Diren Yurtsever-Semiha Alankuş/Ankara
Kürtlerin Ulusal Birlik oluşturması için uzun zamandır çalışmalar yapılıyor. Görüşmeler, toplantılar, çalıştaylar düzenleniyor, açıklamalar yapılıyor, deklarasyonlar yayınlanıyor. Ancak bu sorun hâlâ bir handikap olarak Kürt partilerinin, örgütlerinin ve toplumun önünde duruyor. Kürt halkı arasında birliğin oluşturulmasına ilişkin ciddi bir beklenti var ve Kürt siyasetçilerden bunu istiyor.
Geçtiğimiz günlerde DTK ve HDP’den oluşan bir heyet bu amaçla Federe Kürdistan Bölgesi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette neler konuşuldu, somut adımlar atıldı mı, bundan sonra neler yapılacak, örneğin Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih, KDP Genel Başkanı Mesut Barzani yine Federede Kürdistan Parlamentosu neler düşünüyor? Bütün bunları heyette yer alan HDP Grup Başkan Vekili ve Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan ile konuştuk.
DTK ve HDP olarak Federe Kürdistan Bölgesi’ne yaptığınız ziyaretin amacı nedir?
Aslında daha öncede düzenlediğimiz gezilerin devamıydı bu da. Ara ara partimiz Güney’e ziyaretleri, temas kurmayı, özgün sorunlar varsa tartışmayı; Kürtler arasında birlik beraberliğe katkı sunmayı önemser. Bu kapsamda DTK’nin de içinde olduğu bir heyetle ziyaretimizi gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz dönem önemli. Bu süreç itibariyle Federe Kürdistan Bölgesi’nin yapabilecekleri de önemli. Kürt meselesinde, Kürdistan sorunlarına bir hayli kafa yormuş yapılar orada bulunmakta. Kürt büyüğü olarak bilinen Mesut Barzani önemli bir faktör. Kürt Ulusal Birliği önemli bir ihtiyaç ve hâlâ ortada duruyor. Herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir mesele aslında ama bir türlü de oluşamayan bir mesele. Öylece ortada duruyor. Sınır ötesi operasyonlar yine devam ediyor ve orada da büyük hak ihlalleri, vatandaşların yaşamını etkileyen bu operasyon, daha da boyutlandırılarak devam ediyor. Bir bütünen bunları ele aldığımızda Kürtler arası diyalog, temas ve bir birliği oluşturmaya dönük bir geziydi.
Irak Cumhurbaşkanı Berham Salih ve KDP Lideri Mesut Barzani başta olmak üzere birçok parti ile görüşmeler yaptınız. Basına ‘Kürt ulusal birliğini oluşturmak’ şeklinde yansıyan bu ziyaretin içeriğine ilişkin biraz bilgi verir misiniz?
4 günlük yaptığımız gezi boyunca da karşımıza çıkan soru bu oldu. Sayın Barzani ile ilk görüşmemizi gerçekleştirdik, ardından gittiğimiz tüm görüşmelerde herkes Barzani’nin Ulusal Birlik için ne söylediğine dair sorular sordu. Elbetteki toplumun böyle bir beklentisi var. Hem Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki halkımız, hem de diğer bölgelerde yaşayan Kürt halkı bu görüşmeyi önemsedi. Yerelde çok ilgi gördük, yerel basın ve siyasi partiler, aydınlar nezdinde çok önemsendi. Üzerinde duruldu ve tartışıldı. Bu konuda, teorik olarak herkes Ulusal Birliğin sağlanması ve kim ne düşünüyorsa düşünsün “Ben birlikten yana değilim, Kürtlerin birliğini istemiyoruz” demedi, herkes tam tersi olumlu gördü. Sayın Barzani’nin de “Artık bundan sonra ‘birakujî’ (kardeş katli) olamayacak” söylemi de önemlidir. Fakat sadece Kürtlerin içinde bir savaşın olmaması önemlidir, hayatidir biz Kürtler için. Fakat başkasının senin kardeşini öldürmesine de karşı gelmen lazım. Savaş var. Rojava’da kardeşlerimiz ölüyor, Afrin’de insanlarımızın hali ne oldu? Bizim Federe Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’yla yaptığımız görüşmede, oradaki bazı milletvekilleri bize şunu söylediler: “Bu sınır ötesi operasyon bir işgal ve gasptır ve bu işgalde köylüler zarar görüyor.” Hatta bizim bunun için bir şeyler yapmamızı talep ettiler. Her görüşmemizde, “Sınır ötesi harekat köyleri boşaltmaya dönüktür, bunu hedefliyor, zaten bu operasyonda bunu hedefliyor” denildi. Sonuçta her yerde şu an bir Kürt sorunu demokratik çözümünden uzaklaşan, oraya yanaşmayan bir yönetimden dolayı, Kürtler acı yaşıyor. Bu acı da ister istemez toplumun her kesimine sirayet ediyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu birçok soruna da kaynaklık ediyor. O yüzden sadece “Kardeş kanını akıtmaya müsaade etmeyeceğiz” demek yetmeyecektir. Ancak her yerde buna karşı durmak lazım.
Önceki gezilerimizde ve yaptığımız görüşmelerde “Her yerde yaşayan Kürtler birbirlerinin ortak kazanımları olarak görmeli ve birine yapılan hak gaspını herkese, kendine yapılmış olarak görmelidir” gibi bir sonuç çıkmıştı. Buradan ele alındığında üzerinde durulması gereken başlıklar, birlik, beraberlik, çok elzemdir, çok hayatidir. Bundan sonra daha somut adımlar bekliyoruz.
Buradan bütün Kürt siyasetçilere ve aydınlara da şunu söylüyorum: Hem Kürdistan Federe Bölgesi’nde yaşayan hem başka yerlerde yaşayan, herkes artık yüksek sesle “Hanginiz ulusal birliğin oluşmasını engelleyen ya da sekteye uğratandır, bunu söyleyin?” diyor.
Herkes teorik olarak “çok önemlidir”, “mutlaka olması gerekir” deyip pratikte hâlâ Kürtler böyle darmadağın, kendi içinde birliğini yaşamıyorsa, bütünlüğü yoksa bunun hesabını kimse artık sormak lazım. Ya da bir kenarda dursun.
Bu söylediklerinizden yola çıkarak örneğin Cumhurbaşkanı Behram Salih’in, Kürt Ulusal Birliği’ne yaklaşımı nasıldı? Neler söyledi?
Ziyaretimizde Ulusal Birlik, sınır ötesi operasyon, Maxmur halkının şu an yaşadığı trajedi. Şehir girişine izin veriliyor, ama çıkışları yok. Öğrenciler bizi gelip gördüler, okula gidemiyorlar. Sağlık çok sıkıntılı. Partimizin bir şey yapmasını istediler ve bu da bizim gündemimizdeydi. Gerekçe ne olursa olsun halkın bu şekilde, intikam alır gibi cezalandırılması doğru değil. Bu başlıkları Cumhurbaşkanı ile de görüştüğümüzde gerekeni yapacağını, ilgileneceğini ve sonraki ziyaretimizde bizi ağırlayacağını söyledi. Yakın zamanda tekrar ziyaret olabilir. Kayyumlarla mücadelemiz hâlâ devam ediyor. Planlamalarımız var ancak uygun olduğumuzda ziyaret gerçekleşecek.
Uzun zamandır Kürt Ulusal Birliği’nin gerçekleşmesine ilişkin görüşmeler yapılıyor. Ancak hep son anda adeta başa dönülüyor. Nedeni nedir? Kürt ulusal birliği önündeki engel nedir? Kim ya da kimler engelliyor?
Türkiye bunu istemez, İran istemez, Irak istemez. İstemeyenler elbetteki var ve ellerinden geleni yaparlar. Bu çeşitli engellerin olduğunu ve bu adı geçen ülkelerin de eli olduğunu söyleyebiliriz ama şuradan yaklaşmak gerekiyor; Burada kimi aktörlere daha fazla iş düşüyor, onların bahanesi olamaz ve kabul edilemez. Mesela KDP buna bahane oluşturmamalı, olmamalı. Hiçbir şeyi Ulusal Birliği’nin önüne geçirmemeli. Varsa sorunlar oturup tartışılabilir. Kim nasıl engelliyorsa bu oturup konuşulabilir ama nihayetinde bu önemli ihtiyaca odaklanmak ve giderme konusunda birçok insanın saygı duyduğu Sayın Barzani’ye çok iş düşüyor. Kürtlerin birlik ve beraberliğin sağlanması ve bunun artık kurumsallaşmasına dönük adımları desteklemeli ve bundan sonraki hizmet alanını buna evirterek Kürt halkına bu konuda önemli katkısını sunması gerekiyor.
Dediniz ki somut adımların artık atılması gerekiyor. Ancak son zamanlarda Federe Kürdistan Bölgesi’ne TSK’nin ağır hava saldırısı oluyor ancak Bölgesel Yönetim buna tavır göstermiyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye ile içinde bulunduğu ilişkiler, Türkiye’nin Kürt politikasının yarattığı sonuç. Keşke Federe Kürdistan Bölgesi Türkiye ile ilişkilerini gözden geçirmeyi düşünebilse. Mesela uzun süre parlamentosunu kapatan bir yönetimdi. İşlemeyen bir parlamento vardı. Türkiye’nin çok benzeri bir sistem var zaten. Parlamento ile yaptığımız görüşmede de biz yasalarla ilgileniyoruz, yasa yapıyoruz tarafsızız vs. onlara da söyledik, sonuçta sınır ötesi operasyonla topraklarınızın işgali, hangi yasaya nasıl uyduruyorsunuz, buna nasıl izin veriyorsunuz, müsaade ediyorsunuz? Federe Kürdistan Bölgesi herkesin istediği zaman elini kolunu sallayarak girip işgal edebileceği bir yer mi? Bunun da yani sınır ötesi operasyonu oranın artık hakikaten kabul etmemesi lazım. Yaptığımız tüm görüşmelerde esas başlıklarımızdan biriydi bu konu.
Kürdistan Ulusal Kongresi, Ulusal Birlik çağrısında bulunmuştu, bu çağrı orada nasıl karşılandı? Bununla ilgili bir gözleminiz oldu mu?
KNK’nin de büyük bir çabası var. Partiler arası görüşmeleri yoğun yaptı onlar da. Bu çabalarda çağrılar sonuçsuz kaldıkça devam edecektir. Sadece bir çağrı ile yetinmiyor. Girişimlerde, görüşmelerde bulunuyor. Önümüzdeki dönem biz yine Federe Kürdistan Bölgesi’ne tekrar ziyarette bulunmayı düşünüyoruz. Bunu herkesin önemsemesi lazım. Artık pürüz noktalarını düzgün tespit etmek lazım. Çok küçük hesapların peşinden artık koşmamak lazım. Çünkü bu topraklarda çok büyük oyunlar dönüyor. Kürdistan sürekli savaş alanı, büyük trajedilerin yaşandığı bir coğrafya. Bunu buradan çıkarmak Kürt Ulusal Birliği’nin oluşmasından geçiyor. Bu çağrılar da önemlidir.
Türkiye’de HDP’ye ve Kürtlere dönük çok ciddi saldırılar var. En son belediyelere kayyumlar atandı. Görüşmelerde bunlar ele alındı mı?
Kayyumların bir hak ihlali olduğunu herkes söyledi. Doğru olmadığını, seçimle oluşan sonucu herkesin kabul etmesi gerektiğini herkes söyledi. Zaten Sayın Ahmet Türk’ü, Barzani çok iyi tanır. Kayyum uygulamasının Kürt halkına dönük bir uygulama olduğu ağırlıklı bir sonuç olarak çıktı. Doğru olmadığını, bundan vazgeçilmesi gerektiğini ve bir an önce düzeltilmesi gerekildiği yönünde genel bir fikir çıktı ortaya. Kürt sorununun, demokratik ve barışçıl yollarla çözümünün gerektiğini, bunu talep ettiklerini, kendilerine ne düşerse yapmaya hazır oldukları yönünde görüşler ağırlıklı oldu daha çok. Ancak, bunu diyeceksin ama Kürt sorununun çözümünü hâlâ güvenlikçi politikalarla, sınır ötesi operasyonlarla arayan bir mantığa da geçit vereceksin, ses çıkarmayacaksın. Bu tezat bir durum.Artık gereken yapılmalı
Bu görüşmeler sonucunda ortaya somut olarak çıkan durum nedir? Önümüzdeki süreçte ne gibi adımlar atılacak, ne tür çalışmalar yapılacak? Kürt halkının bu konuda ciddi beklentileri var, bunlara ne düzeyde karşılık verilecek? Yoksa sadece bir temenni olarak mı kalacak?
Şu açığa çıktı bir kez daha, her gün bu ihtiyacın toplum tarafından öncelendiğini ön plana çıkarıldığını ve bizim artık onun adına siyaset yaptığını iddia edenlere gerekilenin yapılması gerektiğini gördük. Çok daha yaygın bir talep, herkesçe artık ‘Bir şeyler yapmalı’ diye kendisini sorguladığı fakat birinin adım atması gerektiği konusunda hemfikir. Şimdi hemen bir adım atılmalı, her parti bir demeç verir ‘Ben Ulusal Birliğin sağlanmasında katkım neyse hemen şimdi vermeye hazırım’ diyerek vermesi lazım. Berham Salih’in, Mesut Barzani’n yapması lazım. Bölge Başkanı’nın, YNK’nin de yapması lazım. PKK’nin katkısını unutmamak lazım. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bunu geciktirmek Ulusal Birliğe ve kendi halkına ihanettir. Kimse ihanet pratiği içinde olmamalı. Her gün yine kaybeden biz oluyoruz, Kürtler oluyor.