DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren ve TGC Başkanı Olcayto, tutuklanan gazeteci Aziz Oruç’la dayanışma içinde olacaklarını belirtirken baskılara karşı birlikte mücadele çağrısında bulundu
Hakkında açılan davalardan kaynaklı yaklaşık 3 yıldır Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan gazeteci Aziz Oruç, Avrupa’ya gitmek için İran üzerinden geçtiği Ermenistan sınır kapısında işkence edilerek geri çevrildi. Ermenistan’da gördüğü şiddetin ardından İran’a teslim edilen Oruç, burada da 2 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Oruç, 10 Aralık gece yarısı ayakları çıplak ve üstü başı yırtılmış halde tel örgülerin arasından Türkiye tarafına atılmıştı. 11 Aralık’ta gözaltına alınan Oruç. İçişleri Bakanlığı tarafından “terörist” olarak lanse edildi. Oruç, dün çıkarıldığı Doğubayazıt Sulh Ceza Hakimliği tarafından “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Oruç’un tutuklanmasıyla birlikte son 20 gün içerisinde 4 gazeteci tutuklanmış oldu. DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, TGC Başkanı Olcayto ve gazeteci Ali Ergin Demirhan son dönemde iktidarın gazeteciler üzerine yapıtığı baskıları ve tutuklamaları Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e değerlendirdi.
‘Oruç gazetecidir’
Gazetecilere yönelik baskıların, gözaltıların, tutuklamaların, tartaklamaların giderek arttığına dikkati çeken Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, yaşananların artık bunaltıcı bir hal aldığını vurguladı. En son gazeteci Oruç’un tutuklandığını vurgulayan Eren, “Aziz Oruç tek başına bir gazetecidir. Gazetecilikten tutuklandı. Aziz Oruç ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest kalacağı günlerin yakın olduğunu, olmasını diliyoruz” dedi.
Toplumda uzun süredir bir kutuplaşma ve kamplaşma olduğunu dile getiren Eren, “Bu kamplaşma aslında gazeteciler için de geçerli. Mesela Özgür Gündem davasına bazı gazeteci örgütleri katıldı, ilgilendi bazıları ise hiç gelmedi. Veya bazı gazeteci yargılamalarına izleyenlerin sayısı çok düşük oluyor. Birincisi bu kamplaşma çok kötü. Bütün gazeteci davalarını bu çifte standartları bir kenara bırakarak baskıya karşı mücadele etmemiz gerekiyor” diye belirtti.
‘Girişimlerde bulunacağız’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto da gazetecilere yönelik baskılar her geçen gün arttığını belirterek, son 20 gün içerisinde 4 gazetecinin tutuklandığına dikkati çekti. Eleştirel gazeteciliği savunan ve gazetelerinde bu ilkeyi hayata geçiren gazetelere dönük Basın Yayın Kurumu’nun baskıların da her gün biraz daha yoğunlaştığını sözlerine ekleyen Olcayto, “Artık bu ülkede gerçek anlamda evrensel gazetecilik yapılamaz. Buna rağmen bizler ayakta kalmayı sürdüreceğiz. Biz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak tutuklanan arkadaşlarımızın yanında olmaya çalışacağız ve her türlü girişimde de bulunacağız” ifadelerini kullandı.
İktidarın baskıdan başka seçeneği yok
İktidarın 2015’ten beri basına yönelik saldırılarında özel bir amacının olduğunu belirten Sendika.org ve gazetemiz yazarı Ali Ergin Demirhan ise, iktidarın elinde yalan ve şiddet dışında başka bir aracın kalmadığını dile getirdi. Yalanı yaymak ve hakikati örtmek için basına dönük bu baskı aracını devreye koyduğunu ifade eden Demirhan, “Ana akım medyayı finansal zorla, yasaklarla yada kapatmayla teslim alabildi. Ama özgür basın ya da alternatif medya kanallarında bu finansal zorluklara rağmen susturulamayan gazeteciler var. Bunun için iktidar özgür basın çalışanlarını tutuklayarak teslim almaya çalışıyor. Ama hapishanelerde yüzlerce gazeteci olsa bile hala hakikati dile getirmeye çalışan, gazetecilikte ısrar eden, hakikatli olmakta ısrar eden gazeteciler var” diye konuştu.
‘Dayanışmayı yükseltelim’
Yaşanan gözaltıların AKP iktidarının hakikat karşısındaki çaresizliğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Demirhan, cezaevlerindeki tutsak gazetecilerle dayanışmayı yükseltmeye devam edeceklerini söyledi. Özgür basının direnmeye devam edeceğini belirten Demirhan, şöyle devam etti: “Toplumda artık bir kanıksama halinin olduğunu görüyoruz. Ama toplum bu baskıları kanıksamaması gerekiyor. İster gazeteci olsun ister bir başkası gözaltına alınan, tutuklanan herkese refleks gösterilmesi gerekir. Dayanışmayı bu açıdan yükseltmek gerekiyor. Toplum, gazetelerine, internet sitelerine, alternatif medya mecralarına ve haberi kendisine ulaştıran gazetecilere sahip çıkılmalıdır.”