Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizini 3,25 puan indirerek yüzde 19,75’ten yüzde 16,50’ye çekti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Eylül ayı toplantısında faizleri düşürme kararı çıktı. Merkez Bankası’nın yeni başkanı Murat Uysal başkanlığında ikinci toplantısını gerçekleştiren Kurul, politika faizini 3,25 puan indirerek yüzde 19,75’ten yüzde 16,50’ye çekti.
Ekonomistlerin beklentisi yüzde 19.75 seviyesindeki politika faizinin yaklaşık yüzde 2.5-3 puan gerilemesiydi. Düşen faiz oranı ekonomistlerin beklentilerinin de üzerine çıkarak 3.25 oldu.
Merkez Bankası, 2015’ten bu yana ilk kez geçtiğimiz Temmuz ayında politika faizinde indirime gitmiş ve 4,25 puan indirerek yüzde 24’ten yüzde 19,75’e çekmişti.
Faiz indirimi kararına dair MB’nin şu açıklama yapıldı:
“Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19,75’ten yüzde 16,50’ye indirilmesine karar vermiştir.
Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Yılın ilk yarısında net ihracatın büyümeye katkısı devam ederken, yatırımlar zayıf seyrini korumuş, özel tüketim kademeli olarak katkısını artırmıştır. Küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen, rekabet gücündeki gelişmelerin etkisiyle mal ve hizmet ihracatı artış eğilimini sürdürmekte, özellikle turizmdeki güçlü seyir doğrudan ve bağlantılı sektörler kanalıyla iktisadi faaliyeti desteklemektedir. Öncü göstergeler iktisadi faaliyetin sektörel yayılımının bir miktar iyileştiğine işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısını sürdüreceği, enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir. Büyüme kompozisyonu dış dengeyi olumlu etkilemektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir.
Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetin zayıflaması ve enflasyona dair aşağı yönlü risklerin belirginleşmesiyle gelişmiş ülke merkez bankaları para politikaları genişleyici yönde şekillenmeye başlamıştır. Bu durum gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık önlemlerinin ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.
Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmektedir. Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve ılımlı iç talep koşulları çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüşte belirleyici olmuştur. Ağustos ayında tüketici enflasyonu temel mal, enerji ve gıda gruplarının katkısıyla belirgin bir düşüş sergilemiştir. İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin bir miktar altında kalabileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 325 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.”