HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Mersin Kongresi’nde konuştu. Temelli, Erdoğan’ın HDP’ye ve belediyelere yönelik saldırılarına karşı ‘yılmayacaklarını ve teslim olmayacaklarını’ söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Örgütü, “Umut ve cesaretle örgütlenelim faşizmi yenelim” şiarıyla Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda Eş Genel Başkan Sezai Temelli’nin katılımıyla 3. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongreye milletvekilleri Fatma Kurtulan, Nuran İmir, Pero Dündar ve Rıdvan Turan ile SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce, HDK, SYKP, Devrimci, Parti, SES, Mersin Cemevi, ESP, TİP, DAD, Dersimliler Derneği, Halkevi, İHD ve binlerce kişi katıldı. Kongre saygı duruşuyla başlarken, divan seçimiyle kongre devam etti. Kongrenin açılış konuşmasını yapan HDP İl Eşbaşkanı Mustafa Işık, parti çalışmalarından yer alanlara teşekkür ederek, yeni yönetime başarılar diledi.
HDP geri adım atmadı
Işık’ın ardından konuşan Eş Genel Başkan Sezai Temelli, hıncahınç dolu salona “HDP her şeyden önce bir mücadele bir partisidir. HDP onurlu bir barış ve demokratik bir cumhuriyet için bu mücadeleden asla vazgeçmemiştir. HDP asla geri adım atmadı. Asla geri adım atmayacak. Daha da güçlenerek daha da büyüyerek mücadeledeki kararlı yürüyüşünü sürdürecektir. Bizim kongrelerimiz bir göreve teslim veya nöbet teslimi gibi değildir. Bugün bu salonda görüldüğü gibi bizim kongrelerimiz büyüme güçlenme iradesini çok daha kararlı bir şekilde öne koyma kongreleridir” diye seslendi.
‘Kayyum gidecek’
Salondan yükselen “Kayyum gidecek, halk gelecek” ve “Direne direne kazanacağız” sloganlarına Temelli, “Sadece kayyum değil bu iktidarda gidecek. Çünkü bu iktidar adaletsizlik iktidarıdır. Zulüm, şiddet ve savaş iktidarıdır. Halklarımız, kadınlar, emekçiler, gençler, savaş istemiyor. Şiddet istemiyor. Zulüm istemiyor. Bu ülkede onurlu bir barış ve eşit yurttaşlar olarak yaşamak istiyorlar. Nasıl ki 31 Mart’ta kayyumları süpürüp attık, çok yakında bu iktidarı kayyumlarıyla beraber faşizm çöplüğüne süpürüp atacağız. Öyle karamsar olmak, öyle hüzünlenmek yok. Her zaman bu mücadelede en önde olmaya devam edeceğiz. Sözümüz var arkadaşlarımıza, yitirdiğimiz yoldaşlarımıza cezaevindeki ve sürgündeki arkadaşlarımıza ama her şeyde öncesi halkımıza sözümüz var. O sözün gereğini mutlaka yapacağız. Yılmayacağız, teslim olmayacağız, geri adım atmayacağız” diye karşılık verdi.
‘Hukuksuz düzenle karşı karşıyayız’
“Bir hukuksuz düzenle karşı karşıyayız” diyen Temelli, her yerde hukuksuzluk ve adaletsizliğin olduğunu ifade etti. Bunun temel nedeninde bu ülkede 21 yıldır uygulanan tecrit hukuku olduğunu vurgulayan Temelli, “Bu ülkede 5 yılı aşkın süredir uygulanan mutlak tecrit uygulamasıdır. Buna son vermeden bu ülkeye bir hukuk düzeni kurmak mümkün değildir. Bunu ısrarla her defasında her konuşmamızda dile getirdik. Tecritte ısrar edenler, tecridi savunanlar, tecrit konusunda adım atmayanlar ülkeyi bugün bu hale sürüklemiştir. Bu ülkede hukuk adına hiçbir şey kalmamıştır. Hukuk devletin bahsetmek mümkün değildir. Artık mahkeme salonlarında da bile adalet kalmamıştır. Tarafsız ve bağımsız olmayan bir yargı talimatla hareket eden bir yargı sürekli olarak şiddeti üretmektedir. Toplumsal barışı yıkmakta ve yerine şiddeti yerleşmektedir. Eğer bir ülkede yargı şiddeti üretiyorsa; o ülkede bir hukuk devletin bahsetmek mümkün değildir. Bir anayasa bir devletin bahsedemezsiniz, daha da ötesi bir devletten söz edemezsiniz. Bugün karşı karşıya olduğumuz şey bir zorbalıktır. Bu zorbalığa karşı hukuk devletinin anayasa devletinin demokratik cumhuriyeti savunmak gereğini yapmak artık boynumuzun borcudur. Bunun için bu ülkedeki herkesi mücadeleye davet ediyoruz” diye konuştu.
Kayyum atamaları
Hukuksuzluk ve adaletsizliklere işaret eden Temelli, “Bu rejim kayyum rejimidir. Bizim belediyelerimize kayyum atamalarından dolayı değil. Bu belediye binalarına kayyum atabilirler. O belediye binası içinde o belediye binasına etrafına güvenlik şeritleriyle ördükleri yerde etrafı çevrilmiş beton yığınları içinde onlar çürümeye devam edeceklerdir. Onlara bizim iradelerimize, bizim kentlerimize kayyum atayamazlar. Bunları kabul etmedik, etmeyeceğiz. Kentlerimizden ve iradelerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. O belediye binaları içerisinde çürüyen kayyumcu aslında bu rejimin teşhiridir. Bu bir kayyum rejimidir. Çünkü dışından yönetememektedir” diye belirtti. Temelli, şöyle devam etti: “Türkiye’yi değiştirmek için Türkiye’yi demokratikleştirmek için herkesin karar mekanizmasına katılabileceği radikal demokrasi anlayışla yerellerde iktidara geldik. Müzakereci ve katılımcı bütçe anlayışımızla önemlisi de üreten biz yöneten biz anlayışla iktidara geldik. İşte bugün yönetemeyenler bu yönetim anlayışına kayyum atamaya çalışıyorlar. HDP’nin ortaya koyduğu siyaseti çok iyi biliyorlar. Bu siyaseti yürütme ve iktidara taşıma zamanıdır.”
‘Eşbaşkanlık sistemi kadın özgürlüğüdür’
AKP’nin tüketen siyasetinden kaynaklı eşbaşkanlık sistemine saldırdığını sözlerin ekleyen Temelli, şöyle devam etti: “Oysa eşbaşkanlık sistemi hem Türkiye’ye hem de dünyaya örnektir. Toplumsal özgürlüğün önünü açabilecek hatta gerçek anlamda demokrasinin önünü açabilecek bir adımdır. Çünkü eşbaşkanlık sistemi eşit temsiliyettir. Eşbaşkanlık sistemi kadın özgürlüğüdür. Eşbaşkanlık sistemi yaşamın, toplumun özgürlüğüdür. Kadını yok sayan kadını siyasetten toplumdan yaşamından dışlamaya çalışan bu faşist zihniyet eşbaşkanlık sistemini suçluyor. Eğer bu erkek egemen sistemin bu faşist zihniyeti sistemini yıkmak istiyorsak, bunun mücadelesini yükseltme zorundayız. Bu mücadeleyi yaşamın her alanında var etmek zorundayız. Bu cinsiyetçi anlayışa karşı toplumsal cinsiyete duyarlı siyaseti var etmek zorundayız. İşte o zaman bu faşist sistemi yıkayacağız. Öyle bir yıkacağız ki bir daha ayağa kalkamayacaklar.”
‘Barışın sesini çıkartmalıyız’
AKP iktidarı döneminde ülkenin sürekli olarak geriye gittiğini ifade eden Temelli, AKP’nin savaş politikalarından beslenerek iktidarda çalıştığını dile getirdi. Temelli, içerde ve dışarıda savaşa karşı çıkılması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nerde bir savaş politikası sesi çıkıyorsa, karşısında barış sesi çıkarmalıyız. Suriye’deki savaşa da bu nedenden dolayı karşı çıkmalıyız. Suriye’deki savaşa karşı çıkmazsanız bu ülkede barışı inşa edemezsiniz. O yüzden Türkiye’de siyasi çözüm demokratik çözümün gereğini yapmak zorundayız. Bugün Suriye’ye baktığımızda IŞİD’e karşı savaşanları görmek zorundayız. Bugün Suriye’de siyasal çözüm için çabalayanları görmek zorundayız. Bugün Suriye’de halkların barışı için çabalayan meclisi görmek zorundayız. Suriye Demokratik Meclisini görmek zorundayız. Çözüm Suriye halklarının bir aradan olmasından geçiyor. Bugün ABD’ye giderek, Kobanê zamanını hatırlatarak, Suriye’deki gerçek dili çarpıtarak aslında kendi iktidarlarını tutundurmaya çalışan iktidara bir yanıtımız var: Kobanê düştü düşecek diye o sınırı çevrilip IŞİD’e yol verenler şunu bir daha haykırıyoruz, Kobanê düşmedi, düşmeyecek. Kobanê düşmesin diye 12 bin insan yaşamını yitirdi. Hem Ortadoğu hem de dünya büyük bir felaketten kurtarıldı. Bu mücadeleyi verenler için bu şiddet ve nefret diline karşı büyük bir dayanışmayı ortaya koymalıyız. Bilmeliyiz ki Kobanê olmasaydı; Ortadoğu’da da Türkiye’de de IŞİD teröründen kurtulmayacaktı. Şimdi diyorlar ki biz IŞİD’le mücadele ettik. Bağdadi gelmiş, 5 kilometre ötende oturuyor, oraya müdahale edip, IŞİD’le mücadele edeceğine diyorsun ki haberim yoktu. Bağdadi öldükten sonra çıkıp diyor ki, ben ablasını yakaladım. Öyle samimiyetsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. IŞİD’le mücadele etmediler. Ankara katliamında arkadaşlarımız yoldaşlarımız öldüğünde Suruç’ta genç yoldaşlarımız katledildiğinde çıktılar, oylarımız artıyor dediler. Bu muydu, IŞİD’le mücadele. Kimin IŞİD’le mücadele ettiğini gayet iyi biliyoruz. O yüzden diyoruz ki Suriye’de IŞİD’le mücadele edenlerde var olacaktır” dedi.
Halk çözecek
Ülkedeki ekonomik krize değinen Temelli, “Biz işsizliğinde yoksulunda çaresini bulacağız. Çare halktır. Halkın bütçesindedir. O yüzden diyoruz ki bütçeyi savaşa değil, eğitime, sağlığa, barışa, toplumsal barışa ayırın. Bu halk kendi bütçesine de kendi geleceğine de sahip çıkacak” diye konuştu. Temelli, şunları söyledi: “Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Bu faşist zihniyet karşısında toplumsal muhalefetin, muhalefetin toplumsal sivil kuruluşlarının, sendikaların bütün kurum ve kuruluşlarının yan yana gelip demokratik çözümde demokratik ittifakta buluşma zamanıdır. Kongrelerimizde bu çağrıyı büyütüyoruz. Sadece yerelde değil bütün ülkeyi demokrasi ve barış mücadelesini örgütleyeceğiz. Bunun için Mersin’de ve Türkiye’nin her yerinde mahalle mahalle, işyeri işyeri gezeceğiz. Gençlik meclislerine hayata geçireceğiz. Herkesi bu meclislere davet edeceğiz. Bir araya geleceğiz bu meclislerde müzakere edeceğiz. Sorunlarımıza ortak çözümler arayacağız. İl ve ilçe teşkilatlarının önceliği bu meclisleri hayata geçirmektir. Bu şekilde örgütlenerek, Türkiye’yi de Ortadoğu’ya da dünyayı da değiştireceğiz.”
Temelli’nin konuşması ardından faaliyet ve mali raporun okunması ardından gidilen seçimde HDP Mersin İl Eşbaşkanlığı’na Bahar Arslan ve Mehmet Alış seçildi.