İHD Adana Şubesi, Seyhan’da Suriyeli mültecilere dönük ırkçı saldırılara ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda, saldırıların polis kontrolünde olduğu tespiti yapılarak, Suriyelilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması istendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, Seyhan’da 11 yaşındaki erkek çocuğa cinsel istismarda bulunulmasından sonra Suriyeli mültecilere yönelik başlatılan ırkçı saldırılara ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı. Dernek binasında yapılan açıklamaya HDP, HDK, Halkevi, EMEP ve çok sayıda kişi katılırken, hazırlanan raporu İHD Adana Şube Başkanı Avukat İlhan Öngör açıkladı.
Irkçı söylem ve saldırılar
Cinsel istismarı yapan 20’li yaşlarındaki kişinin “Suriyeli” olduğunun iddia edilmesi üzerine Mirzaçelebi, Gülpınar Meydan ve Dağlıoğlu mahallerindeki ana caddelerde ve sokaklarda bulunan Suriyelilerin işyerlerine yakma, yıkma, talan ve yağma girişiminde bulunulduğuna yer verilen raporda, “Suriyelilerin işyerlerine saldıran gruplar ‘Kahrolsun Suriyeliler’, ‘Suriyeliler defolun’, ‘Suriyelileri istemiyoruz’ diyerek sloganlar atmışlardır. Raporumuz ekinde bulunan fotoğraflarda da görüldüğü üzere; Suriyelilere ait birçok işyeri kullanılamaz hale gelmiştir. Saldırıyı yapan gruplar aynı zamanda Meydan caddesindeki Suriyelilerin işyeri kepenklerine ve duvarlarına ‘Türk’ , ‘TC’ gibi yazılar yazmışlardır. Olayın gerçekleştiği sokak ve caddelerde kolluk güçleri, saldırıyı yapan grupların saldırıyı gerçekleştirmesinden sonra olaya müdahale etmiş ve biber gazı sıkarak grubu dağıtmaya çalışmıştır. Ancak; tüm müdahalelere rağmen grup gece saat 03.00 e kadar saldırıyı yapmaya devam etmiştir. Neticede; birçok işyeri ve araç zarar görmüştür. Aldığımız bilgi ve tanık anlatımlarına, gözlemlerimiz sonucunda 162 dükkan ve 12 aracın zarar gördüğü iddia edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Seyhan’daki tespitler
Raporda şu tespitler yapıldı:
“* Mirzaçelebi Mahallesinde bulunan Meydan Caddesindeki Suriyelilere ait işyerlerinin çoğunun kepenkleri kırıldı, işyerlerine girilerek yağmalandı.
* Suriyelilere ait işyerlerinin kepenlerinde ‘Türk’ ve ‘TC’ yazıldı.
* Suriyelilere ait işyerlerinin tamamı kapandı.
* Saldırıyı yapan grup, olayların yaşandığı mahallenin sakinlerinden değildir, başka mahallelerden geldi.
* Güvenlik güçleri, olayların yaşanmasını engelleyici yeterli güvenlik önlemi almadı ve geç müdahale etti.
* İsmini vermek istemeyen görgü tanıklarının iddialarına göre, güvenlik güçleri, saldırı yapan grubun bir kısmının yürüyüş yapmasına izin verdi.
* Olayların yaşandığı sokakta, açık işyerlerinin birçoğuna Türk Bayrağı asıldı.
* Bir kısım Suriyeli evlerini terk etti.
* Olayların yaşandığı mahallede ve semtte, heyetin görüşme yaptığı birçok kişi, Suriyelileri istemediğini, Suriyelilerin varlığı nedeniyle işlerinden olduğunu, ev kiralarının yükseldiğini, giyim tarzı ve yaşam tarzlarını benimsemediklerini söyledi.
* Görgü tanıklarının iddialarına göre, bu olayın daha da büyüyeceği kanısı hakim.
* Görgü tanıkları ile yapılan görüşmelerde bir kadın, ‘Suriyeliler Saray’a gidip otursun’ dedi.
* Resmi kaynaklarca doğrulanmadığı halde çocuğa cinsel istismarı yapan kişinin Suriyeli olduğu kanısı hakim.
* Dumlupınar, Gülpınar, Meydan, Dağlıoğlu mahallerinin tüm cadde ve sokaklarında güvenlik güçleri konumlandırıldı ve tüm sokak başlarında TOMA’lar, Akrepler ve polis arabaları bulunuyor.
* Yaşanan olaylarla ilgili olarak yaklaşık 25 kişi gözaltına alındı.”
‘Gerçekler ortaya çıkarılsın’
Mahallelerde halen gerginliğin devam ettiğini ve olayın failinin yakalanmasına rağmen Suriyelilere dönük saldırıların devam ettiğine değinilen raporda, şu vurgular yapıldı: “Cinsel istismar olayının failinin Suriyeli olabileceği söylentisinin kim ya da kimler tarafından çıkarıldığı tespit edilememiştir. Ancak Suriyeli olabileceği söylentisinin bile ciddi toplumsal bir soruna, infiale yol açabileceği görülmektedir. Velev ki; bu iddia gerçek olsa dahi, suçun ve cezanın şahsiliği ilkesi gereği, cinsel istismar vakasının tüm Suriyelilere atfedilmesi kabul edilemez. Ki ülkemizde son yıllarda, çocuklara ve kadınlara karşı cinsel istismar vakalarının oranında ciddi bir artış olduğu görüldüğü gibi, bu kabul edilemez vakaların faillerinin etnik kökenleri ve hangi ülkenin vatandaşı olduğu sorgulanmamıştır. İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi olarak, Adana ilinde yaşanan ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici saldırıları kınıyor. Mağdur olan Suriyelilerin zararlarının tazmini, Bu ırkçı eylemi gerçekleştiren kişilerin etkin bir şekilde soruşturularak maddi gerçeğin ortaya çıkmasını, Suriyeli sığınmacıların can ve mal güvenliğinin sağlanması talep ediyoruz.”