Gurbetelli Ersöz’ün ardından mirasını devralan ve eril medyaya karşı mücadele eden kadın gazeteciler, ‘Eril dile,eril zihniyete, üçüncü sayfa haberlerine bir isyan, bir öfke olarak sahaya çıkıyoruz’ dedi
Özgür Gündem’in 26 Nisan 1993 tarihinde yeniden yayın hayatına başlaması ile “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganıyla gazetede çalışmaya başlayan Gurbetelli Ersöz, Türkiye basın tarihinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olarak yerini aldı. Ersöz, hem Kürt kadınları için hem de Kürt kadın gazeteciler için büyük bir miras bırakırken, Kürt kadınları ise katledildiği tarih olan 7 Ekim’i Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak kutluyor. Sahada çalışan kadın gazetecilere yönelik baskılar, eril ve cinsiyetçi saldırılar kendini her an gösterirken, kadın gazeteciler ise tüm bu baskı ve saldırılara karşı gerçeklere olan inancını bir zırh olarak kuşanarak kadın basın geleneğini sürdürüyor. Jinnews ile Mezopotamya Ajansı, Diyarbakır ve İstanbul’da görev yapan Kürt kadın gazeteciler ile görüştü.
‘Mirasçılarıyız’
Kürtçe muhabirlerinden Medya Üren, Kürt kadın gazeteciler gününü kutlayarak, bu mirasçılardan biri olmanın onurunu yaşadığını belirtti. Üren, “Bu sadece bir Kürt gazeteciliği mücadelesi değildi, aynı zamanda kadın haberciliğini geliştirme ve eril zihniyete müdahale etme mücadelesiydi. Gurbetelli, Deniz Fırat ve Ayfer Serçeler bize bu konuda güç veriyor, mücadelelerinden feyz alıyoruz. Ben de değişimlerin olmasını, eril dilden rahatsız olan, kadınların görünür olmasını isteyen, diliyle yaşamak isteyen genç bir kadın olarak bu mesleği seçtim.
Eril dile isyan
Gazeteci Arjin Dilek Öncel, gazeteciliğin başlı başına zor bir meslek olduğuna vurgu yaparak, sahaya çıkıldığı andan itibaren tehlike ve tehditlerle karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. Öncel, “Hem erk zihniyetin hem de devletin hedefinde oluyoruz. Devletin zaten ciddi bir baskısı var. Tüm ajansların, genel medyada çalışan kadın meslektaşlarımızın erilliğe müdahale etmesi gerekiyor” diye belirtti. Gazetecilerin ve özelde kadın gazetecilerin hükümet tarafından sürekli hedef alındığını kaydeden gazeteci Roza Metina ise, kadın gazetecilerin Gurbetelli Ersöz ve Deniz Fırat’lardan aldığı cesaret ile sahada yer aldığını belirtti. Metina, “Özellikle Kürt gazeteciler yoğun baskı ve saldırılara karşı büyük bir başarı elde etti. Gerçeklerin karanlıkta kalmaması için büyük bir mücadele yürüttüler. İktidarlar basını da tekleştirmek istiyor ama özgür basın buna hiçbir zaman izin vermedi. Bunun öncülüğünü de kadın gazeteciler yapıyor” dedi.
Anter ve Ersöz
Türkiye’de gazeteciliğin zor bir meslek olduğunu ancak kadın gazeteci olmanın çok daha zor olduğunu dile getiren gazeteci Hicran Ürün, hakikatleri yazmanın Kürt gazeteciler için bir miras olduğunu ve bu mirasın da Musa Anter (Apê Musa) ve Gurbtelli Ersöz’leden kaldığını ifade etti. Ürün, “Dünyanın herhangi bir yerinde kadın gazeteciğinden bahsedeceksek mutlaka Kürt gazeteciliğini yanına koymak gerekir” diye konuştu. Gazeteci Gülcan Dereli de, gerçekleri yazmayı sürdürdüğünün altını çizerek, “Sistemin baskılarına rağmen kadın hareketi büyük bir yol kaydetti. Kadın uyanışına öncülük eden Kürt kadını olduğu için Kürt kadına karşı daha fazla baskı var. Mücadelemizi her zaman olduğu gibi daha fazla direnerek sürdüreceğiz” dedi.
Bölgede gazeteci olmak
Türkiye’nin gazeteciler için büyük bir hapishaneye dönüştüğünü vurgulayan gazeteci Nilgün Mete de şunlara dikkat çekti: “90’lı yıllarda da zordu ama şimdi daha zor gibi görünüyor. Çünkü onlarca gazeteci cezaevinde. Ülkemizde kadın gazeteci olmak zor. Ama Kürt kadın gazeteci olmak daha da zor. Özellikle de bölgede gazeteci olmak zor. İstanbul gibi merkezlerde belki bir nebze daha rahat hareket edebilirler kadın arkadaşlar ama bölgede gazeteci olmak çok zor.”
Kadın ajansı cevaptır
Gazeteci Safiye Alağaş da 90’lı yıllardan bu günlere kadar Kürt kadın gazetecilerin çok yol kat ettiğini ve başarı üstüne başarı kazandığını ifade etti. Alağaş, “Kürt kadın gazeteciler Gurbetelli Ersöz’ün kalemini yerde bırakmama adına 2013 yılında kadın ajansı kurdu. Kadınlara dönük bu kadar baskının olduğu bir dönemde kadın ajansının kurulması en büyük cevap oldu” diye konuştu.
‘Gerçekler yazılmalı’
Gazeteci Saliha Aras ise “Gurbetelli Ersöz Kürt kadın gazeteciliği adına bir devrim yapmıştır. Bunun devamında birçok kadın gazeteciye örnek olmuştur” ifadelerini kullandı. Kürt gazeteciliği var olduğundan bu yana ciddi baskılarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan gazeteci Nezehat Doğan da, “Katletmeler, gözaltında kayıplar, işkenceler tutuklamalar, yaşanan, zulümler karşısında duran kadın gazeteciler toplumun ve kadınların umudu oldu. 7 Ekim Kürt kadın gazeteciler günü olabilir ama en önemlisi, ‘gerçekler karanlıkta kalmasın’ diyerek kalemini, aklını, mücadelesini bu uğurda vicdanla yapan bir mirasın günüdür.” DİYARBAKIR/İSTANBUL