Şair, yazar, senarist, editör, aktivistler ile sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi kadınlar, “Kadın ve Yazarlık Çalıştayı”nda karar altına aldıkları “Mezopotamya Kalemi Platformu”nun kuruluşunu deklere etti
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Komisyonu tarafından 3 Kasım’da “Özgür ses ve kalem, ölümsüz direnişçi kadınındır” şiarıyla düzenlediği “Kadın ve Yazarlık Çalıştayı”nın sonuç bilgdirgesi açıklandı. Şair, yazar, senarist, editör, TJA aktivisti, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi kadınların katılımıyla gerçekleştirilen “Kadın ve Yazarlık Çalıştayı”nın sonuç bildirgesinde, “Mezopotamya Kalemi Platformu”nun kurulduğu açıklandı.
Kadınların devlet ve erkek tarafından ekonomik, anayasal engellemelerle karşı karşıya kalındığı belirtilen bildirgede, “Dil, kültür ve Kürt edebiyatı yasaklanıyor. Kadınlar Kürdistan’ın dört bir yanında Kürtlere farz edilmek istenen erkek iktidar sitemini reddederek, parçaladılar. Kürt kadını tarihten bugüne Kürt edebiyatına ve diline emek harcamış ve korumuştur. Yas – şenlik, sevgi – hasret, acı – tatlı, sorun – çözümlerle ilgili değerli ağıtları toplumun ortak mirası haline getirmişlerdir. Kadınlar derin duygularını ve yaşamlarını, türküler ve hikayelerle anlatıyor. Bu direnişçi Kürt kadınının ruhunu ortaya çıkarıyor” denildi.
‘Tarihi miras sahiplenilmeli’
Kürt kadın yazarların bölgede düzenledikleri ilk çalıştayda, dengbêj ve yazar kadınların yaşadığı sorunların tartışıldığı kaydedilen bildirgede, “Toplumda duyulmayan, bilinmeyen, basılmayan ve anonim olarak bilinen kadın eserleri hatırlatıldı. Yine tartışmalarda dengbêjliğin kadın emeğiyle yaratıldığı ve bu gerçekliğin şimdiye kadar bilinmediği vurgulandı. Bu kapsamda derin araştırmaların yapılması gerektiği ve tarihi mirasın sahiplenmesi gerektiğini belirtildi” ifadelerine yer verildi.
‘Kürt kadınının temsil biçimi eleştirildi’
Çalıştayda, Kürt yayınları ve Kürt edebiyatında cinsiyetçi dil ve kadınların bir obje olarak görülmesinin eleştirildiği aktarılan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Roman ve yazılarda kadınların küçük bir örnek olarak görülmesi; ölüm, taciz, tecavüz ve kaçırılma anlayışı normal görülmesi ve topluma bu şekilde sunulması sert bir şekilde eleştirildi. Kadın yazarların kaynaklarının kolektif olması, Kürt temsilcilerin adına basılması, yayınlarda cinsiyetçi, milliyetçi, dinci ve militarist yaklaşımın teşhir edilmesi tartışıldı. Ayrıca namus, dedelerin toprağı, halkların kardeşliği, gibi terimler eleştirildi ve Kürt etimolojisinden uzak olduğu kaydedildi.”
“Zindanlarda kadın ve yazar” başlığıyla tartışmaların yürütüldüğü aktarılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Yıllardır zindanlarda yazarların yaşadığı zorluklara dikkat çekildi. Zindanlarda bulunan kadın yazarların eserleri, her sürgünde el konuluyor. Kadınlar, engellemeler ve yasaklamalara rağmen eserlerini dışarıya ulaştırıyor. Ancak kadınlar bu zorlu şartlara rağmen yayınevlerinin ihmalkarlığıyla karşı karşıya kalıyor. Yayınevlerinin özellikle kadınların eserleri karşısındaki ihmalkarlığı ve bu nedenle birçok eserin yayınlanmaması eleştirildi. Zindanlarda bulunan yazarların sahiplenilmesi, kitaplarının fuarlarda tanıtılması, imzalanması ve köşe yazılarında yer verilmesi gerektiği vurgulandı.”
‘Kadınların teşvik edilmesi kararlaştırıldı’
Çalıştayın bir diğer gündemi olan “Yazmaya ve yayınlamaya teşvik” ilgili yürütülen tartışmalara dair şu ifadelere yer verildi: “Kadın yazarların az olduğu ve kadınların yazmaya teşvik etmenin yol ve yöntemleri tartışıldı ve kimi kararlar alındı. Her 3 ayda bir kadın yazarların bir araya gelmesi, atölyeler düzenlemesi ve kadınların bu konuda teşvik edilmesi kararlaştırıldı.”
Bildirgede, “Mezopotamya Kadın Kalemi Platformu’nun kuruluşu deklare edilerek, Kürt terminolojisinin araştırılması, Kürt kadın yazarların eserlerinin basılması için yayınevlerine önerilerin sunulması, kadın yazarlar için atölyelerin düzenlenmesi, tüm bu çalışmaların platform tarafından yürütülmesi” önerilerinde bulunuldu.
Kaynak : MA