Çocuk istismarının önlenmesi için tartışılan “idam”ın aslında siyasi tutuklar üzerinde uygulanmak istendiğini kaydeden Dilan Kunt Ayan, çözüm olarak Meclis’te bir Çocuk Bakanlığı’nın kurulmasını önerdi.
AKP ve MHP, çocuklara yönelik istismar vakalarına ilişkin “idam” ya da “kimyasal hadım” gibi çözümler sunarken başta uzmanlar olmak üzere muhalefet partileri bunun çözüm olmadığı görüşünde. Avukat Dilan Kunt Ayan’a göre de, istismardaki artışın nedeni, iktidarın politikaları. Ayan, mevcut yasalarda hala istismara maruz bırakan kişiyi koruyan maddelerin olduğunu, mahkemelerde “iyi hal” indiriminin hala bu kişileri korumak için uygulandığını söyledi.
‘İstismar vardı sadece görünür oldu’
Çocuk istismarlarında ve kayıplarında son zamanlarda bir artış olduğunu düşünmeyen Kunt, “Çünkü bu Türkiye’de hep var olan bir şey. Ancak son zamanlarda birçok sivil toplum kuruluşu, platform bu alanda ciddi çalışmalar yaptığı ve bu durumları gündemleştirdiği için Türkiye gündeminde daha çok yer bulmaya ve yankı uyandırmaya başladı. Yani; istismar ve kayıplar hep vardı. Şimdiyse daha çok görünür hale geldi” ifadelerini kullandı.
‘Eksiklikler, istismarın artmasına neden oluyor’
Çocuk kayıpları ve istismarlarını birbirinden ayırt etmek gerektiğine dikkat çeken Kunt, şöyle devam etti: “Çocuk istismarı noktasında iktidarın politikalarındaki eksiklikler, istismarın artmasına neden oluyor. Bu suçlara karşı hali hazırda gündeme gelen idam ve hadım yöntemi dile getiriliyor. Ama biz hukukçu olarak bunun doğruluk payını görmüyoruz. Tam tersine aslında idamı meşrulaştırmak ve bunu daha çok masum insanlar ve siyasi tutuklular üzerinde uygulamak için böyle yapılıyor. Oysaki istismarcılar için birebir idam cezasının olmayacağına eminiz” diye konuştu.
‘Yaşam hakkının ihlalidir’
İdamın olduğu ülkelerin, istismar vakalarının en yüksek olduğu ülkeler olduğunu belirten Kunt, bu durumda idam veya hadımın getirilmesinin çocuk istismarlarını azaltmak anlamına gelmeyeceğini kaydetti. Kunt, “İdam çözüm olsaydı Ortadoğu ülkelerinde istismar vakaları artmazdı. İstismarı önlemenin çok daha basit çözümleri varken, istismar suçlarına karşı Meclis’te yapılan hiçbir öneri kabul edilmiyor. Bunun çözümü çok basittir. Sivil toplum kuruluşları, platformlar, çocuk alanıyla ilgilenen kişiler ve aktivistlerle bir araya gelinip istismarın yasası çok rahatlıkla oluşturulabilir. Bu sadece cezai anlamda değil, sosyolojik anlamda da yapılabilir. Okuduğum bir kitapta şu bilgilere yer alıyor; istismarcılar üzerinde sosyolojik bir araştırma yapılıyor, istismarların nedenleri ve sonuçları bu şekilde araştırılıyor. Yani gidip istismarcılarla görüşülüp neden bu davranış içerisindeler? Ve bunun sonucu nedir? şeklinde tek tek cezaevlerine gidilip çalışmalar yürütülmüş. Kitapta ortaya çıkan sonuç, tüm istismar vakalarının nedenlerinin sosyolojik olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bunun temeline inmek gerekir. Bu kişiler neden bu tür davranışlarında bulunuyorlar? Bunun kökenine inip kurutmak gerekir. Yani istismar vakaları, sadece cezai yaptırım idam ya da hadımla çözülecek bir mesele değil. Zaten biz insan hakları üzerine çalışan hukukçular idam ve hadımı doğru bulmuyoruz. İdam ve hadım bir yaşam hakkının ihlalidir. Bunu, kökünden kurutmak çözümleri varken, idamın ve hadımın başka noktalarda uygulama amaçlı gündeme getirildiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Dosyalarda koruyucu maddeler var’
Takip ettikleri istismar dosyalarında mahkemelerin platformlar, sivil toplum kuruluşların etkisiyle biraz daha bu davaları önemsediğini fark ettiklerini söyleyen Kunt, şunları kaydetti: “Ama bu Türkiye genelinde mi? Hayır. Çünkü bazı dosyalarda istismarcıları koruyucu maddeler var. İşte ‘kanaat’ indirimi, ‘saygınlık indirimi’ ve ‘takım elbise’ indirimleri gibi şeyler hala mahkemelerde uygulanıyor. Bunlar, yasalarla tabi ki düzeltilebilir. İstismarcılara daha ağırlaştırıcı cezalar verilebilir. Biz hukukçular salt ağır cezalar verilerek bu sorunların çözüleceğini düşünmüyoruz. Çocuklarımıza kendilerini ifade ettikten sonra koruyucu eğitimler vererek istismar vakalarını minimum seviyeye, hatta Avrupa’daki gibi yok edebiliriz.”
‘Çocuk Bakanlığı kurulmalı’
Çocuklar için yasalarda çeşitli düzenlemelerin olduğunun altını çizen Kunt sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat, Türkiye’de uygulama alanında bu yasaları pek göremiyoruz. Çocuk kayıpları ve istismarlarının arttığı dönemlerde; yani çocuklar gündeme geldiğinde bu konular konuşulmaya başlanıyor. Son yıllarda kadın alanında verilen mücadeleyi, çocuk alanında da verirsek kadınların mücadelesiyle elde ettiği başarıları çocuk alanında da elde edebiliriz. Onun dışında çocuk alanında ciddi ihlallerin ortaya çıktığını görüyoruz. Meclis’te de; Çocuk Bakanlığı’nın kurulmasını beklerken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı içine sığdırılıp tek bir bakanlık haline getirilmeye çalışılıyor. İktidarın bu anlamda nasıl bir çalışma yapacağı konusunda bir netlik yok. Bizler mücadelelerimizle ve baskılarımızla bu sorunların çözüm bulabileceğini düşünüyoruz. Özellikle; kadın milletvekillerinin bu anlamda bir düzenlemenin yapılması için yetkililere baskı yapması gerekiyor.”
MA / Mahmut Ruvanas