Sakarya’da uğradığı ırkçı saldırıda yaşamını yitiren Şirin Tosun’un arkadaşı Mahsun Zere, sadece 21 plakalı araca el salladıkları için saldırıya uğradıklarını söyleyerek, ‘Kürt olduğumuz için ikinci sınıf muamelesi görüyoruz’ dedi.
Diyarbakır’ın Hani ilçesi Kaygusuz Mahallesi’nden mevsimlik işçi olarak Sakarya’nın Karasu ilçesi Paralı köyüne giden 19 yaşındaki Şirin Tosun ve arkadaşı Mahsun Zeren, 21 Ağustos’ta ilçe merkezinden köye dönerken silahlı saldırıya uğradı. Saldırıda Tosun, yaralanırken, Zeren ise kaçarak kurtulmayı başardı. Olay, Tosun’un kaldırıldığı hastanede 51 gün sonra 13 Ekim’de yaşamını yitirmesiyle gündeme geldi. Kürtçe konuştukları için silahlı saldırıya uğradıkları belirtilen Tosun ve Zeren’in, sadece 21 plakalı Diyarbakır aracına el salladıkları için saldırıya uğradıkları ortaya çıktı.
Sakarya’da uğradığı silahlı saldırının ardından arkadaşı Tosun’un yanında hastanede 15 gün kaldıktan sonra Diyarbakır’a, buradan da bu kez Bitlis’e patates toplamaya giden 19 yaşındaki Mahsun Zeren, saldırıya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Şah Oruç- Aydın Atay’a konuştu.
‘Sadece 21 plakalı araca el salladık’
Saldırının etkisinde kalan ve yaşadıklarını pek anlatmak istemeyen Zeren, Sakarya’ya fındık toplamaya gittiklerini belirterek, şöyle konuştu: “Her yaz giderdik. Yağmur yağdı, o gün çalışmadık. İlçe merkezine dolaşmaya gittik. Dönüşte köye yakın indik. Yanımızdan geçen 21 plakalı bir arabaya el salladık. Arabayı gördüğümüz için sevinmiştik, gülerek aşağı doğru iniyorduk. Yaklaşık 50 metre sonra aşağıda oturan 6 kişilik bir grup arasından biri bize neden gülüyorsunuz, neden el salladınız diye sordu. Biz de ‘Diyarbakırlıdırlar hemşeri olduğumuz için ve hasret gidermek için el salladık’ diye cevap verdik. Bunun üzerine ‘Diyarbakır’a da… Arabayı da…’ diyerek küfür etmesi üzerine yanındaki arkadaşları da bira şişelerini bize fırlatmaya başladı. Kendimizi bira şişelerinden korumaya çalışırken, silahını çıkararak ateş etti. İlk atışında Şirin vuruldu. Şirin düştükten sonra bana da iki el ateş etti. Kaçarak kurtulabildim. Köyden yardım istedim. Biz geri döndüğümüzde sadece bir kişi kalmıştı orada. Şirin başından vurulmuştu. Orda bekleyen kişi bize ‘Merak etmeyin, kurşun sıyırmış, kimseye söylemeyin, kendi aramızda çözeceğiz’ dedi.”
‘Kimse arabasına almak istemedi’
Tosun’un olay yerinde yaklaşık 40 dakika boyunca yaralı bir şekilde beklediğini ve ticari taksilerin dahi kendilerini almak istemediğini ifade eden Zeren, olay yerine geç gelen ambulansla Tosun’u hastaneye götürdüklerini kaydetti.
Olaydan sonra çağırıldığı adliyede savcılığa ifade verdiğini, saldırganları ve ateş edeni fotoğraf teşhisinde bulunduğunu belirten Zeren, teşhis ettiği 6 kişiden 3’ünün gözaltına alındığını ve ateş edenin tutuklandığını dile getirdi. Zeren, tüm taleplerine rağmen saldırganların verdiği ifadelerin kendilerine verilmediğini aktardı.
‘Diyarbakırlı olduğumuz için o muameleyi gördük” diyen Zeren, saldırının ardından birlikte çalışmaya gittikleri ekibi, Diyarbakır’a gönderdiklerini, kendisinin de hastanede arkadaşı Tosun’un yanında 15 gün kaldıktan sonra Diyarbakır’a döndüğünü söyledi.
Verdiği ilk ifadenin ardından şu ana kadar dosya ile ilgili ifadeye çağırılmadığını ve dosyanın hangi aşamada olduğu konusunda bir bilgisini olmadığını belirten Zeren, tek isteğinin kendilerine ateş eden Z.A.’nın (50) ceza alması olduğunu kaydetti.
‘Artık oralara gitmeyeceğiz’
“Hiç kimseyle bir sorunumuz yoktu. Artık oralara çalışmaya gitmeyeceğim” diyen Zeren, “Orada çalışıyoruz. Kaldığımız yer çadır ya da ev fark etmiyor ahır gibi. Normal düzgün bir ev yok. Oranın yerli işçileri saat 08.00’da işe başlayıp, akşamüzeri 17.00’da işten çıkıyor. Biz ise 07.00’da başlayıp, 19.00’da işten çıkabiliyoruz. Yerli işçiler 100 lira yevmiye alırken bize 85 lira veriliyor. Aynı yerde çalışmamıza rağmen yerli işçilere yemek veriliyor ancak biz kendi yemeğimizi yapıyoruz. Kürt olduğumuz için ikinci sınıf muamelesi görüyoruz” ifadesinde bulundu.