Selahattin Demirtaş’ın AİHM’de görülen davası sonrası konuşan Temelli, “Talimatla hareket eden bu yargı sistemine karşı burada bir adalet arayışı sürüyor” dedi.
Yaklaşık 3 yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’de görülen davası sona erdi.
Selahattin Demirtaş’ın AİHM Büyük Daire’de görülen davasını HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü ve Batman Milletvekili Feleknas Uca, Mardin Milletvekili Pero Dündar ve avukatları takip etti.
Adaletsizliğe karşı mücadele
Duruşmanın ardından Temelli ve Demirtaş’ın avukatları ile davayı takip eden hukukçu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak açıklamada bulundu. Demritaş’ın davasının Türkiye açısından büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Temelli, “Biraz önce tanık olduğumuz mahkeme aslında Türkiye’deki büyük talihsizliğin ve hukuksuzluğun teşhir edilmesi için önemliydi. Her şeyden önce Selahattin Demirtaş davası Türkiye açısından çok büyük bir öneme sahip. Bu dava boyunca savunmadaki arkadaşlara özellikle teşekkür ediyorum. Sadece bir savunma yapmıyorlar aslında, Türkiye’deki bu büyük adaletsizliğe karşı çok güçlü bir mücadeleyi sahipleniyorlar. Emeklerine teşekkür ediyorum” dedi.
‘Yargı bir araç haline geldi’
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla bir süreç başladığını ifade eden Temelli, şöyle devam etti: “Özellikle dokunulmazlıkların kaldırıldığı süreçte başlayan bu büyük adaletsizlik aslında tüm arkadaşlarımızı başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer vekil arkadaşlarımızın alıkonulmasına dönüşmüştür. Büyük bir adaletsizlik ve hukuksuzluk söz konusudur. Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargıdan bahsetmek bugün için mümkün değildir. Talimatla hareket eden ve talimatla kararlar veren ve bu talimatla aslında adaletsizliği büyüten bir yargı sistemi Türkiye’de geçerli. Bugün tam da bu yargı sistemine karşı burada bir adalet arayışı sürüyor. Umuyorum bu adalet arayışı gecikmez. Bir an önce içerideki (Mahkemedeki) olumlu hava karara yansır ve bir an önce sonuca ulaşırız. Buna bağlı olarak bu büyük adaletsizliğe son veririz. Bugün Türkiye’deki iktidar, demokratik siyaseti tasfiye etmek, kendi otoriter rejimini sürdürebilmek için yargıyı adeta bir araç haline getirmiştir. Umuyorum ki bu davanın örneğiyle ve bu dava sonucunda bu sürece hep beraber son verebiliriz. “
‘Demirtaş davası sembol bir davadır’
Ardından söz alan İHD MYK üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da duruşmaya dair şunları söyledi: “Demirtaş davası Kürt sorunu gibi geniş bir açıdan ele alındığında sembol bir davadır. Bu dava Selahattin Demirtaş, onu sevenler ve yakınları için çok önemli bir dava. Ama bu dava Demirtaş, HDP ve Kürt sorunu gibi daha geniş bir açıdan ele alındığında, Türkiye’deki demokrasi ve hukuk devleti mücadelesinin bir sembolü haline gelmiştir. Bizim AİHM’den talebimiz davanın içeriğindeki teknik ve hukuki süreci bu derin arka plan ışığında değerlendirmesidir. Bu Türkiye ve Avrupa’yı ilgilendirecek önemde bir dava. Aslında 18’inci maddeye yönelik talebimiz buna dayanıyor. Biraz önce Sezai bey söyledi, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili çok ciddi sorunlar var. Ama bu dava sadece yargının değil yürütme ve yasamanın hep beraber başından itibaren halk nezdinde takdir toplamış bir siyasetçinin tam da bu başarısını cezalandırmak isteyen bir sisteme dönüşmüş bir dava. Umuyorum ki Avrupa’nın birçok ülkesinde yükselmekte olan sağcı-popülist siyasetin karşısında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu başvuru vesilesi ile buna önemli bir cevap verecek. Bu Türkiye’yi ve belki de Avrupa’nın tümünü etkileyecek önemde bir davadır” dedi.