Tarım ve Orman Bakanlığı sulak alanların statülerini yeniden değerlendirerek sulak alanlar yönetmeliğine, “Madensel tuzların çıkarılması, malzeme çıkarımı, kültür balıkçılığı ve bunlara ait zorunlu tesisler izin belgesi almak kaydıyla ulusal öneme haiz sulak alanlar ve Ramsar Alanlarında Genel Müdürlüğün, mahalli öneme haiz ve diğer sulak alanlarda bölge müdürlüğünün izni ile yapılabilir” maddesi eklendi. Ayrıca, “Mahalli öneme haiz sulak alanlarda” ibaresi “mahalli öneme haiz sulak alanlarda ve diğer sulak alanlarda” ibaresi ile sulak alanların statüsünde değişiklik yapılıp ‘diğer’ vurgusu ile bu alanların maden, enerji ve ticari faaliyetlerin engelsiz yapılması sağlandı. Sulak alanlar, birçok canlı türünün yaşam alanı olmasının yanı sıra, iklim değişikliğinin kontrolünde de büyük bir öneme sahip. Tescil edilmiş 76 adet sulak alanın büyük çoğunluğu ‘diğer’ alanlar olarak işaretleneceği ve koruma statüsünde olan sulak alanlarda da ticari faaliyetlerin önünün açılması hedefleniyor.
Ormanlar şirketlere
Yine Orman Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan yönetmelikle ‘devlet ormanları’nda özel şirketlerin faaliyetleri düzenlenirken, özel ormancılık faaliyetinin önü tamamen açıldı. Türkiye Ormancılar Derneği’nin hazırladığı “Türkiye Ormancılığı: 2019” başlıklı raporda, ormanların kanunlar eliyle giderek artan bir biçimde sermayenin hizmetine sunulduğu yer almıştı. Rapora göre, orman alanlarının kullanımı da giderek “ekonomik amaçlar” lehine değiştiği ve 2004 yılından bu yana 535 bin hektar saha, orman alanı dışına çıkartılarak sermayenin kullanımına sunulduğu belirtildi. Orman alanlarına işletme tesis yapımını kolaylaştıran kanunlar sonucunda 2015 yılından itibaren orman alanlarını bu tür kullanımlara açan 7 bin 917 madencilik, 3 bin 409 enerji izni verildi. İzin verilen ormanların toplam alanları ile birlikte 165 milyon metrekare ranta açıldı. Raporda 7139 sayılı torba yasa düzenlemesi ile suyun, toprağın, ormanların metalaştırılarak özel şirketlerin emrine sunulmasının sonuçlarına işaret ediliyor. Kanunla birlikte “dikili satışlar yoluyla ülke ormanlarının tahrip edileceği, ormanların ormancılık dışı ve toplum yararına olmayan pek çok iş ve işlemle zarar göreceği, orman köylülerinin bazı yasal hak ve imtiyazlarından mahrum kalacağı ve orman teşkilatına yapılacak atamalarda adaletsiz uygulamaların görüleceği” belirtiliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ