Dünya çapında çok sayıda entelektüel,Türkiye’nin Kuzey Suriye saldırısına ve dünyanın sessizliğine tepki gösterdi. Mesajlarda devrimci demokratik toplum modelinin tehdit altında olduğu vurgulandı
Dünya kamuoyunun yakından tanıdığı entelektüeller, akademisyenler, Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye dönük saldırılarını kınadı, Rojava ile dayanışma mesajları verdi. Akademisyenler, bu operasyona kirli pazarlıklar doğrultusunda onay veren uluslararası güçlere de tepki gösterdi. Kürtlerin soykırım tehdidi altında olduğunu vurgulayan isimler, Erdoğan’ın “Kürt düşmanı” zihniyetine dikkat çekti. Amerikalı dilbilimci, Filozof ve Tarihçi Prof. Noam Chomsky şu mesajı verdi: “Erdoğan’a rezilce teslim oluşuyla, Trump, adını son 45 yıldır Kürtlere zalimce ve alçakça ihanet eden Amerikan başkanlarının utanç listesine eklemiş oldu. Kürt milisleri, bir miktar ABD desteğiyle binlerce can kaybederek IŞİD’i yenilgiye uğrattıktan ve ABD’nin onlara genişlemiş bir Türk saldırısına karşı koruma sözü verdikten sonra, Rojava’yı Erdoğan ve Esad’ın insafına bırakma kararı, daha da utanç verici. İşlenen suçun ağırlığı, Trump’ın ihaneti, Kürtlerin gerçek bir ilham kaynağı olan ve tam da bu yüzden otokrasiye ve iktidarın tek elde yoğunlaşmasına tehdit arz eden Rojava’daki dikkat çekici kazanımlarını büyük bir riske attığı için daha da artıyor. Bu zulme son vermek ve kurbanları korumak için elden ne geliyorsa yapılmalı.”
‘Saldırı hepimizin umutlarına’
Roma Tre Üniversitesi’nden Prof. Federica Giardini: “Rojava’yı savunmak, işlenen zulme karşı dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Ortadoğu’da da her gün direnenleri savunmak anlamına geliyor. Milyonlarca aktivist, düşünür ve akademisyen açısından, Kürt siyasi kültürü, gündelik yaşamın içinde kültürlerarasılığın, farklı ve adil toplumsal cinsiyet ilişkilerinin ve yeryüzüne saygının geliştiği, devletsiz bir özerklik, kendi kaderini tayin, doğrudan demokrasi ve patriyarka ile mücadeleye dayalı olarak farklı bir toplum tahayyülü ve inşasının yeni bir yolu olarak en ön sırada yer aldı. Kürt halkına yönelik bu şiddetli ve şoke edici saldırı, hepimizin alternatif bir yaşam umutlarımıza yönelik bir saldırıdır; dünyanın dört bir yanında yükselen öfke ve dayanışma, Rojava örneğini sahiplenme ve izleme kararlılığımızın nişanesidir.”
‘Bu bir insanlık meselesi’
İtalyan asıllı ve Amerika’da yaşayan Sosyolog, Siyaset Bilimci Dr. Dario Azzellini: “9 Ekim’den bu yana, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye, Rojava’da El Kaide ve IŞİD’li İslamcı milislerle birlikte bir savaş yürütüyor. Bu saldırgan savaşın hedefi toprak kazanımı. Ağırlıklı olarak Kürtlerin ama aynı zamanda da Süryanilerin, Hristiyanların, Êzîdîlerin ve Arap nüfusun soykırımı ve yerinden edilmesi amaçlanıyor. Bugün, Erdoğan tarihi geriye doğru işletmek istiyor. Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu hayallerini hiç saklamıyor. Tüm bölgenin kaderine Rojava’da karar verilecek. Bu ittifak, Rojava’daki planlarında başarılı olursa, orayla sınırlı kalmayacak. Rojava’da ve dünyanın her yerinde bu savaşa karşı çıkmak zorundayız. Bu bir insanlık meselesi.”
‘Kürt soykırımı’
AB Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) Başkanı ve Norveç Bergen Üniversitesi’nden Prof. Kariane Westrheim: “Kuzeydoğu Suriye’nin Türkiye tarafından işgalinin ilk gününden bu yana, bir mucizenin olmasını umuyorum. Örneğin Putin, Erdoğan’a desteği konusunda fikir değiştirirken, Trump’ın Kürtleri ve YPG/YPJ’yi desteklemeye devam etme kararı almasını. İki tarafın da Kürtleri en utanç verici ve kirli şekilde sırtından hançerledikleri için derin bir pişmanlık içinde olmasını. Ancak biliyorum ki bu sadece bir hayal. Gerçeklik, son iki haftadır uluslararası her büyük medya kuruluşunun manşetinde olan Kürtlerin, şu an soykırımla yüz yüze olduğu. Tehdit yalnızca imha değil, kadınları toplumun her parçasının en önüne koymuş olan devrimci demokratik toplum modelinin de yok edilmesi. İçinde bulunduğumuz momentte, Kürtler ve onları mızrak başı olan YPG ve YPJ, elde ettikleri her şey ve sevdikleri her şey için savaşıyorlar. Tüm bunlar ve Kürtlerin tarihsel mücadelesi, gücü ve yapmak üzere yola çıktıkları şeyi savunma ve devam ettirme konusunda eşi benzeri olmayan isteklilikleri sebebiyle, inanıyorum ki dünyanın daha önce hiç görmediği şekilde direnecekler, kendi yollarını açacaklar ve şu veya bu şekilde başaracaklar.”
BRÜKSEL