12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf’te, tarihi çarşı kepçe ve dozerlerle yıkıldı. Yurttaşlar tarihi kentten istekleri dışında sürülürken, halen her şeyin bitmediği ve Hasankeyf’in Dicle Vadisi ile birlikte kurtarılabileceği belirtiliyor
Enerji ihtiyacı var yalanı üzerinden suların bir avuç sermaye yararına kontrol altına alınması ve üzerine ömrü 50 yıl olan barajla 12 bin yıllık tarihi hafıza ve toplumsal yaşamın ilk izlerini taşıyan, bölgeye can veren Dicle Vadisi de yok ediliyor. Hasankeyf’teki tarihi yapılar birer birer sökülerek, 3 kilometre mesafede TOKİ tarafından oluşturulan yeni yerleşim alanına taşınırken, gerçek kimlikleri taşınan yerde seyirlik bir meta haline getiriliyor.
Esnaf perişan
Er-Rızk Camii’nin taşınması gerekçesiyle Hasankeyf’in tarihi çarşısı olan Kale Sokağı yıkıldı. Esnaflar büyüdükleri dükkanlardan hüzün içinde ayrılırken, bir kısmı ise yeni yerleşkede kendilerine yer verilmediği için tepki gösterdi. Taşınamayan esnaflardan Ali Aslankılıç, dükkanını eşyalarıyla birlikte yakarak yaşananları protesto etti. Aslankılıç dükkanını ateşe verdiği sırada, “Kalpleri soğuklar gelip ısınsın artık” ifadelerini kullandı. Batman ile Hasankeyf’i birbirine bağlayan ve 1955’te trafiğe açılan eski yol da trafiğe kapandı.
Sadece göz boyuyorlar
Hasankeyf’te tahribat gün geçtikçe büyüyor. Bugüne kadar Zeynelbey Türbesi, Artuklu Hamamı ve İmam Abdullah Zaviyesi’nin yerinden edilerek taşınmasının ardından tarihi Sultan Süleyman ve El-Rızk Camii’nin minareleri de taşları tek tek sökülerek yeni yerine taşınacak. Tarihi eserlerin taşınıyor olması iddia edilenin aksine bu eserlerde büyük ve tamir edilemez bir tahribat yaratacağı ve yapılanların göz boyamadan başka bir anlamı olmadığı belirtiliyor. Tarihi Hasankeyf’in kale duvarlarını betona boğan anlayışın tarihi kurtarmak gibi bir hedefi olmadığı biliniyor. Hasankeyf’te yapılan tahribata rağmen Dicle Vadisi ile birlikte hala kurtarılabilir. Mücadeleden vazgeçmenin yaşananlara göz yummak demek olduğu Hasankeyf için mücadele edenlerce belirtiliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ