Ama cezasızlık politikası ve insan hakları ihlallerine karşı hukuku işletmeme politikaları aynı kaldı. Adaletin tecellisi, demokrasinin kurulması ve güçlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerine dayalı, barışçıl bir toplum inşası ancak ve ancak hak ihlallerinin durdurulması, gerçekleşmiş ihlallerin de hesabının hukuken sorulmasıyla mümkündür” dedi.
Kaynak: MA