Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde 13 ay kaldıktan sonra tahliye olan Suat Dozdar Şimşek, en demokratik hakların bile idareciler tarafından engellendiğini söyleyerek, Kürtçe mektup göndermenin ve almanın yasak olduğunu ifade etti.
Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nden 24 Ekim’de tahliye olan Suat Dozdar Şimşek, maruz kaldıkları hak ihlallerini anlattı. Şimşek 13 ay kaldığı Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde en demokratik hakların bile cezaevi idaresince engellendiğini söyledi.
3 yıldır açık görüşe çıkılmıyor
Şimşek, haftalık 10 saat olan sosyal faaliyet haklarının ya 2 saat ya da faaliyet günlerinde arama adı altında koğuşların basılması nedeniyle yapamadıklarını dile getirdi. Cezaevinde tıpkı 12 Eylül askeri darbe döneminde olduğu gibi “Karıştır -Barıştır” uygulamasının devreye konulduğunu belirten Şimşek, “Taban tabana zıt olduğumuz DAİŞ, FETÖ ve adli suç gruplarıyla aynı koridor ve bloklarda tutulmaktayız. Açık görüşe bu gruplarla çıkmaya zorlanıp cezaevi yönetimi provakatif hamleler yapmaktadır. Bundan dolayı tutuklular 3 yıldır açık görüşe çıkmıyor” ifadelerini kullandı.
Soruşturmalar ve davalar keyfi
Keyfi disiplin soruşturmalarıyla 15 güne varan hücre cezalarının verildiğini söyleyen Şimşek, protesto haklarını kullandıklarında kendilerine “kamu malına zarar vermek” iddiasıyla haklarında soruşturma ve dava açıldığını ifade etti.
Hasta tutukluların kelepçeli muayene dayatıldığı için tedavi hakkının engellendiğini aktaran Şimşek, toplatma kararı olmayan kitap, dergi ve gazetelerin kendilerine keyfi olarak verilmediğini, radyolarına el konulduğunu kaydetti.
Cezaevi girişinde darp
Cezaevi girişinde tutukluların çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını söyleyen Şimşek, şunları vurguladı: “Cezaevine yeni gelen veya sevkten gelen arkadaşlarımız çok ciddi bir şekilde darp edilmekte ve ağır hakaretlere maruz kalmaktadır. Hasta tutuklu Kemal Özelmalı arkadaşımız kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılamayacak kadar kötü durumdadır. Arkadaşımız ölüme terk edilmiş durumdadır. Göndermek istediğimiz mektuplarımız ‘sakıncalı’ denilip gönderilmemektedir. Kürtçe içerik olan mektuplarımız verilmemekte olup, Kürtçe mektup yazmamıza izin verilmemektedir. Tüm kurumların bu hak ihlalleri için adım atmasını ve sağduyulu yaklaşmalarını istiyoruz. Bu hak ihlalleri için yaptığımız tüm suç duyurularımız etkili soruşturma ve kovuşturma açılmadığından hak ihlallerinin boyutu her geçen gün kendisiyle beraber yenilerini getirmektedir.”