Bolivya’da darbe yapan faşistler Senato Başkan Yardımcısı Jeanine Anez’i başkan ilan etti. Morales, Anez’i ‘darbe tüccarı’ olarak nitelerken direniş sürüyor. Darbe karşıtları ve COB genel grev işareti verdi.
Bolivya’da darbeciler halkların iradesini, anayasayı hiçe sayarak cunta oluşturmak için bir isim belirlerken, darbe karşıtları normal sisteme geçiş için 24 saat süre verdi. Darbe karşıtları eğer 24 saat içinde talepleri karşılanmazsa tüm ülkede genel grev ilan edeceklerini duyurdu. Morales “dünyanın bütün halkları özgür olmak haklarına sahipler. Bizim en büyük suçumuz ideolojik olarak anti-emperyalist olmamız. Mücadele etmeye devam edeceğim” derken darbe karşıtları barikatlarla yolları kapatıyor.
ABD ve detstekçi neo-liberal blokların yerli işbirlikçi faşistleri yedekleyerek Bolivya’da gerçekleştirdikleri 10 Kasım darbesinin suç ortakları cunta yönetimi oluşturuyor. Emperyal sağcı bloklar Evo Morales liderliğindeki Sosyalizm Hareketi’ni (Movimiento al Socialismo MAS) ezmek, kıtadaki sol umudu diğer ülkelerde de bitirmek için sağcı yönetim oluşturuyor. Sağcı Senatör, Çokuluslu Yasama Meclisi’nin (ALP) üst kanadı Senatörler Meclisi Başkan Yardımcısı Jeanine Anez geçici devlet başkanlığı ilan edildi. Dini ön plana çıkarıp elinde büyük bir İncil ile devlet başkanlığı sarayına giren Anez’e eşlik eden kalabalığın, “İncil saraya geri döndü” sloganı atması dikkat çekti.
Darbe başlarken sağcı Fernando Camacho da İnci ile sarayda vir ritüel gerçekleştirmişti. Anez, en kısa sürede genel seçimlere gidileceğini bildirdi. Ordunun da ABD destekli darbeye katılmasıyla istifa ederek Meksika’ya sürgüne giden Evo Morales Ayma, Jeanine Anez’in darbecilerce geçici devlet başkanı ilan edilmesine ilişkin, “Tarihin en sinsi ve kötü darbesi yapıldı” dedi. Morales Anez’i “darbe tüccarı sağcı bir senatör” olarak tanımladı. Morales, Anez’in başkanlık görevini üstlenmesinin Bolivya anayasası ve yasama meclisi normlarına aykırı olduğunu kaydetti. Bolivya’da halkın iradesine saldırıldığını vurgulayan Morales, “Tarihin en sinsi ve kötü darbesi yapıldı. Sağcı darbeci bir senatör, önce kendini Senato Başkanı, ardından da yasama çoğunluğu olmadan etrafında bir grup suç ortağı ve halka baskı yapan güvenlik güçlerinin eşliğinde Bolivya’nın Geçici Devlet Başkanı ilan ediyor. Bu darbe, polis ve darbe için kullanılan askerlerin öldürdüğü kardeşlerimizin üzerine yapılmıştır” dedi.
Darbe ortakları sağcı Carlos Mesa ve Sivil Komitelerin Santa Cruz kentindeki lideri sağcı muhalif Fernando Camacho’ya ilişkin de Morales, şunları kaydetti: “Carlos Mesa, demokrasiyi yerle bir ediyor ve halkı katlediyorsun. Senin tarihe bırakacağın miras budur. Fernando Camacho, Bolivya’yı bölmek, bölgesel onur değildir. İncil, Bolivyalıları öldürmek için kullanılamaz. Bolivya’yı mahvetmeyi bırakın.” Morales, Kızılderililerin bayrağı wiphala gibi sembollere saldırının da ırkçılık olduğunu yazdı, Mesa ve Camacho’nun ırkçılık yaptığını vurguladı.
Bütün halklar özgür olmalı
Morales, ayrıca “9 Kasım Cumartesi günü Cochabamba’ya geldiğimde bir ordudan bir güvenlik görevlisi, beni teslim edene 50 bin dolar ödül verileceğine dair yazılan mesajları bana gösterdi” dedi. Morales, “Gözdağı ve tehditlerle Sucre ve Potosi Belediye Başkanlarını, Potosi Eyaleti Valisini istifa etmeye zorladılar. Onlar, korktukları için istifa etmediler. Yöneticiler istifa edene kadar ailelerine, çocuklarına karşı şiddet eylemleri düzenlendi, rehin alma hatta yakmakla tehdit ettiler. Biz daha fazla kan dökülmesin, çatışma olmasın diye istifa etmeye karar verdik” ifadesini kullandı. Mücadeleye devam edeceğini kaydeden Morales şunları ekledi: “Yaşadığım müddetçe mücadele etmeye devam edeceğim. Şundan eminiz ki, dünyanın bütün halkları özgür olmak haklarına sahipler. Baskı, ötekileştirme ve aşağılamayı bitirdiğimize inanıyorduk ama yaşam hakkına ve vatanına saygı duymayan bir grup ortaya çıktı… Benim tek suçum yerli olmak. Eğer bir günahımız varsa o da; eşitlik ve adalet adına toplumun sosyal seviyesi düşük kısmı için sosyal programlar hayata geçirmek. Ben, ancak sosyal adalet sağlandığında barışın hakim olacağına ikna oldum. En büyük suçumuz anti-emperyalist olmamız. Bütün dünya şunu bilsin, bu darbe yüzünden ideolojimi değiştirmeyeceğim ve alt seviyeden gelenlerle çalışmayı bırakmayacağım.”
Barikatlarda direniş
Bolivya’da darbeciler halkların iradesini, anayasayı hiçe sayarak cunta oluşturmak için bir isim belirlerken, darbe karşıtları normal sisteme geçiş için 24 saat süre verdi. Darbe karşıtları eğer 24 saat içinde talepleri karşılanmazsa tüm ülkede genel grev ilan edeceklerini duyurdu. Morales “dünyanın bütün halkları özgür olmak haklarına sahipler. Bizim en büyük suçumuz ideolojik olarak anti-emperyalist olmamız. Mücadele etmeye devam edeceğim” derken darbe karşıtları barikatlarla yolları kapatıyor. ABD ve detstekçi neo-liberal blokların yerli işbirlikçi neo-faşistleri yedekleyerek Bolivya’da gerçekleştirdikleri 10 Kasım darbesinin suç ortakları cunta yönetimi oluşturuyor. Neo-emperyal sağcı bloklar Evo Morales liderliğindeki Sosyalizm Hareketi’ni (Movimiento al Socialismo MAS) ezmek, kıtadaki sol umudu diğer ülkelerde de bitirmek için sağcı yönetim oluşturuyor. Sağcı Senatör, Çokuluslu Yasama Meclisi’nin (ALP) üst kanadı Senatörler Meclisi Başkan Yardımcısı Jeanine Anez geçici devlet başkanlığı ilan edildi.
Dini ön plana çıkarıp elinde büyük bir İncil ile devlet başkanlığı sarayına giren Anez’e eşlik eden kalabalığın, “İncil saraya geri döndü” sloganı atması dikkat çekti. Darbe başlarken sağcı Fernando Camacho da İnci ile sarayda vir ritüel gerçekleştirmişti. Anez, en kısa sürede genel seçimlere gidileceğini bildirdi. Ordunun da ABD destekli darbeye katılmasıyla istifa ederek Meksika’ya sürgüne giden Evo Morales Ayma, Jeanine Anez’in darbecilerce geçici devlet başkanı ilan edilmesine ilişkin, “Tarihin en sinsi ve kötü darbesi yapıldı” dedi. Morales Anez’i “darbe tüccarı sağcı bir senatör” olarak tanımladı. Morales, Anez’in başkanlık görevini üstlenmesinin Bolivya anayasası ve yasama meclisi normlarına aykırı olduğunu kaydetti. Bolivya’da halkın iradesine saldırıldığını vurgulayan Morales, “Tarihin en sinsi ve kötü darbesi yapıldı. Sağcı darbeci bir senatör, önce kendini Senato Başkanı, ardından da yasama çoğunluğu olmadan etrafında bir grup suç ortağı ve halka baskı yapan güvenlik güçlerinin eşliğinde Bolivya’nın Geçici Devlet Başkanı ilan ediyor. Bu darbe, polis ve darbe için kullanılan askerlerin öldürdüğü kardeşlerimizin üzerine yapılmıştır” dedi.
Darbe ortakları sağcı Carlos Mesa ve Sivil Komitelerin Santa Cruz kentindeki lideri sağcı muhalif Fernando Camacho’ya ilişkin de Morales, şunları kaydetti: “Carlos Mesa, demokrasiyi yerle bir ediyor ve halkı katlediyorsun. Senin tarihe bırakacağın miras budur. Fernando Camacho, Bolivya’yı bölmek, bölgesel onur değildir. İncil, Bolivyalıları öldürmek için kullanılamaz. Bolivya’yı mahvetmeyi bırakın.” Morales, Kızılderililerin bayrağı wiphala gibi sembollere saldırının da ırkçılık olduğunu yazdı, Mesa ve Camacho’nun ırkçılık yaptığını vurguladı. Bütün halklar özgür olmalı Morales, ayrıca “9 Kasım Cumartesi günü Cochabamba’ya geldiğimde bir ordudan bir güvenlik görevlisi, beni teslim edene 50 bin dolar ödül verileceğine dair yazılan mesajları bana gösterdi” dedi. Morales, “Gözdağı ve tehditlerle Sucre ve Potosi Belediye Başkanlarını, Potosi Eyaleti Valisini istifa etmeye zorladılar. Onlar, korktukları için istifa etmediler. Yöneticiler istifa edene kadar ailelerine, çocuklarına karşı şiddet eylemleri düzenlendi, rehin alma hatta yakmakla tehdit ettiler. Biz daha fazla kan dökülmesin, çatışma olmasın diye istifa etmeye karar verdik” ifadesini kullandı.
Mücadeleye devam edeceğini kaydeden Morales şunları ekledi: “Yaşadığım müddetçe mücadele etmeye devam edeceğim. Şundan eminiz ki, dünyanın bütün halkları özgür olmak haklarına sahipler. Baskı, ötekileştirme ve aşağılamayı bitirdiğimize inanıyorduk ama yaşam hakkına ve vatanına saygı duymayan bir grup ortaya çıktı… Benim tek suçum yerli olmak. Eğer bir günahımız varsa o da; eşitlik ve adalet adına toplumun sosyal seviyesi düşük kısmı için sosyal programlar hayata geçirmek. Ben, ancak sosyal adalet sağlandığında barışın hakim olacağına ikna oldum. En büyük suçumuz anti-emperyalist olmamız. Bütün dünya şunu bilsin, bu darbe yüzünden ideolojimi değiştirmeyeceğim ve alt seviyeden gelenlerle çalışmayı bırakmayacağım.”
ITT’den Lityuma
ABD Şili’de Unidad Popular’ın adayı Salvador Allende’nin 1970 seçimini kazanması sonrası 11 Eylül 1973’te General Augusto Pinochet ve destekçisi faşitler eliyle darbe yaparken motivasyonu Allende yönetiminin halklar eksenli politikalarının ve kamulaştırma politikasının bulaşıcı olması korkusu yaymasıydı. Şili’de CIA kumpasıyla Telefon ve Telgraf Şirketleri darbede önemli rol oynamışlardı. Çünkü Allende gelirleri tekeller sömürmesin diye halklarla paylaşmak için çelik, kömür ve bakır sanayilerini kamulaştırmıştı. International Telephone and Telgraph’a (ITT), Kennecott, Anaconda ve Cerro gibi şirketler Şili bakır üretiminin yüzde 80 kadarını elinde tutuyordu. ITT yönetiminin darbe için CIA ile sık sık görüşmeler yaptığı ortaya çıkmıştı. İletişim ve ulaşım açısından hayatiydi olan alanlar kamulaştırılınca darbe yapılmış, halklar işkence ve kıyımdan geçirilmişti. Bolivya’da da yeni versiyon yaşanıyor. Bolivya, dünyanın en büyük lityum rezervlerine sahip ülkesi. Gümüş-beyaz renkli alkali bir metal olan lityum bataryalarının üretiminde hayati. Yine yeni nesil arabalar için lityum çok önemli. Yani VW, BMW ve Mercedes vb markaların elektrikli araç üretimleri açısından önemli. Dünya geneline bakıldığında da dünyanın lityum rezervlerinin yüzde 50 kadarı Bolivya’da. Lityumu olan diğer ülkeler arasında yine Latin Amerika’dan Şili ve Arjantin var.
Bolivya’nın 2005’te seçilen ilk Kızılderili Başkanı Evo Morales’e yönelik 10 Kasım 2019 darbesi öncesi Japonya, Fransa ve Almanya gibi ülkeler Bolivya lityumuna önem veriyordu. Japonya’dan Mitsubishi ve Sumitomo ile Fransa’dan Bollore gibi dev irketler yatırım olanakları için Bolivya’ya temsilciler göndermişlerdi. Küresel Çok uluslus Şirketler (ÇUŞ) Evo Morales’in kamulaştırma ve bu yabancı tekellere ağır vergiler getirmesinden hazzetmiyordu. Morales, stratejik hidrokarbon sektöründeki şirketleri kamulaştırmıştı. Yerli ortakları arasında darbeci liderlerin şirketleri Sergas, Socre, Controgas da kamulaştırılanlar arasındaydı. petrol ve gaz sanayiini kamulaştırma dışında bazı İsviçre ve İtalya’nın kontrol ettiği maden şirketleri ve telekominikasyon da kamulaştırılmıştı. Alman otomobil üreticileri, elektirikli otomotiv devleri 2018’den beri Bolivya’nın And Dağları Bölgesinde yer alan bir tuz gölü çevresiyle ilgileniyordu.
Hangi ülkeler lityum peşinde?
Çünkü otomotiv şirketlerinin elektirikli araçlar üretmeye yöneldiği süreçte, artan lityum talebi söz konusuydu. Telefonlarda kullanılan lityum elektrikli otomobil aküleri için de hayati önemdeydi. Akülerin Bolivya’da üretimesini isteyen Morales’li Bolivya’nın “lityumun Suudi Arabistan’ı olacağı” yorumları yapılıyordu. Bolivya gümüş, kalay açısından da önemli. ACI Systems Alemania (ACISA) adlı bir Alman şirket Bolivya’da devlete ait bir şirketle ortaktı. Büyük lityum rezervi olan Salar de Uyuni tuz birikintisini işletme hakkı vardı. Alman şirket ABD, Avustralya, Kanada, Çin şirketleriyle yarışıyordu. Bu şirketler ABD’nin Albemarle ve Livent, Çin’in Tianqi şirketleriydi. Darbdeden önce Morales, Alman ACI Systems Alemania (ACISA) ile yapılan lityum anlaşmasını iptal etmişti. Bu şirket lityum pili kullanan Tesla gibi şirketlerimn tedarikçisiydi. Nitekim darbe sonrası Tesla ve Panasonic gibi lityuma bakan şirketlerin hisseleri tırmanışa geçti.
DIŞ HABERLER