Özgür Ülke, 1994 yılında 2 Aralık’ı 3 Aralık’a bağlayan gece bombalandı. Gazetenin ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız hayatını kaybederken, 23 gazete çalışanı yaralandı. Kimler tarafından bombalandığı ilk günlerde de tahmin edilebiliyordu ama bombalamadan 15 gün sonra ortaya çıkan ‘Gizli’ ibareli “Bu gazeteyi bertaraf edin!” belgesi, artık her şeyi anlatmaya yetiyordu. Yaşanan olayın en dikkat çekici boyutu ise, bombalamanın faillerini devletin güvenlik güçleri değil, bombalanan gazetenin kendisinin ortaya çıkarmış olmasıydı. “Bertaraf edin” talimatının yer aldığı belgenin altında dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in imzası vardı.
Bunca yıllık Özgür Basın Geleneği, tarihine 52 gazete, 50’den fazla şehit, merkezinin ve bürolarının bombalanmasını sığdırdı. Bayrağı bugün devralan ardılları ise, onlarca kez kapatma cezası aldı. Özgür basın geleneğinin tarihi boyunca toplatmalar, kapatmalar, tutuklanan çalışanlar, öldürülen dağıtımcılarına rağmen yayın yapma iddiasından ve yayın politikasından hiç vazgeçmedi. Bu gelenek, yayın tarihi boyunca onlarca farklı isimle gazete çıkartmak zorunda kaldı.
1994-1995 yılları arasında yayın yapan, baskı ve sansür politikasından en ağır biçimde etkilenen gazetelerden biri de Özgür Ülke idi. 2 Aralık’ı 3 Aralık’a bağlayan gece Özgür Ülke’nin İstanbul Kadırga’da bulunan teknik binası, Cağaloğlu’nda bulunan merkez bürosu ve Ankara bürosu aynı dakikalarda bombalı saldırıya uğradı. Gazetenin ulaştırma görevlisi Ersin Yıldız’ın yaşamını yitirdiği ve onlarca çalışanın yaralandığı olay ardından, gazetenin artık yayın yapamayacağı düşünülmeye başlanmıştı.
Muhteşem dayanışma!
Ancak ülkemizin gördüğü en muhteşem dayanışma örneklerinden biri ortaya kondu ve değişik sosyalist dergi ve gazeteler bürolarını Özgür Ülke’ye açtı. Küçük bilgisayarlarını kapıp gelen aydınlarla, hastanede ya da gözaltında olmayan Özgür Ülke çalışanları bir araya geldi ve birkaç saat içinde ertesi gün bayilere ulaşacak şekilde gazete yapıldı. O haftaki yayınlarını iptal eden dayanışmacı sosyalist dergiler, “Özgür Ülke, kendi kendine yayın yapabilir hale gelinceye kadar bürolarının, gazeteye ait olduğunu” ilan ettiler.
4 Aralık günü sadece 4 sayfa olarak bayilere ulaşan Özgür Ülke Gazetesi, “Bu ateş sizi de yakar!” manşeti ile durumu şöyle anlatıyordu: “Devletin en yetkili ağızları tarafından hedef gösterilen ve kapatılmak için çare aranan gazetemiz, çarşamba günü toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun en önemli gündem maddeleri arasında yer almıştı. Gazetemizi susturma kararının alındığı toplantıda konuşulanlar, gazetemizin ismi anılmadan basına yansımıştı. MGK’nin gazetemize ilişkin son kararının ne olduğu üç gün sonra ortaya çıktı ve Özgür Ülke bombalandı.”
İlk ve son kez yanıldım
Ben, o gün de her zamanki gibi çok erkenden gazeteye ulaştığımda binadan halen dumanlar yükseliyor ve itfaiyenin çalışmaları sürüyordu. Her tarafta arabalarıyla polisler vardı ve kimseyi binaya yaklaştırmıyorlardı. Binanın karşısındaki küçük parkta toplanmış meraklı insanların arasında biraz dolaştım ama tanıdık hiç kimseye rastlayamadım. “İşte bu sefer başardılar. Onca gözaltı, onca şehit ve kapatmayı aşmasını bildik ama galiba, bu kez işimiz bitik” diye düşündüm. Hemen “HEDEF” isimli dergimize giderek, o gün matbaaya verilecek sayıyı, Özgür Ülke’nin bombalanışını verecek şekilde değiştirmeye başladım. Dergiyi matbaaya gönderdikten sonra, başka ne yapılacağıyla ilgilenebileceğimi düşünüyordum. O zaman cep telefonu falan da yok. Kimi nerede bulabileceğim bile meçhuldü. Öğleye doğru büronun telefonu çaldı. Arayan (sonradan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı olan ve şu anda Kandıra 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan) Gültan Kışanak’tı. “Hemen şu adrese gel, gazeteyi yapıyoruz” dedi. O gün sanki hiçbir şey düşünmedim; ama ertesi dört sayfalık gazetemizi bayiden satın aldığımda hissettiğim duyguyu ölçebilecek bir şey yoktu.
Özgür Ülke gazetesine yapılan bombalı saldırının ardından Özgür Ülke’ye destek yağdı. Gazetenin bombalamada kullanılamaz hale gelen binasının önü günlerce Özgür Ülke dostlarının akınına uğradı. Gazete günlerce sosyalist dergilere ait olan üçdört ayrı büroda çıkarıldı. Söz konusu sosyalist dergilerin çalışanlarının yanı sıra her gün dayanışma çalışması için bürolara gelenler oldu. Ben gece yarısı dost bir derginin bürosuna gidiyor ve sabahlara kadar çalışıp, dünya sayfalarını hazırlıyordum.
Tehlikenin farkına varanlar
Özgür Ülke’ye yönelik saldırıya karşı aydınlar da büyük tepki gösterip, dayanışma gösterdiler. Aydınlar bombaya karşı tepkilerini Özgür Ülke’nin köşelerine yazdıkları yazılarla dile getirmekle yetinmeyerek, aralarında yazar Orhan Pamuk, Ahmet Altan, Latife Tekin, Murathan Mungan ve Lale Mansur’un bulunduğu kalabalık bir grupla İstiklal Caddesi’nde “Ülke’ne Sahip Çık’ manşetli gazetenin satışını yaptılar. Aydınların gazete satışı da, polis tarafından “Özgür Ülke’nin satışı yasak” denilerek engellenmeye çalışıldı. Gazetenin bombalanmasından üç gün önce MGK toplantısında “bölücü yayınların susturulması” denilerek, hedef gösterilen Özgür Ülke, bombalanmanın üzerinden 15 gün geçmeden dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in imzasının bulunduğu ‘Gizli’ ibareli belgeyi yayınladı. Belge doğrudan Özgür Ülke Gazetesi’nin ismi verilerek “Bölücü ve yıkıcı faaliyetlere destek verecek şekilde yayın yapan basın organlarının faaliyetleri son günlerde devletin bekası ve manevi değerlerine açıkça saldırı şeklini almıştır. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu önemli tehdidin bertaraf edilmesi maksadıyla Adalet Bakanlığı’nca bu kadar suç duyurusu olmasına rağmen hukuken etkili bir şey yapılamamasının nedenlerinin belirlenerek, giderici önlemlerin alınmasına” denilerek, emir yayınlanmıştı.
Belge, bombalanmadan üç gün önce kaleme alınmıştı. Dönemin Hükümet Sözcüsü Yıldırım Aktuna, “bertaraf edin” emrini doğal emir olarak karşılarken, bombalama olayı için, “Türkiye’yi zor durumda bırakmak için kendi kendilerini bombaladıklarını düşünüyoruz” diyecek kadar şaşırmıştı. Tansu Çiller ve o dönemdeki çalışma arkadaşları bugün hiç de iyi bir şekilde hatırlanmazken, Özgür Basın Geleneği’nin çıkarılmakta ısrar edilen gazeteleri okurlarına ulaşmaya devam ediyor.
25 yıl önce bombalanan Özgür Ülke gazetesinin Kadırga’da bulunan binası önünde yarın -3 Aralık Salı- saat 11:00’de anma toplantısı yapılacak. Devrimci demokrat kurum ve kişilerin katılacağı anmada, bombalanan binanın yerinde bulunan yere karanfiller bırakılacak.