HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, sağlık durumuna ve HDP’nin neden sağlık sorunlarından geç haberdar olduğuna ilişkin, sorulan soruya “HDP’ye bu durumu geç iletmek benim kararımdı. Bunca sorunun ve hasta tutsağın olduğu bir dönemde gerçekten de sağlık meselem gündem olsun istemedim” dedi.
Avukatı aracılığıyla Evrensel gazetesinden Meltem Akyol’un sorularını yanıtlayan Demirtaş HDP’nin erken seçim çağrısını ve gelişen süreci ‘ilk adım olarak bu doğruydu. Şimdi bunun devamını getirmek ve seçime nasıl, hangi ittifaklar ve hangi ilkelerle gidileceğini netleştirmek, bunun için asgari bir demokrasi programı ilan edip hayata geçinceye kadar faşizme karşı her yerde mücadeleyi örgütlemek gerekir’ ifadeleriyle yorumladı
4 Kasım 2016’dan bu yana tutuklu olan Demirtaş, gündeme ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
- Yargı paketi çıktı, hakkınızda iki tahliye kararı, bir AİHM kararı var, ama hâlâ hapistesiniz…
Tüm halk faşizmin pervasız, ahlaksız, ağır saldırısı altındadır. Bizim sözde yargılamalarımız da bunun bir parçasıdır. AKP-MHP ortaklığının yargı içine çöreklenmiş ayağı tarafından rehin alınmış durumdayız. Binlerce siyasi tutsağın pozisyonu tam olarak budur. Bu nedenle kanun, usul, hukuk gibi tartışmalara girmenin bir anlamı yok. Esir kampı veya toplama kampı uygulamalarının 2000’li yıllar versiyonunu yaşıyoruz. Hangi esir kampında adalet, hakim, mahkeme, hukuk vardı ki bu dönemde olsun. Biz de bunun farkında olarak elimizdeki her türlü imkanla direnmeye devam ediyoruz. Yargılama varmış gibi yapılan duruşmalarda da, hukukun tüm imkanlarıyla tarihe not düşmeye gayret ediyoruz. AKP-MHP’nin yargı reformu gibi sözüm ona adımları da faşizmi sürdürme niyetinden başka bir amaç taşımıyor.
‘Tek yol faşizmin yıkılmasıdır’
- Seçimlerin hemen ardından belediyelere yeniden kayyumlar atanmaya başladı. Seçilmişler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor… ‘Amaç Kürtleri sandıktan uzaklaştırmak’ değerlendirmesi yapılıyor, katılır mısınız?
Faşist cephe kendisinden bekleneni ve öngörüleni yapıyor. AKP’nin Bahçeli, Ağar, Perinçek tarafından desteklenmesinin şartı, Kürtlere ve diğer muhalefete yönelik içeride ve dışarıda kesintisiz bir savaş yürütmesidir. AKP tekçi rejimi de bunu büyük bir şevkle yapıyor zaten. Burada asıl amaç sandıktan uzaklaştırmak değil, topyekün tasfiye etmek, yok etmek, iradesini, umudunu, geleceğe dair hayallerini yıkmaktır. Sandığa ve sandık sonuçlarına yönelik müdahale bu amacın aşamalarından biri sadece. Topyekün ve çok yönlü, asimetrik bir saldırıyla muhalefeti ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla şunu bilmek lazım, kayyum olsa da olmasa da faşizm başka yol ve yöntemlerle saldırılarını sürdürecektir. Tekrar söylüyorum, tek yol faşizmin yıkılmasıdır.
‘Demokrasi blokunun ilanı’
- HDP, tüm bu süreci değerlendirdiği bir toplantı yaptı, sine-i milleti de tartıştı. Ve nihayetinde erken seçim çağrısı yaptı. Siz bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz ve bundan sonraki adım ne olmalı?
HDP erken seçim çağrısı yaptı ve bence ilk adım olarak bu doğruydu. Şimdi bunun devamını getirmek ve seçime nasıl, hangi ittifaklar ve hangi ilkelerle gidileceğini netleştirmek, bunun için asgari bir demokrasi programı ilan edip hayata geçinceye kadar faşizme karşı her yerde mücadeleyi örgütlemek gerekir. Yoksa HDP istedi diye erken seçim olmayacak. Ama halkın önüne somut bir program ve demokrasi blokunun ilanı ile çıkılıp konferanslar, mitingler, yürüyüşler ve yaratıcı sivil itaatsizlik eylemleriyle kitle desteği görünür kılınırsa (Ki çok fazla destek olacaktır) erken seçim çağrısı daha anlamlı hale gelir ve karşılık da bulur.‘Bu kadar hasta tutsağın olduğu dönemde gündem olmak istemedim’ - ‘HDP’ ile sık sık gerilim yaşadığınıza ilişkin iddialar-tartışmalar var. Sağlık durumunuzdan geç haberdar olunması da yeniden bu yönde bir tartışma başlattı. Ne söylersiniz?
Sağlık durumumu dışarıya geç iletmek benim kararımdı. HDP’nin bu nedenle haberi olmadı. Bunca sorunun ve hasta tutsağın olduğu bir dönemde gerçekten de sağlık meselem gündem olsun istemedim. Bakın, daha bu hafta Urfa Cezaevinde 64 yaşındaki Emine Aslan Aydoğan, hasta bir tutsak yaşamını yitirdi. Emine anaya Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm halkımıza da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Durum gerçekten çok ciddidir. Herkesin hasta tutsaklar sorununa ses vermesi, konuyu gündeme taşıması gerekir.
Haber vermemekle belki de eksik düşündüm. Yoksa partimle aramızda en küçük bir sorun ya da gerilim yok. Dışarıda arkadaşlarımız yoğun saldırılara rağmen koşturuyor, mücadele ediyorlar. Her HDP’liyi kutluyor, alınlarından öpüyorum. Direnmeye devam, mutlaka kazanacağız diyorum.