IŞİD karanlığının ilk yenilgisini aldığı Kobane’deki direnişe atfen dünya çapındaki aydınlar 2014’te 1 Kasım Dünya Kobane Günü ilan etmişti. Şimdi dünya halkları Kobane Günü’nde saldırı altındaki Kuzey ve Doğu Suriye için alanları dolduracak
Kendisini “halife” olarak ilan eden IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi, 26 Ekim gecesi Demokratik Suriye Güçleri (DSG) istihbaratıyla ABD özel kuvvetlerince gerçekleştirilen operasyon sonucu İdlib’in Türkiye sınırına 5 kilometre mesafedeki Barisha köyünde öldürüldü. Başlarda ElKaide’ye bağlı olan IŞİD, ABD’nin Irak işgali ile bu ülkede güçlendi. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte ise buraya geçerek etkinliğini artırdı ve en çok ön plana çıkan örgütlerden biri oldu. Suriye topraklarının önemli bölümünü kontrolü altına almasından örgütün lideri Ebubekir El Bağdadi’nin öldürülmesine uzanan süreçte örgüt için sonun başlangıcı Kobane’ye yönelik giriştiği saldırı oldu. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme arayışında insanlığın başına bela edilen IŞİD, Rakka’yı işgal ettikten sonra 8 Haziran 2014’te Irak’ta Musul’a saldırıp bir günde ele geçirmiş, ardından da 3 Ağustos’ta Şengal’e saldırmıştı. Ezidilerin ‘73. Ferman’ olarak adlandırdığı saldırılar ile Şengal’i işgal eden IŞİD, Şengal halkını katliamdan geçirdi, binlerce kadını kaçırıp kurduğu köle pazarlarında sattı. HPG/YJA Star ve YPG/YPJ güçleri binlerce Ezidi’yi kurtardıktan sonra başlatılan operasyonlarla IŞİD 13 Kasım 2015’te tamamen Şengal’den çıkarıldı.
İlk yenilgileri oldu
Ocak 2014’te Afrin ve Cızire ile birlikte rejim güçlerinden alınan Kobane’de ‘demokratik özerklik’ ilan edilmişti. Ancak örgüt Şengal saldırısından sonra her iki kantonun arasında yer alan Kobane’ye de 15 Eylül 2014’te saldırıya girişti. Kuzey ve Doğu Suriye’nin küçük bir kenti olan kenti kısa bir sürede almayı planlayan IŞİD, tarihin en büyük direnişlerinden biriyle karşılaştı. Kobane halkının aylar süren direnişi, insanlığın korkulu rüyası haline dönüşen IŞİD’in sonunu getiren ilk yenilgi oldu.
Stalingrad’a dönüştü
Kobane isimleri hafızalara kazınan Rodi Efrin, Arin Mirkan, Gelhat Gabar, Eriş Efrin, Zozan Kobane, Baran Kobane gibi öncülerin direnişi sayesinde Stalingrad’a dönüştü. Bu direniş Irak, Türkiye ve İran’da yaşayan Kürtler başta olmak üzere tüm dünyayı da birleştirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın saldırılar devam ederken 22 Eylül günü yaptığı “Kobanê’nin düşüşü, tüm Kürdistan’ın düşüşü demektir. Herkes bu gerçekliğe göre hareket etmeli” demiş, bu mesaj sonrası tek ses olan milyonlar direnişe dışardan büyük destek verdi.
Erdoğan o sözü unutulmadı
Öcalan’ın bu mesajı ile fitilini ateşlediği saldırıya dönük tepki ve öfke, Türk askerleri ile IŞİD’lilerin sınırda yan yana gözüktüğü fotoğrafların akabinde Tayyip Erdoğan’ın Kobane’ye dair sarf ettiği ‘düştü, düşecek’ sözüyle büyüdü. Erdoğan’ın bu sözleri Türkiye’deki Kürtleri 6 Ekim akşamında sokağa döktü. Çıkan olaylar karşısında çaresiz kalan hükümet, yine ancak Öcalan’ın çağrısı ile Kürtleri durdurabildi.
Direniş sınırları aştı
Kürtlerin tüm insanlığı tehdit eden bu vahşet örgütüne karşı kentte verdiği direnişle devletlerinin sessizliğine rağmen tüm dünya halkları da Kobane için ayağa kalktı. Aralarında Nobel Barış Ödülü sahipleri ve filozofların da olduğu binlerce kişinin çağrısı ile Avrupa, Amerika, Afrika, Asya, Avustralya kıtalarında komiteler oluşturuldu Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda, Kıbrıs, Avusturya, İsviçre, Belçika, Yunanistan, İspanya, Çek Cumhuriyeti, İngiltere, İsveç, Danimarka, Norveç, Finlandiya, Hindistan, ABD, Arjantin, Ekvador, Honduras, Kanada, Avustralya, Venezuela, Afganistan, Pakistan ve Şili gibi ülkelerde organize edilen eylemlerde milyonlar sokaklara çıktı. Giderek büyüyen ve sınırları aşan bu destek, uluslararası koalisyon güçlerini süren direnişi desteklenmek zorunda bıraktırdı.
1 Kasım Kobane’ye atfedildi
Kobane direnişi ile birlikte bölgede yeni ilişki, ittifak ve dengelerin kurulmasının ilk somut görünümü ABD liderliğindeki koalisyonun hava saldırıları oldu. ABD, alanda IŞİD’i durdurabilecek tek güç olarak öne çıkan Kürt hareketinin kurduğu yeni ittifaklar denkleminde yer aldığını, Kobane’ye yönelik hava operasyonlarıyla gösterdi. Farklı inanç ve halklardan direnişçilerin katılımı ile evrensel bir boyut kazanan Kobane direnişi devam ederken, dünyaca ünlü isimlerin çağrısıyla bu direnişe destek için 1 Kasım tarihi “Dünya Kobane Günü” ilan edildi. Kürtler ve diğer halklar dünyanın birçok ülkesinde Kobane için sokaklara çıktı. Türkiye’de ise devletin tüm engelleme çabasına rağmen o gün alanlar Kobane için dolup taştı.
Bu destekle direnişin büyüdüğü emsalsiz bir şekle büründüğü Kobane, 134 gün sonra 26 Ocak 2015’te IŞİD’ten temizlendi. Kobane’nin ardından IŞİD hakim olduğu diğer kent ve bölgelerde de adım adım yenilgiye uğratıldı
Önce IŞİD şimdi ÖSO
IŞİD’i yenilgiye uğratan Kürtlerin giderek büyüyen kazanımları Türkiye’nin rahatsızlığını arttırdı. Türkiye eğitip donattığı ÖSO paramiliterleri ve TSK eliyle önce masada yer kapmak için Cerablus, Azez ve Bab’a girdi, ardından ise 2018’de daha o güne kadar savaştan hiç etkilenmeyen Afrin’i Demokratik Suriye Güçleri’nden aldı. Şimdi ise 9 Ekim’de Serekaniye ve Gre Spi kentlerine saldıran Türkiye, bu kentlerde de yüzlerce sivilin ölümüne neden oldu. Dün IŞİD’in bugün ise Türkiye’nin giriştiği saldırı Kürtleri yeniden tüm dünyanın gündemine oturttu. Dünyanın sırt çevirmesi üzerine yalnızlaşan Türkiye, saldırıları ile “işgalci” konumuna düştü.
‘Rojava’yı kırımdan geçirmek istiyorlar’
Son 5 yılda Dünya Kobane Günü için alanlara çıkan halklar, bu yıl 2 Kasım’ı da ‘Dünya Rojava Günü’ olarak karşılamaya hazırlanıyor. Tüm dünyada yarın alanlarda Kuzey Doğu Suriye halklarıyla dayanışma mesajları verilecek. Kobane’de verilen direnişin hem tanığı hem de yürütücülerinden biri olan Kobane Askeri Meclisi Komutanı İsmet Şêx Hesen de o günden bu güne değişmeyen tek bir gerçeğin olduğunu, bunun da asıl düşmanlarının IŞİD ve El Nusra’dan öte Türkiye olduğunu vurguladı. Hesen, “Bugünkü saldırılarla aslında perdenin arkasındaki yüz göründü. Kürtleri nasıl öldürdüklerini yaptıkları katliamlar ile görüyoruz. Sadece Kobane değil, tüm Rojava’yı kırımdan geçirmek istiyorlar. Onlardan biri de Gire Spi ve Serekaniye oldu. Çocuklardan yaşlılara kadar herkesi öldürüyorlar. Asıl yüzleri budur. Ancak dünya devletleri de buna göz yumuyor, kulak tıkıyor. Biz bunları da unutmayacağız. Kürt çocuklarının üzerinde gerçekleştirilen katliamları görmek istemiyorlar. Kimyasal silahları bile kullandılar. Saldırılar bu dereceye geldi. Ona rağmen uluslararası güçler halen buna karşı sessiz kalıyorlar” dedi. Hesen son olarak tüm halkları 2 Kasım günü öldürülmeye çalışılan Kürt kadın ve çocukları için ayağa kalkmaya çağırdı.