Adalet Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 389 cezaevi bulunuyor. Bunların 288’i kapalı cezaevidir. Kapalı cezaevlerinden 14’ü F tipi olmak üzere 17’si yüksek güvenlikli cezaevidir. Aralarında Tekirdağ, Sincan, Ankara, Eskişehir, Bolu, Edirne, Kırklareli, Bafra, Balıkesir, İzmir, Bingöl, Kayseri, Burdur, Silivri ve Elazığ’ın da bulunduğu kapalı ya da yüksek güvenlikli cezaevlerinde kalan mahpuslar, okumak istediği gazete ve dergileri sakıncalı bularak içeriye almayan cezaevi yönetimlerinin kararlarına yaptıkları itirazları ilgili mahkeme aşamalarını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne taşıdılar.
Böylece, aralarında Özgürlükçü Demokrasi, Demokrasi, Demokratik Ulus, Yeni Demokratik Ulus, Serxwebun, Özgür Gündem, Özgür Halk, Azadiya Welat, Diz Çökmeyenlerin Gazetesi ve Atılım isimli gazeteler ve Jineoloji dergisinin 2014 ila 2018 yılları arasında yayımlanmış tek ya da çeşitli nüshalarının başvuruculara teslim edilmediği üzerine yapılan başvuruları topluca inceleyen Anayasa Mahkemesi, başvuru tarihlerinde, başvuruculara teslim edilmeyen bu süreli yayınlar hakkında verilmiş bir toplatma ya da el koyma kararı bulunmadığından hareketle, söz konusu gazete ve dergilerin okurlarına verilmesi gerektiğine karar verdi.
Oy çokluğuyla alınan bu karar, Resmi Gazete’nin 21 Mayıs 2019 tarih ve 301780 sayılı nüshasında yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunuyor. Başvuru Numarası: 2016/12936 olan bu dosyanın Karar Tarihi: 27/3/2019. Yani dosya aslında 27 Mart 2019 günü karara bağlanmış. Resmi Gazete’de yayınlanmak için iki ay kadar sıra beklemiş!
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu kararla, söz konusu gazetelerin kimi haberlerini uygun bulmayarak kendilerini mahkeme yerine koyan, hatta onları bile aşarak, onların bu konuda herhangi bir soruşturma ya da dava açmamalarına bile aldırmayarak, gazeteleri cezaevine almayan cezaevi yönetimlerine aldıkları bu idari kararların yasalara aykırı olduğunu hatırlatmış oldu. Bu nedenle, okurlarımız başta gazetemiz olmak üzere istedikleri gazete ve dergilere abone olabilirler ve içeride okuyabilirler. Tek başına hapiste tutulmak bile yeterince ağır bir ceza iken, cezaevi idarelerinin bunun üzerine yaptırımlar yaratmaya çalışmalarını anlamak mümkün değildir. Aslında siyasi mahpusların okumak istediği gazeteleri onlara da tavsiye ederiz:)
Herhangi bir saik ile gazetelerimizi içeriye vermek istemeyen cezaevi idarelerinin ilk refleksi, gazetenin oraya gelmediğini iddia etmek oluyor. Oysa ya geliyordur ya da istediklerinde biz onlara en yakın bayiye gazetemizi göndermeye daima hazırız. Böylesi bir ‘gerekçe’yi aştıktan sonra, gazeteyi çeşitli nedenlerle uygun görmediklerine dair idari kararı, içerideki mahpuslara sözlü ya da yazılı şekilde iletiyorlar.
Ancak Anayasa Mahkemesi böylesi gerekçeleri de kabul etmediğini çok açık bir şekilde göstermiş bulunuyor. Bu karardan şimdiye kadar haberleri olmadıysa, Resmi Gazete’nin internetteki sitesinden söz konusu tarih ve nüshasındaki kararı okuyabilirler. Bu kararın aksine davranmak ise Anayasa suçudur ve ağır sonuçları olur. Anayasa Mahkemesi, başvurucuları haklı bulduktan sonra her birine net 500 lira manevi tazminat ödenmesine de karar vermiş. Dahası yaptıkları mahkeme masraflarının da kendisine ödenmesini istemiş. Bu ödemelerin dört ay içinde ödenmesini isteyen mahkeme, geciktirilmesi halinde yasal faizle ödenmesi gerektiğini hatırlatmış. Okurlarımızın derdi manevi tazminat kazanmak değil elbette. Onların asıl dertleri, dışarıda yasal olarak yayınlanan ve dağıtılan gazetelerini içeride de okumak. Gerçek haberlerden, içeride de haberdar olmak ve yaşamlarını ona göre düzenlemek.
İçeride henüz gazetemize ulaşamayan okurlarımızın görüşçülerine ve avukatlarına çağrımız var. Bu konuda sizler, buradaki uyarılarımızı onlara iletmelisiniz. İçerideki okurlarımız, idare kendilerine gazetemizi vermediğinde, İnfaz Hakimliği’ne başvursunlar. İsteyene Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu kararını posta ile iletebiliriz; ancak idareler bu karara istediklerinde çok kolayca ulaşabilirler. Aslında, bu kararı okuyup, gereğini yapmak asıl onların görevi. Tekrarlıyoruz: Gazetemizi içeriye vermemek, Anayasa Kararı’nı tanımamak anlamına gelir ve suçtur!
Bu hafta, yeniden ‘açılan’ posta kutumuza içeriden henüz hiç mektup gelmedi. İçerideki okurlarımızdan sorunlarını içeren mektuplarını beklerken, onların görüşçülerine de burada yazdıklarımızı onlara mutlaka ama mutlaka iletmek düşüyor.