HDP eski milletvekilleri Çağlar Demirel ve Selma Irmak kendilerine “kurum tesislerine, araç ve gerekçelerine zarar verme” gerekçesiyle verilen disiplin cezasına ilişkin yaptığı itiraz sonucu açılan davanın ilk duruşması görüldü
Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekilleri Çağlar Demirel ve Selma Irmak ile tutuklu Hacire Tanırgan’a “kurum tesislerine, araç ve gerekçelerine zarar verme” gerekçesiyle disiplin cezası verildi. Verilen cezaya Irmak ve Demirel Kocaeli İnfaz Hakimliğini başvurarak itiraz etti. Yapılan itirazın sonucunda Irmak ve Demirel’in ilk duruşması Kandıra Cezaevi yerleşkesinde bulunan Kocaeli İnfaz Hakimliği’nde görüldü. Duruşmada Irmak ve Demirel, hazır bulundu. Avukatlarında hazır olduğu duruşma kimlik tespiti ile başladı.
Özel alan mahrumiyeti
Savunma yapan Çağlar Demirel, dokunulmazlıklarının kaldırılarak “rehin” tutulduklarını hatırlattı. Havalandırmayı cezaevi yapısı gereği 3 kişi olarak belli saatlerde kullanabildiklerini ifade eden Demirel, “Esasen üçümüzün kaldığı havalandırma bahçesi üç kişinin özel alanıdır. Kameraların özel alan olan bahçe havalandırma bölümünde bulunmasını bir hak ihlali olarak değerlendirmiş ve hususun çözüme kavuşturulması için cezaevi idaresine taleplerde bulunmuştuk. Özel alan mahremiyetini ihlal eden bu durumu idare çözmek amacıyla ‘kameraları yalnızca kadın personeller inceleyecek ve takip edecek’ diyerek çözüme kavuşturmuş. Bizde bu çözümün yeterli olduğunu kabul etmiştik” dedi.
‘Adap kuralını tanımıyoruz’
Yaklaşık 3 yıldır tutuklu olduklarını ve sağlık sorunlarının mevcut olduğunu belirten Demirel, “Sağlık sorunlarımız sebebiyle güneş ışığını direk görmemiz gerekmektedir. Bu sebeple bizlerde rahat kıyafetlerle havalandırma alanına çıkıyorduk. Ancak Temmuz ayında havalandırma alanına giren infaz koruma memurları bizi rahat kıyafetlerle görünce ‘Siz bu kıyafetlerle mi bahçede oturuyorsunuz kamera görüntülerine erkek personellerde izliyor’ demişlerdir. Bu durumu öğrenince bizlerde cezaevi birinci müdürü ile görüşme talebinde bulunduk. Defalarca dilekçe yazdık, herhangi bir cevap alamayınca aynı havalandırmayı kullandığımız Hacire Tanırgan ile birlikte kameraların üzerine kağıt yapıştırdık. Amacımız kamu malına zarar vermek değil sadece çözümden uzak kalan idareye karşı özel alan mahremiyetimizi sağlamaya çalışmaktır. Ceza verme kararının toptancı bir yaklaşımla herkese ceza verme şeklinde hazırlandığı kamera görüntüleri incelendiğinde anlaşılacaktır zira Selma Irmak arkadaşımız o tarihte havalandırmada dahi değildi. Ayrıca ceza verme kararında geçmekte olan ‘genel adap kuralları çerçevesinde giyilmesi’ tabirini kesinlikle kabul etmiyoruz. Asıl adaba aykırı davranan kamera görüntülerini erkek personele izleten ve buna müsaade eden cezaevi idaresidir. Bu davranış erkek egemen bir zihniyet ürünüdür” dedi.
Cezanın iptali talep edildi
Yine ceza verme kararında geçen “keyfi nedenlerle kamerayı kapattığımız” iddiasını da kabul etmediklerini belirten Demirel, “Çünkü bu kameralar cezaevinde olduğumuz üç yıl boyunca açıktı ve bizler kadın personelin izliyor olduğunu düşünerek herhangi bir müdahalede bulunmamıştık. Konuyla ilgili hukuki savunmaları avukatlarıma bırakmakla birlikte verilen 3 günlük hücre cezasının iptalini talep ederim” ifadelerini kullandı.
‘Kameranın gerekçesi olamaz’
Selma Irmak da “F Tipi cezaevleri ülkemizde hak ihlallerinin had safhada olduğu idarelerdir. Bizler seçilmiş kişiler olmamıza rağmen bize karşı dahil bu hak ihlalleri yapılıyor ise cezaevinde sesini duyuramayan kişilerin yaşadıklarını tahmin etmek güç değildir. Konu ile ilgili olarak da ceza verme kararında geçen bazı terim ve tabirler kadına uygulanan ayrımcı yaklaşımın tezahürüdür. Bizler ne zamanlar hak ihlallerini idareye dile getirsek cevap olarak ‘burası yüksek güvenlikli cezaevi’ denmektedir. Birçok hukuksuzluk bu gerekçenin arkasına saklanmaktadır” dedi. Uluslararası Hukuk da dahil 24 saat kamera ile gözetlenmenin hak ihlali olarak tanımlandığını kaydeden Irmak, “Cezaevi idaresi kamera takmanın gerekçesi olarak hükümlü-tutukluların güvenliğini göstermektedir. Biran için bunu kabul etsek dahi idarenin görüntüleri inceleyen personelin de kadın olması yönündeki önlemleri alması gerekmektedir. Personel yetersizliği bu konuda mazeret olarak kabul edilemez. Güvenlik sağlanmaya çalışırken başka bir yandan da hak ihlali yapılmamalıdır. Kameraların 24 saat havalandırma alanlarını gözetlemesine karşı olduğumuz belirtmekle birlikte kameraların kapatılması esasında havalandırma alanında olmadığım görüntüler incelendiğinde anlaşılacaktır. Kaldı ki kapatılan kameralarda hiçbir zarara uğramamıştır” diye konuştu. Irmak, 3 günlük hücre cezasının iptalini talep etti.
‘Usule aykırıdır’
Avukatlar yaptıkları savunmalarda “ceza verme kararının 5275 sayılı Kanunun 47/5 maddesine aykırı olarak düzenlenmiştir. Nedensellik bağı kurulmamış ve ceza vermeye ilişkin açıkça bir gerekçe gösterilmemiştir. Yine hasar tespiti ceza verme kararından yaklaşık 10 gün sonra düzenlenmiştir. Dolayısıyla aslında kurum malına herhangi bir zarar olmadan ‘kurum tesislerine araç ve gerekçelerine zarar verme’ maddesi üzerinden üçer gün hücre cezası verilmiştir. Bu durum usule aykırıdır” dedi. Avukatlar, “Müvekkillerimiz esasen Anayasa madde 10 idare tarafından ihlal edilmesinin önüne geçmiş, işlenmekte olan bir suçu engellemiştir. Yine cezaevi tüzüğü kadın gardiyanların görevlerini düzenleyen madde 43/c bendinde ‘kadın hükümlü-tutukluların kendisinin eşliğinden olmadıkça hiçbir erkek gardiyan veya ziyaretçinin cezaevinin kadınlara tahsis edilmiş kısmına girmesine müsaade etmez’ şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla kameralar bahçe havalandırma alanının izlenmesi kanuna dolanarak bu maddenin çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Milletvekilleri hakkında disiplin soruşturması usulen ve esasen hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir” diye belirtti.
‘Duruşma ertelendi’
Savunmaların ardından karar veren hakimlik, “Ceza İnfaz Kurumundan şikayete konu kamera görüntülerinin istenilmesini. Kurum kamera kontrol odasını kayıt altına alan kameranın mevcut olup olmadığı, varsa bu odaya İlişkin Temmuz ayı başından itibaren olan kamera kayıtlarının gönderilmesinin istenmesine, kamera kontrol odasına ait nöbet değişim çizelgesi gönderilmesinin sağlanması, şikayet edenlerin kurum birinci müdürü İle görüşmeyi talep ettikleri dilekçelerin örneklerinin gönderilmesinin istenilmesi ve konu ile ilgili olarak tanık beyanına başvurmak üzere kurum baş memurunun bir sonraki celse hazır edilmesi için müzekkere yazılmasına” karar verildi. Duruşma 26 Kasım’a ertelendi.