AKP iktidarının inşaat sermayesine alan açmak amacıyla yapmak istediği Kanal İstanbul için uyarı uzmanlardan uyarı
AKP iktidarı ve destekçileri dışında tüm toplumsal kesimlerin karşı olduğu Kanal İstanbul’u inşa etmek isterken, bilim insanları sonuçları üzerine açıklama yapmayı sürdürüyor. Yerbilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabı üzerinden Kanal İstanbul’un deprem riskini artacağını söyledi. Diğer yandan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu projeyi cinayet olarak niteledi.
Jeolojik yapıya dikkat çekti
Prof. Dr. Naci Görür, projenin amacının, İstanbul Boğazı’nda gemilere geçiş kolaylığı sağlamak, kazaları önlemek ve gelir sağlamak olduğunu belirtirken, güzergahın Küçükçekmece-Terkos Gölü arasındaki vadi boyunca kazılacağını ve tek bir geminin geçebileceği genişlik ve derinlikte olacağını söyledi. Öncelikle bölgenin zemini (jeoloji) üzerine uyarılarda bulunanan Görür, “Kanal Küçük Çekmece yöresinde Miyosen ve daha genç, görece daha sorunlu zemini (çökelleri) kesecek ve kuzeye gittikçe Eosen-Oligosen yaşlı birimlerin içerisine girecektir. Bu zemin yer yer çok sert kireçtaşları ile görece daha yumuşak kiltaşı, silttaşı, kumtaşı ve marnlardan oluşmuştur. Kanalın Karadeniz’e girişi de çürük zeminden ibarettir” diye belirtti.
Sonuçları tek tek aktardı
a) Yaklaşık 1-1.5 milyar m3 malzeme kazılacaktır. Bu malzemenin kazılması yıllarca sürecek, kazıda iş makinaları ve patlayıcı kullanılacak, dolayısıyla vadi ve çevresindeki ekosistem, fauna ve flora büyük ölçüde tahrip olacaktır.
b) Bu boyuttaki bir malzemenin herhangi bir yere serilmesi mümkün değildir. Bir ihtimalle Marmara içerisinde adacıklar oluşturulacaktır. Marmara’nın içerisindeki aktif fay sistemi düşünülürse bu iş son derece riskli olacaktır.
c) Kanalın kazılması esnasında zemin özelliklerine göre fazla kayma, heyelan ve göçmeler olacaktır.
d) Deniz seviyesine kadar kazılınca kanal bir drenaj sistemi olarak çalışacak ve kanal çevresindeki yeraltı su rezervuarlarını tahrip edecek ve yörede tuzlanmaya neden olacaktır.
e) Kanal ile Boğaz arasındaki bölge bir ada haline gelecek dolayısıyla tüm ulaşım sistemleri değişecek ve zorlaşacaktır. Özellikle Kanalı üstten geçecek yapılar irtifa, zemin koşulları nedeniyle daha riskli ve maliyetli olacaktır. Bu adanın Trakya’dan ayrılması askeri açıdan da riskli olabilecektir.
f) İstanbul deprem beklemektedir. Beklenen deprem gerçekleşirse Kanal’ın Marmara ağzı 9-10 şiddetinde etkilenebilecektir. Kanal gibi yatay ve düşey harekete sıfır toleranslı bir yapının bu depremden (veya sonrakilerden) ciddi hasarlar görmesi mümkündür.
g) Yetkililerin ifadesine göre Kanal’ın etrafında en az 3 milyonluk bir şehir oluşacaktır. Bu da deprem riskini artıracaktır. Fazla nüfus fazla can ve mal kaybı demektir.
h) Kanal dünyanın en kirli denizlerinden biri olan Karadeniz ile şu anda can çekişmekte olan Marmara’yı birleştirecektir. Orta Avrupa’nın tüm sanayi kirliliği bu vesile ile Marmara’ya dolacaktır.
I) Marmara’nın oşinografik sistemi bozulacak ve bu denizde oksijen tüketimi daha da hızlanacaktır. Bu da yaşam koşullarını daha da zorlaştıracaktır. Görüldüğü gibi böyle bir projenin getirisinden çok götürüsü vardır. Kaldı ki milyarlarca dolara mal olacak bu proje yerine ülkenin çok daha elzem olan işleri yapılabilir. Bu günün teknolojisi ile Boğaz’da trafik çok daha güvenli bir şekilde gözetim ve denetim altına alınabilir. Bu hem daha ucuz hem de ülke yararına olur.
İmamoğlu: Kanal cinayettir
Kanal İstanbul projesinin İstanbul’a ihanet olacağını söyleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, projeyi “ucube” olarak nitelendirdi. Ekrem İmamoğlu, “Marmara Denizi’ni etki altına alacak bu olumsuzluk, sadece İstanbul’la ilgili bir olumsuzluk değildir. Tarım ve orman alanları yok olacak. Marmara Denizi aşırı oranda kirlenecek. Marmara’daki canlı yaşamını da derinden etkileyecek. Balıkçılıkla geçinen insanlar zor durumda kalacak. Kanal aynı zamanda iklim değişikliğine sebep olacak” dedi.
‘İzin vermemeliyiz’
Kanal İstanbul projesinin, İstanbul’a ihanet projesi bile değil çok net bir cinayet projesi olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Bu proje için harcanması gereken para ile; yani 75 milyar lira ile ülkede kaç fabrika ve okul yapabiliriz? Bu proje yapılırsa, İstanbul tarihsel birikimlerini kaybedecek. İstanbul’un böyle bir önceliği yoktur. İstanbul’da yeni rant alanları açmak amaçlanmıştır. Birileri para kazanacak diye bu kadim şehrin doğal çevresinin yok edilmesine izin vermemeliyiz. Bu konuda toplumsal bir bilince hepimizin ihtiyacı vardır” diye belirtti.