Diyarbakır’da 5 Temmuz 1991’de kendini polis olarak tanıtan kişilerce evinden alındıktan 2 gün sonra Elazığ’ın Maden ilçesi yakınlarında işkence yapılmış halde ölü bulunan Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın ölümü üzerinden 27 yıl geçti. Aydın cinayeti, Türkiye ve bölgede ‘faili meçhul’ cinayetler, zorla kaçırılmalar, gözaltında kayıpların başlangıcı olarak kabul ediliyor. Aydın için yüz binlerce insanın katılımı ile 10 Temmuz 1991 günü düzenlenen cenaze törenine polis müdahalesinde halkın üzerine ateş açılması sonucu 8 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Bu saldırının failleri hakkında da hiçbir işlem başlatılmadı.
Cem Ersever planlamıştı
Aydın cinayeti ile ilgili başlatılan soruşturmada, birçok somut delil olmasına rağmen bir gelişme sağlanmadı. JİTEM elemanları Abdülkadir Aygan ve Murat Demir’in itirafları, cinayetin JİTEM tarafından işlendiğini ortaya koydu. Bölgede 90’lı yıllarda yaşanan birçok yargısız infazda tetikçi olarak kullanılan Aygan, Aydın’ın evi önünde yapılan keşifte bizzat yer aldığını ve infazın JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever tarafından planlandığını yıllar sonra anlattı. Aygan gibi JİTEM elemanı olan Murat Demir de yıllar sonra yaptığı açıklamalarda, Vedat Aydın cinayetini devletin işlediğini itiraf etti.
Failler yakalanamadı!
Cinayetin JİTEM tarafından işlediğinin itirafları üzerine soruşturma dosyası 2011 yılında tekrar incelendi. Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımına 1 gün kala 4 Temmuz 2011’de aralarında “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da bulunduğu 8 JİTEM elemanının teşhis edildiğine dair tebligatı Aydın’ın eşi Şükran Aydın’a göndermesi ardından dosyanın zamanaşımı süresi 10 yıl uzatıldı. Savcılık, Mahmut Yıldırım ve diğer şüpheliler hakkında “suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Hakkında yakalama kararı çıkarılan failler bulunmadığı için yerinde sayan soruşturma dosyası, bu haliyle sürerse 5 Temmuz 2021’de zaman aşımından düşecek.
JİTEM itiraf etmişti
Vedat Aydın’ın eşi Şükran Aydın’ın avukatı Mehmet Arif Altunkalem, cinayetin ardından soruşturma dosyasının uzun süre hiçbir yapılmadan bekletildiğini belirterek, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu ve Jİ- TEM’ci Aygan’ın cinayetle ilgili yaptığı itiraflar sonucunda 20 yıl bekleyen dosyada, bir hareketlenme yaşandığını söyledi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraflarda ismi geçen JİTEM üyeleri ve itirafçıların “şüpheli” olarak ifadesini aldığını kaydeden Altunkalem, ifadesi alınan şüphelilerin suçlamaları inkar ettiğini belirtti. Altunkalem, soruşturmada şikayetçi olarak ifadesi alınan Aydın’ın eşi Şükran Aydın’ın olayın üzerinden uzun yıllar geçtiği için bu kişileri teşhis edemediğini kaydetti.
İddianame hazırlanmazsa…
Altunkalem, dosyada ilerleme olmamasının sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: “Dosyada şüpheli olarak ismi geçen Mahmut Yıldırım ve Abdulkadir Aygan hakkında 2011 yılında yakalama kararı çıkartılmasıyla zaman aşımı süresi 30 yıla çıkarıldı. Dosyada faillerin bulunmaması, iddianame hazırlanmaması durumunda dosya, 2021 yılının Temmuz ayında zaman aşımından düşmüş olacak.”
Arkadaşları anlattı
Diyarbakır Barosu eski başkanlarından Fethi Gümüş, Aydın’la öğrencilik yıllarından süre gelen çok yakın bir arkadaşlıklarının olduğunu söyledi. Şu an avukatlığını yaptığı Aydın’ın Devrimci Doğu Kültür Derneği’nde yürüttüğü faaliyetler nedeniyle 12 Eylül’de tutuklanarak yıllarca cezaevinde kaldığını söyledi. Aydın’ın tahliye olduktan sonra İHD ve DEP’te hak mücadelesi yürüttüğünü anlatan Gümüş, Aydın’ın o zamana kadar DGM’lerde Kürtçe savunma yapmak isteyen ilk kişi olduğunu da hatırlattı. Bir dönem Aydın cinayeti soruşturmasını takip eden Avukat Mahmut Vefa da onun hedef gösterilmesinin temel nedeninin Kürtlerin hak mücadelesini yürüten öncülerden biri olmasına bağladı.
DİYARBAKIR