AİHM Osman Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili maddelerine aykırı olduğunu belirterek tutukluluğunun bir hak ihlali olduğuna karar verdi
Avrupa insan Hakları mahkemesi tutuku işadamı Osman Kavala’nın başvurusu ile ilgili kararını yayınladı. Mahkeme Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5-1, 5-4 ve 18. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, tutukluluğun bir hak ihlali olduğuna karar verdi.
‘Amaç susturmak’
AİHM kararını T24’e yorumlayan Prof. Dr. Yaman Akdeniz, şunları söyledi:
“AİHM Kavala’nın hem Sözleşmenin 5/1 maddesinde korunan özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine, hem de uzun tutuklulukla ilgili 5/4 maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Çok daha önemlisi özgürlük ve güvenlik hakkının yani 5/1 maddesinin Sözleşmede koruma altında olan haklara getirilecek kısıtlanmaların sınırlanması ile ilgili 18. madde ile birlikte ihlaline hükmederken kararın gereği Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını Türkiye’den talep etti. Hükümetin Kavala’nın tutuklanması ile ilgili ikna edici bir argüman sunamadığını, amacının başka olduğunu ve Kavala ve insan hakları savunucularını susturmak olduğunu belirtti. Bu tespiti AİHM’in çok geç kalmakla birlikte çok önemli bir tespit. Artık Türkiye’deki baskıcı politikaların ve uygulamaların muhalif kesimi susturmak için kullandığı AİHM kararı ile tespit edilmiş oldu. Bu karar sonrasında beklemeden yargılamayı yapan yerel mahkemenin Osman Kavala’yı derhal tahliye etmesi gerekir. Geçen her saat ve gün AİHM kararında tespit edilmiş ihlalleri daha da ağırlaştıracaktır.”
Dava süreci nasıl gelişti
Osman Kavala hakkındaki soruşturma o dönem anayasal suçlara bakan Savcı Muammer Akkaş tarafından başlatıldı. Akkaş, Haziran 2013’ün sonlarında hem soruşturmayı başlattı, hem de telefon dinleme talebinde bulundu. Bir yandan da olaylarla ilgili emniyetten rapor istedi. 17/25 Aralık operasyonlarında görev alan Akkaş, önce bu görevinden alındı. Hakkında soruşturma başlatılan Akkaş daha sonra yurt dışına kaçtı.
Akkaş, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan ”FETÖ” soruşturmaları kapsamında halen aranıyor. Buna rağmen soruşturma rafta bekletildi. Dosyaya, Kavala’nın “Gezi’nin finansörü” olduğu iddiasına dayanan bir fezleke de konuldu. Cemaat soruşturmasından tutuklu bulunan, dönemin KOM Müdürü Nazmi Ardıç imzalı fezlekede, daha sonra Gezi iddianamesine yansıyan iddialar yer aldı. Ancak o dönemde fezleke işleme konulmadı ve Kavala ile ilgili olarak da yasal işlem yapılmadı. Fezlekede “Osman Kavala’nın üyesi olduğu Açık Toplum Vakfı’nın George Soros bağlantılı Açık Toplum Enstitüsü ile bağlantılı olduğu, enstitünün çeşitli ülkelerdeki isyanları başlattığı, Occupy/İşgal hareketinin teorisyenliğini Gene Sharp’ın yaptığı sivil başkaldırı yöntemini uyguladığı, uygulayıcısının Otpor/Canvas adlı grup olduğu, grubun liderliğini İvan Marovic’in yaptığı, Marovic’in Sırbistan, Gürcistan ve Arap ülkelerindeki olaylarda etkili olduğu” anlatılıyordu.
Bu fezlekenin içeriği daha sonra Kavala’nın tek tutuklu sanık olarak yargılandığı, 16 sanıklı Gezi iddianamesi davasına bire bir yansıdı. Gezi’nin finansörü olmakla suçlanan Kavala ile ilgili olarak o dönem yapılan telefon dinlemeleri de kanıt olarak gösterildi. Ancak dosyada Kavala’nın masa, sandalye, poğaça alınması dışında olayları finanse ettiğine yönelik herhangi bir konuşma ya da bilgi de bulunmuyor.
Derhal tahliye
AİHM, kararında Kavala’nın derhal tahliye edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye, anayasa gereği AİHM kararını uygulamakla yükümlü. Kavala’nın avukatları da tahliye edilmesi için harekete geçti.
Haber Merkezi, T24