Sivas Katliamı’nın üzerinden çeyrek asır geçti. Binler tam aynı yerde buluştu. Selahattin Demirtaş, ‘Bu acı hiç azalmadı’ dedi. ABF Başkanı Pir Hüseyin Güzelgül ‘Dün Sivas’ta katliam yaptıranlar, bugün Suruç’ta, Ankara’da katliam emrini verenlerle aynı güçlerdir’ dedi
Sivas Katliamı’nın 25. yıldönümü dolayısıyla, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen binlerce kişi sabah saatlerinde Sivas Alibaba Mahallesi’nde bulunan cemevi önünde toplandı. Kitle, burda 33 kişinin yakılarak öldürüldüğü Madımak Oteli’nin önüne kortej şeklinde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ile çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü katıldı.
‘Yakanlar, AKP’yi kurdu’
Alibaba Mahallesi’nde başlayan yürüyüşte, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları ve bağlama taşınırken, “Hak, hukuk, adalet”, “Katil devlet hesap verecek”, “Sivas’ı yakanlar, AKP’yi kuranlar” sloganları atıldı. Binlerce kişi, “Selam olsun ateşle semaha duranlara”, “Devletin Alevisi olmayacağız”, “Madımak utanç müzesi olsun”, “Adalet halkların elleri ile gelecek” yazılı dövizler taşıdı. Ayrıca alanda, “Dersim için Maraş için Çorum için Sivas için insanlık için” yazılı bir pankart da açıldı. Yürüyüş boyunca Alevi deyişleri de çalındı. Yürüyüşün sonunda binlerce kişi eski Madımak Oteli, bugünkü İl Özel İdare Bilim ve Kültür Merkezi önüne geldi. Binanın önüne barikat kuran polis ekipleri, sadece siyasi parti temsilcileri ile katliamda yaşamını yitirenlerin yakınlarının bina önüne kadar girmesine izin verdi. Aileler, daha önce aldıkları karar doğrultusunda otel “utanç müzesi” oluncaya kadar binaya girmeme kararını sürdürdü. Siyasi parti üyeleri ile aileler katliamın yaşandığı yere karanfil bıraktı.
‘Dün Sivas bugün Suruç’
Alevi Bektaşı Federasyonu (ABF) Başkanı Pir Hüseyin Güzelgül, ortak açıklamayı okudu: “Yıllardır bu kente, bu sokağa, bu alana geliyoruz. Canımız, canlarımız burada insanlık dışı bir saldırı ile can verdiler. Aradan geçen 25 yıla rağmen burada bu sokakta yaşanan Sivas Katliamı’nda yitirdiğimiz 33 canımızın ateşi hala yanıyor.” Pir Hüseyin Güzelgül yaşananların birilerini söylediği gibi bir kaza olmadığını, Kerbela’dan bu yana, Alevilerin yaşadığımız her katliamda olduğu gibi, birilerinin planladığı, birilerinin uyguladığı ve binlerce insanın seyrettiği bir katliamı yaşadığını söyledi. Güzelgül, “Dün Sivas’ta katliam yaptıranlar bugün Suruç’ta, Ankara’da katliam yaptıranlarla aynı kişiler, aynı güç odaklarıdır. Toplumda insanlığa, barışa, demokrasiye, eşitliğe, özgürlüğe doğru bir talep yükseldiğinde, egemen güçler buna katliamla karşılık vermekte; sonra da bunu unutmamızı istemektedirler. Unutmamızı istiyorlar ki, yenilerini rahatça yapabilsinler. Toplumu korku, baskı ve sindirme yöntemi ile yönetebilsinler. Unutmayacağız, unutturamayacaksınız! Dünyanın gözleri önünde, televizyonlar canlı yayın yaparken, on binlerce kişinin yapmış olduğu katliamın yaraları aradan geçen 25 yıla rağmen hala sarılabilmiş değildir” dedi. Güzelgül, bugün aynı mantığın sürdüğünü belirterek: “Dün Sivas’ta katliam yaptıranlar bugün Suruç’ta, Ankara’da katliam yaptıranlarla aynı kişiler, aynı güç odaklarıdır” dedi.
‘33 cana borçluyuz’
Önlerinde ciddi bir sorumluluk olduğunu kaydeden HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise şöyle devam etti: “O da insan yakan zihniyetle yüzleşmek ve hesaplaşmak. Kimsenin inancından dolayı ayrımcılığa uğramadığı bir ülke ve dünya için bir araya gelmek; özgür, eşit, demokratik yaşayacağımız bir Türkiye’yi birlikte kurma sorumluluğu 33 canımıza karşı borcumuzdur.” Muhalefet dinamiklerinin bir araya gelmesinin Madımak kurbanlarına karşı bir sorumluluk olduğunu dile getiren Bilgen, “Bu ülkede bütün toplumsal muhalefet dinamiklerinin geçmişteki tüm önyargılarını aşarak bir araya gelmesi, Madımak kurbanlarına karşı vicdani sorumluluğudur. Biz HDP olarak bu çabanın arayışı içinde olmayı siyasetin bir görevi addediyoruz” dedi.
‘Madımak utanç müzesi olsun’
Pir Hüseyin Güzelgül, Sivas davası ile ilgili taleplerini şöyle sıraladı:
“Madımak’ın utanç müzesi yapılmasına izin vermeyen, otele katillerin ismini yazan bir anlayış bu ülkenin geleceği olamaz. Bizler buradan ilan ediyoruz ki; bu dava sizin mahkemelerinizde adil yargılanamamıştır! Bu davayı bizler göreceğiz ve bizim vicdanımızda, / bizim dar’ımızda karar bellidir.
Devlet resmi olarak özür dilemelidir
Sorumlular yargılanmalıdır 4 Madımak oteli Alevilerin talep ettiği şekli ile bir utanç müzesine dönüştürülmelidir
Madımak utanç müzesi yapılmadan biz her gün yanmaya devam edeceğiz.
Yanan 33 canımızın daha özgür, daha eşit, halkların kardeşliğinde, demokratik, laik bir dünya düşü, bizim düşümüz, bizim hedefimiz olmaya devam edecektir.
Zaman aşımını tanımıyoruz, Sivas’ın ışığı sonsuza kadar sönmeyecek. Aşkı niyazlarımla.”
Aydınlatmak için tek adım atılmadı
Sivas Katliamı’nın 25. yıldönümüne ilişkin mesaj gönderen HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bu acı 25 yıldır hiç azalmadı, çünkü bu acıyı hafifletecek tek bir adım atılmadı” dedi. Demirtaş şunları dile getirdi: “Yarası kapanmayan, acısı dinmeyen bir vahşetin yıldönümünde bir kez daha bir araya gelen herkesi selamlıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2 Temmuz’da açılan yara kapanmadı, çünkü aradan geçen 25 yıla rağmen bu yaraya tek bir merhem sürülmedi. Birçok engelleme ve baskıya rağmen her 2 Temmuz’da Sivas’ta toplanan onbinler, Sivas Katliamı’nın hesabının hukuk önünde adil bir şekilde bir gün sorulacağının garantisidir. 2 Temmuz şehitlerinin ailelerini, dayanışma göstererek duyarlılıkla hareket eden bütün dostları selamlıyor, hepinize
‘Yazarlarını yakan ülke’
28Şubat 2015 tarihinde kaybettiğimiz büyük yazar,romancı ve senaryo yazarı Yaşar Kemal 1993 yılında Sivas’ta anma törenine katılmış ve kısa bir konuşma yapmıştı. Aynı zamanda önemli bir barış aktivisti olan Yaşar Kemal’ın konuşmasını tam metin şöyle: “Size birkaç söz söylemek isterim. 36 arkadaşımızı yaktılar. Yakanları da lanetliyorum, yaktıranları da. Burada en büyük suç devletindir. Bu hikaye 40 yıl önce başladı, bu bir birikimin sonucudur. Ve Türkiye’nin alnındaki tarihinin en büyük kara lekesidir bu. Türkiye, onlara devrimcileri ezdirmeyecekler. Türkiyenin alnındaki kara lekeyi sildireceğiz onlara. Sileceğiz bunu. Türkiye öyle kolay bir ülke değildir, iki, üç insanın yiyeceği kadar. Türkiye’yi yok ettirmeyeceğiz onlara. Hepimize yazık oldu, ama Türkiye’ye çok büyük yazık oldu. İnsanlığın yüzüne çıkıp bugün ne söyleceğiz? Utançtan başka neyimiz kaldı elimizde? 36 tane yazarını yakan bir ülkede hayır beklenir mi ama Türkiye’nin alnındaki bu kara lekeyi gene biz sileceğiz. Haydi hepinizin gözlerinden öperim. Bu kara lekeyi Türkiye’nin alnından sileceğiz. Kara lekeyi Türkiye’nin alnından sileceğiz.”
SİVAS/MA