Araştırmacı yazar Faik Bulut, Kürt ulusal birliğine ilişkin konuştu:
Kürt siyasetinde son dönemlerde ulusal birlik tartışmaları temel gündemlerden biri durumundayken, diğer yandan da farklı görüşlerde parti, demokratik kitle örgütü, aydın ve şahsiyetler bir an önce Kürtler arası birliğin sağlanması konusunda çaba içerisinde. Bu çabaya Kürt tabanından gelen güçlü destek de eklenince birliğin olması konusunda umutlar büyüdü. Araştırmacı, yazar Faik Bulut, ulusal birliğin önündeki engelleri ve çözüm önerilerini Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’e değerlendirdi.
Daha önce birçok kez hazırlıkları yapılmasına rağmen ancak sonuç alınmayan kongre çalışmalarını anımsatan Bulut, bunun Kürtlerin yaşadığı dört devletin kazanımları kendileri için temel tehlike olarak görmesinden kaynaklandığını söyledi. Bu konunun iyi irdelenmesi ve bu dört devletin politikalarına karşı politika geliştirmesinin Kürtlerin önündeki en acil iş olduğunu belirten Bulut, bunun göz önüne alınmamasının Kürtlere kaybettireceğinin çok net olduğu görüşünde.
Ortadoğu politikasında sıfırı tüketen AKP iktidarının artık temel ve öncelikli politikasının Kürtlerin olası hak kazanımını engellemek olduğunu söyleyen Bulut, KDP’nin Türkiye’ye bağımlılığının sadece kendisine değil bir bütün olarak Kürtlerin lehine fayda sağlamadığının altını çizerek, şöyle dedi: “KDP’nin hem birliğe bakışı hem de Türkiye’yle olan ilişkileri çok ciddi bir engel. Türkiye’yle olan sağlıksız ilişkileri ya da prensiplere uymayan, Kürtlerin çıkarlarına uymayan ilişkiler zaten birliği oluşturmada engel teşkil ediyor. Çünkü siz eğer bir şekilde Türkiye’yle ilişkilerde, Türkiye küser, darılır, bize baskı yapar, petrolümüzü satın almaz, tek kapımız Habur’dur, bunu da kapatmayalım tarzı kaygılarıyla yaklaşırsanız zaten birliği sağlamanız mümkün değildir. Keza bu son operasyon olsun güneylileri anlıyorum, çok ciddi baskı altındalar. Zaten Türkiye’nin askeri, siyasi ve ekonomik baskılarını da gördüler. Ama kalkıp Türkiye’nin operasyonunu haklı çıkarmanın, daha doğrusu kabahati suçu karşı tarafa atarak işte ‘onlar yol açtılar, onlar sebep oldular’ demenin aslında Kürt hareketinin birliğini yok zaten ama fikir birliğini, düşünce birliğini ortadan kaldıran demeçlerdir. Kürdi anlayış genel anlamda söylüyorum Kürtlerin çıkarlarını gözetmek zorundadır.”
Bulut, KDP ve Türkiye arasındaki uluslararası teamülleri aşan bağımlılık ilişkisi Erbil-Bağdat başta olmak üzere İran, Arap komşular ve küresel güçler tarafından da sıkıntı yaratacağı uyarısında bulundu. Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan tüm partiler arasında yoğun bir diyalogun olduğu ve birçok toplantının yapıldığını dile getiren Bulut, Kürtlerin ezici çoğunluğunu oluşturan mevcut örgüt, hareket ve yapıların ulusal birliğin bir an önce gerçekleşmesi için üzerine düşeni yapma kararlılığında olduğuna dikkat çekti. Bulut, burada en önemli denklemin KDP olduğunu kaydetti. Bulut devamla, “Buradan çıkardığım sonuç şu; iskeletin oluşması için göz önünde alınması gereken ana nokta; birlik olacaksak, olmazsa olmaz aktör Türkiye’deki Kürt özgürlük hareketi ve KDP’dir.” dedi. Bulut, Kürdi bir bakış açısı olmadan Kürtlerin birliğinin mümkün olmadığını söyledi.
‘Delege hesabı yapılmamalı’
Kürt siyasetinin içerisindeki ihtilaflarının Kürt birliği önüne geçmemesi gerektiğini belirten Bulut, ayrıca tamamen küçük hesaplardan doğan delege sayısına çözüm bulunması gerektiğini söyledi.
‘Taban baskı kurmalı’
Birliğin kurulmasının teminatının Kürt halkında birliğe ilişkin gelişen hassasiyet olduğunu söyleyen Bulut, Kürt halkının ulusal birlik talebini yükseltmesi ve buna engel çıkaran tarafları eleştirmesi, tepki göstermesinin süreci hızlandıracağını söyledi.
Kürtlerin birliğini temsil eden çatı bir kurumun uluslararası alanda yer almak için şart olduğunu kaydeden Bulut, “Eğer birliğin bir çatısını yaparsanız, derler ki ‘tamam artık Kürtlerin bir danışma üst kurulu var. Bu üst kurulda biz bunların sözünü dikkate alırız. Bunların görüşü tek ortaktır’ derler. Bu bakımdan uluslararası alanda kabul görmenizin yolu da bu çatı kurumdur. Çatının kriterlerinde anlaşırsınız. Çünkü şöyle kriterler; kürdi bir bakış açısı nedir? Kürdi diplomasisi nedir? Kürdi bir askeri perspektif nedir? Kürdi bir enerji politikası nedir?’ Bu kurallar çerçevesini oturtursanız çok daha anlamlı olur ve uluslararası çevrelerde böyle kabul görürsünüz. Bu uluslararası arenada kendinize alan açmanızın bir yoludur” dedi.
‘Kürt mahallesinde isimler önemli’
Faik Bulut, Federe Kürdistan Bölgesi’ne giden heyetler içerisinde ince diplomasiyi bilen ve uzlaşmanın sağlanmasını kolaylaştıracak isimlerin yer alması gerektiğini söyledi. Bulut, Türkiye’deki Kürt partilerinden de birkaç kişinin olması önerisinde bulundu. Bulut, “Hepimiz Kürt mahallesinde yaşadığımız için Kürtler birbirlerinin ruhlarını daha iyi anlar anlamında söylüyorum. Arapların bir sözü vardır; derler ki ‘Mekke’nin vaziyetini, durumunu en iyi Mekkeliler anlar’ Medineliler anlar demiyor dikkat ederseniz. Yani Kürt mahallesinin eğer problemlerini çözeceksek, ancak Kürt bölgelerinde yaşayan ve Kürt olan insanlar bu durumu anlar” ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR