2. Mülteci Film Festivali Ankara’da sona erdi,sırada Yalova ve Karabük var
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ve Mülteci Destek Derneği tarafındanbu yıl 2.’si düzenlenen Mülteci Film Festivali, iki günün ardından dün Ankara’da sona erdi. Festivalde dünya sinemasından mülteci ve göç alanında 11 film ve belgesel ücretsiz olarak izleyici ile buluştu. Jinnews, festivalde izleyici ile buluşan “Misafir” filminin yönetmeni Andaç Haznedaroğlu ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdi.
‘Bilmediğimiz bir hikayeydi’
Dört beş yıl önce herkesin kafasında bir mülteci meselesi olduğunu, bu meselenin aslını ortaya çıkarmak istediğini söyleyen Haznedaroğlu, kendisinin de ilk başlarda Suriyeli mültecilere yönelik önyargı taşıdığını ancak başına gelen olayla birlikte önyargısından kurtulduğunu söyledi. Haznedaroğlu, “Filmde yaşananın aynısı bir gün başıma gerçekten geldi. Önce biz de arabayı kirletirler diye almak istemedik, dayanamadım aldık. Dört beş hastane dolaştık. Hiçbir hastane almadı çünkü kimlikleri yoktu. Çok az miktarda insanın misafir kimliği var, onun dışında yardım mevzuları biraz hikaye. Bizim bildiğimiz ama aslında bilmediğimiz hikayeye adım attık” dedi.
‘Şahitseniz sorumlusunuz’
Yaşananlardan çok etkilendiğini dile getiren Haznedaroğlu, insanların sınırdan nasıl geçtiğini bir kadın ve çocuk gözünden bakmak istediğini söyledi. Haznedaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Biz sadece medyadan yedi yıldır bir göç izliyoruz ama sahayı görmek, sınırın diğer tarafını görmek gerçekle yüzleşmek demek. Artık televizyonları bile açmak istemiyoruz. Görelim acı çekelim derdinde değilim. Sadece bir gerçeğe şahitseniz sorumlusunuz. O yüzden bu filmi çekmek istedim. Bir gün savaş biterse savaş mahkemeleri kurulursa bu film belge olsun istedim.”
‘Dönüşüm yarattı’
Filmi çekerken yakın çevresi dahil birçok kişiden tepki aldığını ifade eden Haznedaroğlu, gerçekle karşılaşmanın çok farklı bir duygu olduğunu vurguladı. Çevresindeki insanların kendisini anlamadığını belirten Haznedaroğlu, “Ağır bir konu, psikolojimizi yıpratan bir konu. Gerçeği görünce kollarınız vücudunuz daha fazla uyuşuyor, özellikle kamplara gittiğinizde. İzleyenlerin bakış açılarının değiştiğini görünce küçücük de olsa bir hareketi değiştiriyorsa benim için çok önemli. Orada olan sivil halka oluyor. Sınırın ötesinde kamplarda elektrik ve su yok. Çadırlarda taciz tecavüz korkusuyla uyumayı bir düşünün? Ben bir kesite ayna tutma taraftarıyım. Küçük de olsa ne yapabiliriz demek için bu filmi yapmak istedim. Film benim için büyük bir dönüşüm yarattı” ifadelerini kullandı. Festival Ankara’nın ardından 2-3 Kasım’da Yalova’da ve 23-24’te Karabük’te düzenlenecek.
ANKARA