Tezkereye “evet” oyu veren CHP’yi protesto ettikleri için tutuklanıp ardından serbest bırakılan DEV-GÜÇ üyeleri, yaşadıklarını anlattı. Can Çıldır ‘4 saat IŞİD’lilerle kaldım’ dedi
AKP’nin Meclis’e sunduğu sınır ötesi operasyon tezkeresine “evet” oyu veren Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) protesto etmek amacıyla CHP Şişli İlçe Örgütü binasını işgal eden Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ) üyeleri 18 Ekim’de çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmıştı. “Zorla bir siyasi partinin faaliyetlerini engellemek” gerekçesiyle yargılanan DEV-GÜÇ üyeleri 6 Aralık’ta İstanbul 33’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada serbest bırakıldı. DEV-GÜÇ üyesi Can Çıldır ve Gamze Taşçı, eylemin nedenini ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
‘Türkiye Sosyalist Hareketi’ni eleştirdik’
CHP’nin devletin kurucu ve koruyucu partisi olduğunu ifade eden DEV-GÜÇ üyesi Can Çıldır, CHP’nin muhalif bir parti olmadığını, Kuzey ve Doğu Suriye’ye karşı gerçekleştirilen işgal saldırısının öncülerinden biri olduğunu söyledi. 2015’te çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte AKP’nin toplum üzerindeki baskısını daha da arttırdığını dile getiren Çıldır, “AKP 7 Haziran seçimlerinden sonra ülkede faşizmi kurumsallaştırmaya başladı. Türkiye Sosyalist Hareketi de sürekli kendi sağına yaslanan, kendi devrimci çıkışlarını yaratmayan, siyasal bataklığa bürünmüş bir durumda. Bir yönüyle de bizim bu eylemi gerçekleştirmemizin sebebi buydu. Devletin sınırları içerisinde bir dünya arayışı değil de kendi meşruiyet sınırlarımız içerisinde bir dünya arayışı içerisine girmekti. Bu noktada Türkiye Sosyalist Hareketi’ni eleştirdik. Liberal özlemler, liberal alışkanlıklar içerisinde kendini var etmek ötesinde devrimci çizgide yani bir üçüncü yolda birleşik bir mücadele zemininde bulaşabilmesi için aslında bir eleştiriydi bu eylem” diye belirtti.
‘Tutuklanacağımızı biliyorduk’
Mahkemeye çıkarılmadan önce polislerin kendilerine “Sizi tutuklayacağız, yıllarca içeride kalacaksınız” dediğini aktaran Çıldır, “Yani mahkemeye çıkmadan tutuklanacağımızı öğrendik. Biz de eylemi yaparken tutuklanacağımızı biliyorduk. Çünkü devlet tarafından çizilen bir sınır var. Biz bu sınırın ötesine geçtiğimiz anda biliyorduk” dedi.
IŞİD’lilerle aynı koğuşta
CHP binasından gözaltına alınırken, polislerin kapıyı kırarak içeri girdiğini aktaran Çıldır, şöyle devam etti: “Bizi yere yatırıp, ters kelepçe yaptılar. Biz kelepçeliyken bizi darp etmeye başladılar. O sırada polislerden biri, ‘Devrem kamera var yapma’ dedi. Sonra bizi oradan kamerasız alana götürerek uzun süre darp ettiler. Yüzümüze ve karın boşluğumuza vurdular. Arabayla Şişli Emniyet binasına götürülürken de arabada sürekli fiziksel şiddete maruz kaldık. Sonrasında çıplak arama dayatıldı. Uzun süre tartıştık. Orada da darp edildik. Zorla çıplak arama yapmaya çalıştılar ama biz direndik. Sonra bizi TEM Şube’ye teslim ettiler. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldük. Orada ‘üstünüzü çıkarın’ denildi. Çıkarmayacağız dediğimiz anda dört polis daha odaya girdi, ve bir saat boyunca işkence gördük. Kafalarımız duvarlara vuruldu, elbiselerimiz çıkarılarak, ‘Size burada ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz’ denildi. Ardından bize ters kelepçe yapıldı. Daha sonra beni 4 saat boyunca DAİŞ’lilerin arasında tuttular.”
‘Çıplak arama dayatması’
Çıldır, tutuklanıp Metris Cezaevi’ne götürüldüklerinde de cezaevi girişinde jandarmalar tarafından çıplak arama dayatmasına maruz kaldıklarını söyledi. Cezaevi girişinde insan onurunu zedeleyen bir durum yaşadıklarını dile getiren Çıldır, “Biz direnince jandarmalar bize çıplak arama yapmamaya ikna oldu. Ama bizi oraya götüren TEM polisleri orada bizi darp ederek ters kelepçe yaptılar ve jandarmalarla birlikte tekrardan çıplak arama yaptılar. Metris Cezaevi’nde 11 gün boyunca tek kişilik hücrelerde tecrit altında kaldık. Su, temizlik, kişisel ihtiyaçlar hiç bir şey karşılanmadı. Sürekli gideceksiniz denilerek kantin ihtiyaçlarımızı karşılamadılar. Kaldığımız yerler aşırı derecede pisti. Bunların temizlenmesi için malzeme istediğimizde yine verilmedi” dedi.
Çıldır, yaşanan hak ihlallerine karşı cezaevinde geçirdikleri 7’nci günde 3 günlük bir açlık grevi yaptıklarını söyledi.
‘Devrimci çıkış’
Tutuklanan bir diğer isim DEV-GÜÇ üyesi Gamze Taşçı ise son yıllarda özellikle Suriye’de tanık olunan savaşın açık bir şekilde emperyalist güçlerin sahadaki rekabetinin bir yansıması olduğunu ifade etti. Taşçı, “Tabi, bunların hiçbirinde Suriye halklarının kendi kaderlerine dair en ufak bir söz söylemesine tahammül dahi yok. AKP’de bu sürece ‘sınır güvenliği’ bahaneleriyle dahil oluyor. Çok açık ki, Suriye’ye işgale gidip sömürge sınırlarını genişletmeye çalışan AKP, içerde de sömürü sistemini derinleştirecek, erkek egemenliğini birçok biçim ve boyutlarda derinleştirecek” ifadelerini kullandı.
Türkiye devrimci hareketinin, Kürt özgürlük hareketiyle temas kurduğu için devletin buna büyük bir zorbalıkla karşılık verdiğini söyleyen Taşçı, “Bizim, CHP Şişli binasında yaptığımız eylem bu kadar sessizliğin içerisinde egemenlerde çok büyük bir korku yarattı. Bunun farkındayız. Bu yüzden de bizim tutuklanmamız dışında bir karara gidilmeyeceğini de tahmin ediyorduk. Çünkü her devrimci çıkışta bir ‘devlet dersi’ okunabilir” dedi.
‘Birleşik gençlik hareketi’
Türkiye devrimci hareketine çağrıda bulunan Taşçı, sistemin sınırlarına sıkışmayan militan birleşik devrimci gençlik hareketine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Devrimci gençlik hareketinin son süreçte kendi kabuğuna çekildiğinin altını çizen Taşçı, “Bu sebepten Türkiye de gençliğin politik sıçramalarını örgütlü bir güce dönüştüremiyoruz. Hali hazırdaki devrimci özne eksikliğini bilinçte ve eylemde öne atılacak, kararlı, kesintisiz gençliğin devrimci mücadelesiyle aşabiliriz” diye konuştu.