Her yıl Türkiye’de 32 bin kişinin ölümüne neden olan kömür odun gibi katı yakıtların kullanımı havaların soğumasıyla artış gösterdi. Van’da mahallerden gri dumanlar yükselirken, uzmanlar kalp ve akciğer hastalarının dikkatli olması gerektiğini söyledi
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Türk Toraks Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de her yıl 32 bin kişi hava kirliliğinden dolayı yaşamını yitiriyor. Astım, Kronik Tıkayıcı Hava Yolu Hastalıkları (KOAH), akciğer kanseri, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, çocuklarda akciğer gelişiminin bozulmasına ve sık bronşit ataklarına neden olan hava kirliliğinin başlıca nedenleri ise evsel ısınma için kullanılan katı yakıtlar (kömür, odun, tezek), trafik, kömürlü termik santraller ve endüstriyel kaynaklı kirlilik. “Görünmez katil” olarak tanımlanan hava kirliliği can almaya devam ederken, ülkenin 81 ilinden 80’i günden güne derinleşen bu tehditle yaşıyor. Hava kirliliğinin yüksek olduğu kentler arasında bulunan Van’da, havaların soğumasıyla birlikte hemen hemen her mahalleden gri dumanların yükseliyor.
Akşam saatlerinde nefes dahi almanın zorlaştığı kentte, astım, bronşit ataklar, solunum yolu enfeksiyonları şikayetiyle hastaneye başvuranların sayısı günden güne çoğalıyor. Eylül ve Ekim ayında söz konusu artışın yaşandığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Mehmet Hakan Bilgin, hava kirliliğine neden olan yakıtların denetiminin yetkililerce yapılması gerektiğine işaret etti. Bilgin, “Toksin gazının sürekli solunması birçok hastalığa neden olur. Gündelik hayatta toksin alımımızın büyük bir bölümünü yediklerimiz, içtiklerimiz, soluduğumuz hava, girdiğimiz ortamlar ve kullandığımız ürünler oluşturur. Özellikle bu aylarda KOAH ve astım hastalarının dışarıya çıkmamaları gerekir” dedi.
İnsan yaşamını tehdit ediyor
“Katı yakıt” olarak tanımlanan, kömür, linyit, odun, tezek gibi maddelerin yakılmasının kirli havaya neden olduğunu belirten Bilgin, denetim yapılmadığı müddetçe mevcut hastalıkların devam edeceğine dikkat çekti. Dünyada ve Türkiye’de kömürlü termik santrallerden yayılan kirleticilerin durumuna da dikkat çeken Bilgin, sadece santrallerin bulundukları yerlerde değil, yüzlerce kilometre mesafede bile etkilerini gösterebileceğine vurgu yaptı. Bilgin, “Özellikle kömürün yanması ile ortaya çıkan sayısız kirleticilerin arasında Parçacık Madde (PM) olarak tanımlanan kirleticiler çok önemli bir yer tutar. Çapı 2,5 mikron ve altında parçacıkları tanımlayan PM 2.5, havada uzun süre asılı kalabilmekte. Rüzgâr ve hava akımları ile yüzlerce kilometre mesafeye taşınabilmektedir. Solunumla akciğerlerde en küçük akciğer birimine kadar ulaşabildiği gibi, oradan dolaşıma göçebilmekte ve hayati organların damarlarında hasara neden olarak kalp krizi, felç gibi ölümle sonuçlanabilecek hastalıklara da neden olmaktadır. Parçacık madde yanında ozon, karbon monoksit, sülfürdioksit, dizel yakıtlar, nitrojen dioksit hava kirliliğinin oluşmasında önemli rol oynarlar” diye belirtti.
‘Halkın bilgilendirilmesi önemlidir’
Hava kirliliğinden en çok çocukların etkilendiğini dile getiren Bilgin, “Hava kirliliği çocuklarda solunum fonksiyonlarının gelişiminin gerilemesine ve çocuklardaki en önemli kronik hastalık olan astımın oluşmasına yol açıyor. Gebeliğin üçüncü, üç aylık döneminde yüksek düzeyde PM 2,5 kirliliğine maruz kalmak; otizm bozukluğu olan bir çocuğa sahip olma riski ile ilişkili bulunmuştur. Ülkemizde hava kirliliği ölçüm istasyonlarında ölçülen çeşitli kirleticiler arasında PM 2,5 ölçümleri yer almamakta. Bu ölçümlerin sağlanması bu konuda halkın bilgilendirilmesi önemlidir. Elde olunan kısıtlı veriler bile maalesef hava kirliliğinin kaygı verici boyutlarda olduğunu göstermektedir. Ülkemizde var olan kirlilik oranlarının üzerine, yapılması planlanan 81 yeni termik santralin hava kirliliğini daha da artıracağı, çok sayıda yurttaşın hastalanmasına ve erken ölmesine neden olacağı açıktır” diye konuştu.
Kirli havadan nasıl korunacağına da değinen Bilgin, “Dış ortam hava kirliliğinin arttığı kış aylarında özellikle kalp ve akciğer hastalarının dikkatli olması gerekir. Ev içi hava kirleticilerini azaltmak veya kaldırmak (tütün kullanımı), dış ortam kirliliğinin görece azaldığı saatlerde evi havalandırmak ve dışarı çıkmak gibi tedbirler alınabilir” dedi.
Kaynak: MA