İHD’li Avukat İncesağır, Çanakkale E Tipi ile Bandırma 1 ve 2 Nolu T Tipi’ndeki tutuklulara çıplak arama dayatan gardiyanların, ‘Ben devletim, siz teröristsizin. Burası sürgün cezaevidir’ sözleriyle tehdit ettiğini bildirdi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Avukat İnci İncesağır, Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi ile Bandırma 1 ve 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklularla Eylül ayında yaptığı görüşmelerde aktarılan hak ihlallerini raporlaştırarak, kamuoyuyla paylaştı.
Koğuşlar kapasite üstü
Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi’nin fiziki koşullarının yetersiz oluşundan ötürü tutukluların ciddi sorunlar yaşadığını belirten İncesağır, “Mahpus sayısı arttıkça, mahpusların ihtiyaçları karşılanamamakta ve fiziki koşullar kötüleşmektedir. 20 metrekare ve zemin katta, havasız, rutubetli bir koğuşta 14 kişinin kalmakta olduğu, bu koğuşun halen açık olduğu belirtilmiştir. Keza sık sık su kesintileri yaşandığı, hapishane içine kuyu suyu verildiği, yeni yeni şebeke suyuna geçildiği belirtilmiştir. Yine koğuşlar ve tuvaletlerde büyük bir hijyen sorunu ile bazı koğuşlarda alt yapı yetersizliği nedeniyle koku problemi yaşanmaktadır. Mahpusların insani ve sağlıklı koşullarda barındırılması Devlet’in sorumluluğunda olan bir husustur. Hem mahpusların sağlıklı ve hijyenik bir ortamda yaşamını sürdürebilmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir” dedi.
Revir hekimi ilgisiz
Adli tutukluların üzerinde yoğun bir baskının olduğunu ifade eden Av. İncesağır, tutukluların; sakal ve saç uzatmasına hijyen gerekçesiyle engel olunduğu, bu tartışma üzerinden de sık sık gerilim yaşandığını aktardı. Hasta tutukluların sağlığa erişimde ciddi sorunlar yaşadığına değinen Av. İncesağır, “Özellikle psikolog görüşmelerinin son derece verimsiz geçtiği, uzmanların mahpusların yüzüne dahi bakmadan ilaç yazıp gönderdiği belirtilmiştir. Kadın mahpusların revir hekimiyle ilgili şikayetleri vardır. Revir hekiminin ilgisiz olduğu, şikayetleri dinlemediği, ‘gezmek için revire geliyorsunuz’ tavrıyla davrandığı belirtilmiştir. Raporlu ilaçları olan hasta mahpuslar, ilaçları bittiğinde raporuyla alamamakta, yeniden doktora yazdırmak durumunda kalmakta olup, ilaç yazdırma ile eczanenin gelişi arasındaki sürede ilaçsız kalınmaktadır. Özellikle adli bölümde verem vakalarının artmış olduğu, bu anlamda verem salgını hususunda mahpusların tedirgin olduğu anlaşılmaktadır. Mahpusların yeterli ve gerekli tıbbi müdahaleye erişimi için gereken standartlar acilen sağlanmalı ve bu hususlardaki mağduriyetler giderilmelidir” diye konuştu.
Çocuklara ince arama
Tutukluların sosyal etkinliklerden faydalanamadığını ve açık görüşte binasının fiziki yapısı nedeniyle sorun yaşadığını aktaran Av. İncesağır, “Yine görüşe girişlerde ziyaretçilerin uzun süre bekletildiği, küçük çocuklar dâhil herkesin çok ince bir şekilde aramadan geçirildiği, görüş süresinin tam olarak kullanılamadığı anlaşılmaktadır. Açık görüş yapılan salondaki tuvaletin ziyaretçilere kullandırılmaması nedeniyle, özellikle yaşlılar ve küçük çocuklar için büyük sorun yaşandığı, aşağıdaki tuvalete gidip gelen ziyaretçilerin ziyaret saatinden büyük zaman kaybettiği belirtilmektedir. Avukat görüşme odalarının yetersizliği nedeniyle, avukatla görüşmeler rahatça yapılamamakta, avukatlar bazen yoğunluk nedeniyle görüşme yapamamaktadır” diye belirtti.
‘Ben devletim’
İki cezaevinde 45 hasta tutuklunun bulunduğunu ve sağlığa erişmekte zorluk yaşadıklarına dikkat çeken Av. İncesağır, Bandırma 1 ve 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan siyasi tutukluların cezaevi personelinin “Ben devletim. Siz teröristsiniz. Burası sürgün cezaevidir” gibi söylem ve hakaretlerine maruz kaldığını dile getirdi. Av. İncesağır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu biçimdeki ırkçı ve tahrik edici davranışların mahpusların sağduyusu ile göğüslendiği ancak artarak bu tutumun devam ettiği, her an sıkıntılı gelişmeler yaşanabileceği belirtilmiştir. Neredeyse her sayımda arama benzeri işlem yapıldığı, yatak ve çevrelerinde bulunan eşyalara sürekli müdahale edildiği, zaman zaman askeri nizam dayatılmak istendiği anlaşılmaktadır. Adli mahpuslarla birebir görüşülememiş olmakla birlikte, görüşülen siyasi mahpuslardan edinilen bilgiye göre adlilere yönelik açık ve ciddi düzeyde şiddet uygulandığı bilgisi alınmıştır.”
Karma koğuş
7 ila 8 kişilik koğuşlarda 14 ila 15 kişi kalındığı, buna rağmen bir odanın boşaltılarak buradaki tutukluların diğer koğuşlara dağıtılmak istendiğini aktaran Av. İncesağır, “Hem T1 hem de T2 de bu yönde hazırlık yapıldığı tespit edilmiştir. Mahpusların bu uygulamayı kesinlikle kabul etmeyecekleri, özellikle boşaltılan koğuşlara adliler ya da Cemaat yargılamaları nedeniyle mahpus durumda olanların alınma ihtimali olduğu yönünde duyumlar alındığı için uygulamayı kesinlikle kabul etmedikleri, bunun yakın zamanda büyük bir gerilim nedeni olabileceği tespit edilmiştir” diye kaydetti.
Çıplak arama
PKK Lideri Abdullah Öcalan için açlık grevine giren tutuklulara gerekli ve yeterli sağlık tetkiklerinin ve müdahalelerinin yapılmadığının tespit edildiğini rapora yansıtan Av. İncesağır, tutukluların açlık grevlerinden kalma hasarlar ve sağlık sorunları yaşadığını ancak hastaneye sevklerinin yapılmadığını vurguladı. Koşullu salıverilmesine bir yıl kalan tutukluların denetimli serbestlik hakkının kullandırılmadığını ve tutukluların cezaevi idaresiyle iletişim kurmadığını ifade eden Av. İncesağır, tutuklulara Yeni Yaşam gazetesi verilmediğini, dilekçe çıkış numarasının verilmediğini ve tutukluların sosyal haklardan yararlanamadığını da dile getirdi. İncesağır, “Hapishaneye yeni sevk edilenlere çıplak arama dayatıldığı, ziyaretçilere çok ince arama yapıldığı, görüşün bir saat olarak tam ve eksiksiz şekilde kullandırılmadığı, açık görüşe geç kalan olursa ne kadar uzaktan gelirse gelsin görüşün yaptırılmadığı tespit edilmiştir. Hak ihlallerinin son bulması için gerekli mercilere başvuracağız” diye belirtti.
MA