19 Aralık Cezaevi Katliamı ardından 19 yıl geçti. Katliamın yıl dönümünde birçok yerde açıklama yapıldı
F tipi cezaevi sistemini uygulamaya sokmak amacıyla devlet tarafından 19 Aralık 2000’de aynı anda 20 cezaevine yönelik yapılan saldırı Türkiye yakın tarihinin en kanlı cezaevi saldırısı olarak kayıtlara geçti. 2’i güvenlik görevlisi, 30 tutuklu olmak üzere 32 kişinin yaşamını yitirdiği bu saldırılar tarihe 19 Aralık Cezaevi Katlimı olarak geçerken devlet katliama, “Hayata Dönüş Operasyonu” adını vermişti. Katlimın 19 yılında İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri birçok merkezde açıklama yaptı.
İSTANBUL
İstanbul’da ise İHD üyeleri katliamın gerçekleştiği cezaevlerinden biri olan Ümraniye Cezaevi önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Burada yapılan açıklamada katliamın iş makineleri, ateşli silahlar, gaz bombaları, yanıcı kimyasal silahlar kullanılarak yapıldığına vurgu yapılarak, “Silahsız, savunmasız mahpusların katledildiği bu saldırıyı devlet yetkilileri sonuna kadar savundu” denildi. Katliamın izlerinin silindiğine dikkat çekilen açıklamada failleri ve sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmediği belirtilerek, “Hatta korundular, terfi ettirildiler. Dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, bu katliamdaki rolü nedeniyle 2004 yılında ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’yla ödüllendirildi” diye aktarıldı. İHD açıklamasında son olarak söz konusu katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ve bu davanın peşini bırakmayacaklarına vurgu yaptı.
ANKARA
İHD Merkezi Hapishane Komisyonu üyeleri Ankara’da bulunan dernek binaları önünde basın açıklaması yaptı. Komisyon adına konuşan İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen, gerçekleştirilen katliam için “Bütün kamuoyunun gözlerinin önünde, neredeyse her aşaması canlı yayında verilerek kabulü mümkün olmayan bir insan hakları ihlali işlendi” ifadelerini kullandı. Çevirmen, “O günden bugüne değişmeyen şey sadece 19 Aralık operasyonunun faillerinin adil yargılama ilkeleri çerçevesinde yargılanması olmadı; bugün hala tutuklu ve hükümlülere yönelik kötü muamele ve işkence sistematik biçimde devam etmektedir” dedi.
ADANA
İHD Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu tarafından dernek binasında yapılan açıklamaya çok sayıda siyasi parti ve kurum temsilcisi destek verdi. Komisyonu Sözcüsü Av. Zelal Demiray tarafından yapılan açıklamada dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün “Toplumsal mutabakat sağlanmadan F Tipi cezaevleri kullanıma açılmayacak” sözlerini hatırlatılarak, “Buna rağmen işlenen bu cinayetler, hem hukuki, hem siyasi hem de toplumsal açıdan kabulü mümkün olmayan bir suç teşkil etmektedir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlardan biri olmasına rağmen gereği gibi yargılama yapılmamış, failler cezasızlık politikaları eşliğinde korunmuş ve kollanmıştır” dedi. Aradan geçen 19 yılda tutuklu ve hükümlülere yönelik kötü muamele ve işkencenin sistematikleştiğini söyleyen Av. Demiray, yine “cezasızlık” politikasının devam ettiğini kaydetti. Demiray, cezaevlerinde yaşayan her türlü hak ihlaline karşı mücadele edeceklerini söyleyerek, bu yönlü taleplerini sıraladı.
HATAY
Hatay’da da İHD İskenderun Şubesi üyeleri, dernek binalarında yaptıkları açıklama ile katliamın sorumlularının yargılanmasını istedi.
VAN
İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, dernek binalarında katliamın yıldönümünde dair yapılan açıklamada 19 yıl geçmesine rağmen katliamın aydınlatılmadığını ve faillerinin yargılanmadığını ifade etti. Şube Yönetim Kurulu Üyesi Av.Mehmet Karataş ise, yaptığı açıklamada “O günden bugüne değişmeyen şey sadece 19 Aralık operasyonunun faillerinin adil yargılama ilkeleri çerçevesinde yargılanmaması olmadı; bugün hala tutuklu ve hükümlülere yönelik kötü muamele ve işkence sistematik biçimde devam etmektedir” dedi.
ERZURUM
Erzurum’da da İHD Şube Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kızıloğlu tarafından yapılan açıklamada, adaletin tecellisi, demokrasinin kurulması ve güçlendirilmesinin ancak hak ihlallerine son verilmesi, gerçekleşmiş ihlallerin de hesabının hukuken sorulmasıyla mümkün olacağı vurgulşandı.
İHD’liler açıklamalarında şu talepleri sıraladı:
“Tüm mahpusların insan onuruna saygı gösterilmelidir. o Hiçbir mahpus tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır.
19 Aralık katliamı davası sorumluları yargılanmalıdır. Zamanaşımı usulü ile uygulanan cezasızlık politikasına son verilmelidir. o Adalet Bakanlığı kendisinin hazırlayıp yayınladığı 45/1 nolu Genelge’yi, hiçbir mazeret ileri sürmeden derhal uygulamalıdır.
Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır.
Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır.
Cezaevlerindeki mahpusların savunma, şiddete maruz kalmama, sağlık, eğitim, beslenme, aileleriyle, avukatlarıyla ve genel olarak dış dünya ile iletişim haklarına saygı gösterilmelidir.
Yaklaşık 10 yıldır uygulanan tecrit koşulları insan haklarına aykırı olduğu için özel mevzuatla yönetilen tek kişilik İmralı Kapalı Cezaevi kapatılmalıdır.
Yeni İnfaz Yasası, ilgili uzmanlık örgütleri ve insan hakları örgütlerinin görüşleri alınarak insan hakları hukukuna uygun değişikliklere uğratılmalıdır.
Kadın Cezaevleri ve Çocuk Islahevleri, insan onurunun korunması bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir.
Hiçbir surette ceza ve tutukevlerinde çocuklar bulundurulmamalıdır.
Ceza ve tutukevlerinde kalanların sağlık durumu öncelikli olarak kabul edilmeli, tıbbi tedaviye erişim hakları hiçbir biçimde engellenmemeli, hasta tutuklu ve hükümlülerin tedavilerinin ceza ve tutukevleri dışında yapılması temin edilmelidir.”
HABER MERKEZİ