Bugün Sait Faik Abasıyanık’ın doğum günü. Böylesi bir vesileyle, ben de onun ünlü ‘Medar-ı Maişet Motoru’ eserini ele kaleme aldım
Kültür-edebiyat dünyamız bugünlerde Sait Faik’i epeyce konuşacak ve yeniden değerlendirecek. Çünkü 18 Kasım, Sait Faik Abasıyanık’ın doğum günü. Böylesi bir vesileyle, ben de onun ünlü “Medar-ı Maişet Motoru” eserini ele almak istiyorum.
Önce yazarın yaşam öyküsünü biraz hatırlayalım: Sait Faik, 18 Kasım 1906 günü Adapazarı’nda doğdu. 1913 yılında Rehber-i Terakki’de okula başladı. 1922’de ise Adapazarı İdadisi’ne (lisesine) yazıldı. Aile, 1924 yılında İstanbul’a göç edince, orada da İstanbul Erkek Lisesi’ne kaydoldu. Disiplinsizlik yaptığı gerekçesiyle İstanbul Erkek Lisesi’nden 1925 yılında atılınca öğrenimine Bursa Erkek Lisesi’nde devam etmek zorunda kaldı. İlk öyküsü olan “İpekli Mendil”i o yıl, edebiyat dersinin ödevi olarak yazdı. Bursa Erkek Lisesi’nden 1928 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydını yaptırdı. İlk yazısı “Uçurtmalar” Milliyet gazetesinde 1929 yılında yayımlandı. 1930 yılında ilk kez yurtdışına çıktı. Babası onun iktisat okumasını istiyordu ama bunun yerine değişik şehirlerde, değişik konularda derslere girdi. Sonunda babasının isteğiyle 1934 yılında ülkeye döndü. Sait Faik, 1935 yılında Halıcıoğlu Ermeni Yetim Okulu’nda Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı. Öğrenciler üzerinde hakimiyet kuramaması nedeniyle çıkan bir tartışma sonucunda işten ayrıldı. Babası, 1936 yılında Sait Faik’e Odunkapısı’nda zahire alım satımı yapmak için bir dükkân açtı. Ancak bu işi kısa sürede batırdı. İlk kitabı “Semaver” Remzi Kitabevi tarafından baskı maliyetini babasının karşılamasıyla yayımlandı. Kısa bir süre için Marsilya’ya gitti. Babası Mehmet Faik Bey yakalandığı ağır bronşitten kurtulamadı ve 1938 yılında vefat etti.
1939 yılından itibaren “Sarnıç” ve “Şahmerdan” yayınlandı. “Çelme” isimli öyküsü yüzünden askeri mahkemede yargılandı ve 1940 yılında beraat etti. Haber-Akşam Postası’nda 1942 yılında muhabir gazeteci olarak çalıştı ve mahkemelerde yaptığı röportajları izlenimleriyle birleştirerek “Mahkemelerde” başlığı altında yayımladı.
Yeni Mecmua’da 1940- 1941 yıllarında tefrika edilen “Medar-ı Maişet Motoru” Yokuş Kitabevi tarafından yayımlandı. Kitabın basım maliyetleri Sait Faik, annesinden aldığı para ile karşılandı. Kitap yayımlandıktan birkaç gün sonra Bakanlar Kurulu kararıyla toplatıldı.
Medar-ı Maişet Motoru, Varlık Yayınları tarafından 1952 yılında ikinci kez basılırken Sait Faik, kitabın adını “Birtakım İnsanlar”, romanda geçen “Medar-ı Maişet” adlı motorun adını da “Ceylan-ı Bahri” olarak değiştirmek gereğini hissetti. Sait Faik’in bu eseri, o günden bugüne Varlık, Bilgi, Yapı Kredi ve İş Bankası Yayınları tarafından tam 46 kez yayınlandı.
İş Bankası Yayınları, bu kitabı, artık sansür edilen kısımlarını da ekleyerek yayınlıyor. Böylece sansür edilmek zorunda kalınan yerlerin ne kadar da zorlama olduğunu görebiliyoruz. Ancak bu eserin değeri, sadece 1940’lı yılların sansür anlayışının ne kadar ilkel olduğunu göstermesi açısından değil, o yıllarda değişik halk ve dinden insanların İstanbul’da ne kadar güzel-kardeşçe yaşadığını göstermesi bakımından çok büyüktür. Medar-ı Maişet Motoru’nun belki de ilk roman olmasından kaynaklı dağınıklığını ve kimi kopukluklarını burada ele almayı haddimiz olarak görmüyoruz ama Sait Faik yaşıyor olsaydı, bu eserini biraz daha derli-toplu halde yayınlatmayı isterdi sanırım.