Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlattığı saldırılar, ABD’nin askerlerini çekmesinin ardından başlamış, ABD’nin bu adımı ‘Türkiye’ye yeşil ışık’ olarak yorumlanmıştı. Bölgede bulunan IŞİD karşıtı koalisyon güçlerinin ve Rusya’nın da hem hava sahasını kapatmama hem de Türkiye ile varılan ateşkes anlaşmaları, bu operasyonun uluslararası güçlerle ‘danışıklı bir dövüş’ olduğuna dair yorumları da beraberinde getirdi. Ancak ABD’nin hem bölgeden askerlerini çekeceğini açıklaması hem de ‘petrolü korumaya aldık’ açıklamaları Suriye’deki varlığı ve yeni stratejisi ile ilgili bazı soruları da beraberinde getirdi.
ABD’nin Suriye’deki stratejisi üzerine bir yazı kaleme alan ANF’den Ersin Çaksu, ABD’nin, Suriye iç savaşının başında radikal gruplar üzerinde kurduğu stratejisine işaret etti. ABD’nin 2011 yılında Suriye iç şavaşının başlamasıyla radikal grupları destelemeye başladığını ve 2014’te Kobane savaşı ile birlikte Kürtlerle ilişki geliştirmeye başladığını yazan Çaksu, “Suriye muhalefeti” adıyla hareket eden gruplara ABD desteğinin hiç kesilmediğini, şimdilerde ise bu gruplarla ‘yeniden bir oyun kurmaya hazırlandığını’ ifade etti.
MOM ve MOK’lar devrede
Suriye savaşının başlaması ile ABD tarafından rejime karşı kurulan, ‘müşterek askeri operasyon odalarını’ (Ürdün’de MOK, Türkiye’de MOM) hatırlatan Çaksu, bu grupların, şuanda Türkiye’nin operasyonunda yer alan ‘Suriye Milli Ordusu’ içerisinde Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırdığına dikkat çekti. ABD’nin bu gruplara yeniden alan açmasını ‘baştaki Suriye politikasını güncelleme’ olarak yorumlayan Çaksu yazısında devamla şu ifadelere yer verdi: “MOK ve MOM’da bir çatı altında toplanan grupların en büyük destekçileri ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün ve Katar’ın yanı sıra Avrupa ülkeleriydi. Silah desteğinin sağlandığı siyasi, diplomatik, propaganda ve ekonomik destek verilen bu grupların güneyden ve kuzeyden Şam’a yürümesi ve rejimi devirmesi bekleniyordu. Bu gruplar bir bir tasfiye olup İdlib’e, yani Türkiye’nin himayesine taşındıklarında da ABD bu grupların birçoğuyla ilişkilerini sürdürdü ve şimdi de Türkiye’nin işgaline izin vererek Rojava’yı radikal çete gruplarına vaadediyor! Türkiye’nin Ceyşül Weteni (Suriye Milli Ordusu) adı altında bir araya getirdiği bu grupların büyük kısmı ABD’nin ‘terör örgütleri’ listesindeki El Nusra ile hareket ederken, büyük bir kısmı da DAİŞ’lilerden oluşuyor. Fakat buna rağmen ABD, Türkiye’nin bu gruplar üzerinden bölgeyi işgal etmesine destek vererek, savaşın başındaki stratejisine dönüş yapıyor. MOM ve MOK’ta yer alan ve 2013’te ABD Türkiye ortak eğit-donat programına alınan gruplardan birçoğu şu anda Erdoğan’ın “Milli Ordusu”nda yer alıyor. ABD’nin de desteğini kesmediği o gruplardan bazıları şunlar: Liwa El Mutesim, Firket El Şemaliye, Ceyş el İslam, 9’uncu Firka (Özel Kuvvetler), Sultan Murad Tugayı, Feylak el Şam (Şam Lejyonu), 51’inci Liwa.”
DIŞ HABERLER