Barış Polat/Urfa-MA
Diyarbakır’da 11 Eylül günü Demokrasi Nöbeti’nde yaptığı konuşma nedeniyle iktidar ve medyası ile İYİ Parti tarafından hedef gösterilerek dokunulmazlığının kaldırılması istenen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Güven, Diyarbakır’da yaptığı açıklama, DTK’ye yönelik baskılar ve HDP Diyarbakır il binası önünde oturan ailelere dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
DTK’nin kamuoyuna açık yapılan çalışmalarının illegalize edilmeye çalışıldığını söyleyen Güven, “Bütün dünyada kongreler siyaset üstü oluşumlardır. Siyasilerin göremediği ya da eksik kalan yerlerde kongreler devreye girer. DTK, Kürt sorununun demokratik çözümünü hedefleyen bir kongredir. Dolayısıyla gözaltılarla DTK itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. DTK kaldığı yerden çalışmalarını sürdürecektir” diye konuştu.
‘Barış için çalışalım’
İktidarın seçilmişleri görevden almasına artık toplumun karşı geldiğini, zor durumda kalan iktidarın kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekmeye çalıştığını dile getiren Güven, tüm olup bitenleri kaygıyla izlediklerini söyledi. Bu yaklaşımların ülkeye bir şey kazandırmadığını ve sorumluluk noktasında olduklarını ifade eden Güven, şöyle devam etti: “Ama biz gerçeğe dikkat çektiğimizde sözlerimiz cımbızlanarak başka şekilde verilmeye çalışılıyor. Biz açık ve net söylüyoruz, Kürt sorunu demokratik bir çözüme kavuşmadığı sürece bu sorunlar yaşanmaya devam edecektir. 40 yıllık bir süreci ele aldığımızda denenmeyen yöntem kalmadı. Tek denenmeyen şey barışmak ve birlikte çözüm bulmak. Kalıcı bir çözümü bu ülkeye kazandırmak, 2013 ve 2015 yılları arasında denendi, yaklaşık 3 yılda herkes derin bir nefes aldı. Evet, barış güzel iştir. Barış için çalışalım, hatta barış için savaşalım.”
‘Krizin başı Kürt sorunu’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın son avukat görüşmelerinde “Devlet hazırsa ben bu sorunu bir haftada çözerim” dediğini anımsatan Güven, “Bunun çok değerli bir söylem olduğunu düşünüyoruz. Bu gerçekleşirse herkes daha rahat bir nefes alır. Türkiye’nin içte, dışta yaşadığı bütün sorunlar Kürt sorununa bağlı olarak gelişen krizlerdir. Bunların tamamının sona ereceğini düşünüyorum. Demokratik bir Türkiye içerisinde Kürt sorununun çözülmesi mümkündür. Bunun mücadelesini de vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Anneleri davet ettik’
HDP Diyarbakır İl Örgütü binası önünde ailelerin başlattığı oturma eylemini de değerlendiren Leyla Güven, annelerin taleplerinin önemli olduğunu ifade etti. Hiçbir annenin evladını yitirmek istemeyeceğini, hiçbir koşulda evladının ölmesine ya da başka bir şey yaşamasına seyirci kalamayacağını belirten Güven, şunları söyledi: “Fakat Diyarbakır HDP il binası önündeki eylem daha farklı bir eyleme benziyor. Çünkü anneler yıllardır çocukları için kaygı duyduklarında, haber almak istediklerinde, içleri yandığında gelmişlerdir parti binalarına, içeri girmişlerdir yöneticilerimizle görüşmüşlerdir. Bu konuda bir sıkıntı yok. O kapı onlara açık zaten, ama bilinçli bir şekilde kapının önünde oturmak, annelerin ağzına yakışmayacak küfürler, hakaretler sarf etmek hakikaten dikkat çekicidir. Bu noktada söylediğimiz şey şu: Evet, bir çözüm arıyorsunuz, çözüm aramak sizin en doğal hakkınız. Fakat gerçekten çözümü savaşta diretenlerin kapısında aramalısınız. Çünkü HDP varlığıyla, bütün çalışmalarıyla kalıcı, onurlu bir barışın inşası için çalışıyor. Kimseyi başka bir yere göndermek gibi bir derdi yok. Anneleri sürekli davet ettik, dedik ki buyurun gelin birlikte çözüm arayalım. Cumartesi Anneleri, tutuklu aileleri, Barış Anneleri, Roboskili anneler ve Şenyaşar’ların annesiyle el ele verelim; hak, hukuk ve çözüm arayalım. Bütün anneler yan yana, el ele, omuz omuza vermeli. Çünkü hepsinin amacı ortak.”
‘Cumartesi Anneleri kimseyi göremedi’
Cumartesi Anneleri’nin on yıllardır gözaltında kaybedilen çocuklarını aradığına değinen Güven, failler belli olmasına rağmen devletin annelerinin talebine kulak tıkadığının altını çizdi. Güven, “İktidardan çözüm beklerken, yanlarına iktidarın bir bakanının gelip ziyaret ettiğini ya da ‘Sizlere nasıl yardımcı olabiliriz’ dediklerini görmediler. Ama Diyarbakır il binası önünde 10 aileye her gün bir bakan geliyor. O bakanlar, Meclis’in üçüncü en büyük partisi olan HDP’nin il binası önüne geliyor. HDP il binasının önünde yaşananları farklı bir şeye dönüştürmeye çalışıyorlar. Ama kimse annelerin ortaya koyduğu iradeyi parçalamamalı, farklılaştırmamalı ve ötekileştirmemeli. Annelerin gözyaşının rengi aynıdır. Annelerin talepleri aynıdır” dedi.