TBMM’nin yeni simalarından Ömer Öcalan, HDP’nin sorumluluğunun arttığını belirterek, ‘Türkiye’nin özgürleşmesini isteyen herkesin Öcalan üzerindeki tecride karşı durması gerektiğini’ söyledi
Kenan Kırkaya/Ankara-MA
Meclis’te önceki gün yemin töreninin yapılmasının ardından 27. dönem çalışmalarına başladı. AKP ve MHP tarafından hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı sisteminde Meclis’in ne kadar etkili bir çalışma yapacağı merak konusu. Yürütme faaliyetlerinin Beştepe Sarayı’na taşınması ile TBMM yürütme faaliyetlerini denetleme yetkisini büyük oranda kaybetti. Yapılacak olan kimi yasal düzenlemeler konusunda söz sahibi olabilecek olan Meclis’in yine iktidar partisi tarafından “ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeleri” hayata geçirmek amacıyla çalıştırılacağı belirtiliyor. Ancak, muhalefet partileri de Meclis’i yeniden etkin kılmak ve parlamenter sistemi canlandırmak motivasyonu ile hareket ediyor. CHP’nin içindeki kurultay tartışmaları ana muhalefet alanında ciddi bir boşluk yaratıyor. Bu konuda AKP’ye karşı en etkili duruşu sergileyebilecek partilerin başında ise HDP geliyor. Hem milletvekili profilindeki toplumsal çeşitlilik, hem de düşünsel yapısındaki “demokratik ilkeler” HDP’yi ön plana çıkarıyor. HDP şimdiye kadar yaptığı toplantılar ile toplumun en az yarısının talep ettiği değişime uygun bir siyasi performans sergileme arayışını sürdürüyor.
‘Herkes tecrit altında’
HDP’nin yeni simalarından Urfa Milletvekili Ömer Öcalan da, HDP’nin üzerine düşen sorumluluğu tereddütsüz yerine getireceğini dile getirdi. Aynı zamanda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın da soyismini Meclis’e taşıyan Ömer Öcalan, HDP’nin genç vekillerinden biri. Öcalan’ın öncelikleri arasında tecrit konusu, Kürt halkının hakları ve Türkiye’nin demokratikleşmesi gibi konular yer alıyor. Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sadece bir kişiyle sınırlı bir tecrit olarak ele alınamayacağını belirterek, “Aslında bugün toplumun tümüne yönelik bir tecrit sürdürülüyor. Biz bu ülkenin özgürleşmesi ve demokratikleşmesini istiyorsak bu tecride karşı çıkmalıyız” dedi. Öcalan, “Bu tecrit uygulandığı günden beri Türkiye’de hak ve özgürlükler daha da geriledi. Türkiye uçurumun kıyısına geldi. Bu yüzden Türkiye’yi düşünen herkesin bu tecride karşı çıkması gerekir” dedi.
‘İdam tartışmaları tuzak’
Öcalan, son dönemlerde çocuk istismarları üzerinden gündeme getirilen idam tartışmalarının da iktidar tarafından hazırlanan büyük bir tuzak olduğunu söyledi. “İktidar zaten her fırsatta ve her sıkıştığında idam konusuna sarılıyor” diyen Öcalan, “Şimdi çocuklara karşı uygulanan bu vahşi ve kabul edilemez saldırıları gerekçe yaparak meseleyi yeniden gündeme getiriyorlar. Ama bunların derdi istismarcılar değil. Şimdiye kadar istismarcıların neredeyse tamamı bunların çıkardığı af kapsamına alındı. İdam gelirse Kürt siyaseti başta olmak üzere muhaliflere yönelik bir tehdit aracı olarak kullanılır. Kimsenin bu tuzağa düşmemesi gerekiyor” dedi. Öcalan, yeni dönemde etkili bir muhalefet yürüteceklerini ve değişim isteği olan toplumun en az yüzde 50’sinin taleplerine cevap olmak zorunda olduklarını söyledi.