Kızılcaköy’ünde 15 aydır JES’e karşı mücadele eden kadınlar, santralle birlikte tek geçim kaynakları olan tarımın da bittiğini söyleyerek ‘JES sadece Aydın’ın değil, tüm Türkiye’nin meselesidir’ dedi
Aydın’ın Efeler ilçesine bağlı Kızılcaköy’de Gürmat Enerji Şirketi tarafından yapılmak istenen Jeotermal Enerji Santrali’ne (JES) tepkiler dinmiyor. JES’e karşı köydeki kadınlar öncülüğünde 15 Ağustos 2018 tarihinde başlayan nöbet 15’inci ayına girdi. Köy meydanında çadır kuran kadınlar sabah saatlerinden itibaren başladıkları nöbeti gece geç saatlere kadar sürdürüyor.
Jandarma’nın dönem dönem çadırı kaldırmaları yönünde yaptığı baskıya rağmen kadınlar mücadelelerinden geri adım atmıyor.
‘Burada artık incir yetişmiyor’
Jandarmaların önünde tek başına oturduğu anın fotoğrafıyla bilinen 78 yaşındaki Esma Calyır, köylerinde JES istemediklerini bir kez daha yineledi. İlerleyen yaşına rağmen her günü çadırda geçiren Calayır, “Havamıza, suyumuza ve toprağımıza dokundurtmayız. Biz bu dünyaya geldik ve gideceğiz. Bütün mücadelemiz gelecek nesiller içindir ve başka bir amacımız yok. Burada artık incir yetişmiyor. Zeytinlerimiz de eskisi gibi tadı yok ve değil zamanından önce dökülüyor. Eskinden zeytin bir seneden az olurdu mu, ertesi sene ıbrık gibi zeytin olurdu. Şimdi su da kırdığımız zeytin ilk suyunun içinde bile eriyor. Sebzeler de aynı şekilde döneminden önce ya dökülüyor ya da tatsız oluyor. Yani artık doğanın dengesi bozuluyor” şeklinde konuştu. Dedelerinin bu toprakları sermaye peşkeş çekilsin diye bırakmadığını dile getiren Calayır, “Biz kendi yağımızla kendi soğanımız la kavruluyoruz. Kendi toprağımızdan çıkanla idare etmeye çalışıyoruz. Bizim olanı bizden almaya kimsenin hakkı yok. Direneceksek ölene kadar topraklarımız için direneceğiz” dedi.
‘Eskiden hastalık bilmezdik’
Doğalarının yok olmasını izin vermeyeceklerini ve sonuna kadar direniş kararlılığında olan Ayşe Ayar (70) da, “Eskiden hastalık nedir bilmiyorduk ve duymuyorduk. Son iki senedir çocuklar ve bebeklerde kanser görülmeye başlandı. Yağmur vaktinde yağmıyor. Eskinden sabahları uyandığımızda mis gibi çiğ kokusu varken, şimdi kapının önü leş gibi çürük yumurta ve kükürt kokusu kokuyor” diye konuştu.
‘JES tek geçim kaynağımızı yok ediyor’
Türkiye’nin her toprağının ranta ve talana açıldığını belirten Saniye Duran da (50), tek geçim kaynaklarının tarım olduğunu ifade etti. JES’lerin tarıma zarar verdiğini belirten Duran, “Tarım yapamasak ne yiyeceğiz. Biz bu topraklarda doğduk büyüdük ve yaşıyoruz. JES bütün geçim kaynaklarımıza zarar veriyor. Yakında aç kalacağız. Ekim yapacak topraklarımız kalmadığında açlıktan mı öleceğiz. Onun için biz de sonuna kadar direnmeye devam edeceğiz. JES yaptırmayacağız” dedi.
JES firması yetkililerin halkı “Size sıcak su imkanı sağlayacağız” gibi bahanelerle kandırmaya çalıştıklarını vurgulayan Fatma Orbay ise, şunları söyledi: “JES kazısı yapılırken tonlarca asit dökülüyor. Bu asit, toprağı ve yer altı sularını zehirliyor. Bütün toprağımızı zehirleyecekler. JES sadece Aydın’ın meselesi değil tüm Türkiye’nin meselesidir. Onun için hep birlikte JES’lere karşı olmamız lazım.”
MA / Esra Solin Dal