Yıllarca seslendirdiği kilamları ile gönüllerde yer edinen dengbêj Seyidxanê Boyaxcî felç geçirdi. Vücudunun tamamı enfeksiyon kapan Boyaxcî, dengbêjlere sahip çıkılmadığı siteminde bulunurken, ‘Dengbêjlik aşktır’ dedi
Diyarbakır’ın yaşayan dengbêji, halk arasında “Xalê Seyidxanê Boyaxcî” olarak tanınan Seydo Şimşek, felç geçirdi. Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı Lexerî köyünde 1933 yılında dünyaya gelen Boyaxcî, 2 yaşında iken annesini, 4 yaşında iken babasını kaybeder. Amcası tarafından büyütülen ve hiç okula gitmeyen Boyaxcî’nin çocukluğu da çobanlıkla geçer. 15 yaşından sonra Diyarbakır merkeze yerleşen Boyaxcî, Sur ilçesinde ayakkabı boyacılığı yapmaya başlar ve bu işi 25 yıl boyunca sürdürür. Bir dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde temizlik personeli olarak çalışan Boyaxcî, mesai bitimi ardından Dağkapı’da boyacılık yapmaya devam eder.
Enfeksiyon kaptı
Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’in haberine göre, daha sonra uzun yıllar boyunca Sur’da bulunan Dengbêj Evi’nde bütün gününü biriktirdiği kilamlarını seslendirmekle geçiren Boyaxcî, sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine gittiği hastanede vücudunun tamamının enfeksiyon kaptığını öğrendi. Uzun bir tedavi sürecinden sonra Boyaxcî’nın durumu kötüleşerek felç geçirdi. Bütün günü evindeki odasında geçen Boyaxcî, eski bir radyo-teyp ile kasetlerden dinlediği kilamlara eşlik ederek zamanını geçiriyor.
‘7 çocuğumu kaybettim’
Felç olduğundan habersiz günlerini geçiren Boyaxcî, gençlik hayatında yaşadığı sıkıntılara değinerek, gençlik yıllarını şu sözlerle anlatıyor: “Meyan kökü sattım yıllarca, sepet hamallığı yaptım. Amelelik yaptım, çöpçülük yaptım. Diyarbakır’ı çok sevdim. Çok çalıştım, biraz para biriktirerek evlendim. Evlendikten sonra doğan 7 çocuğumu kaybettim. Doğan her çocuğum hastalıktan öldü. Peş peşe 7 çocuk. Başkası olsaydı herhalde dayanamazdı.”
‘Bildiklerimi yazamadım’
“Bana bildiklerini yaz dediler, yazamadım, sadece söyledim” diyerek çocukluk yıllarıyla birlikte dengbêjliğe merak salan Boyaxcî, günümüzde Diyarbakır’da civat ve şevbuhêrk gecelerinin aranan ismi oldu. Boyaxcî, saatlerce kilam söylediğini ve bundan hiç rahatsız olmadığını bilakis keyif aldığını ifade ederek, “Dengbêjlik aşktır. Geçirdiğim onca zorlukta beni ayakta tutan söylediğim kilamlardır. Diyarbakır’da yaşanan birçok olayı insanlar bizim kilamlarımızdan öğrendi. Ben duyduğumu söyledim. Her seferinde yine söylememi istediler” diye anlattı. Anlatımlarını sürdürürken birden sessizliğe bürünen Boyaxcî, kilamlar söylemeye başladı. Konuşmasına devam etmesini beklerken zaman zaman unutkanlık yaşadığını öğrendiğimiz Boyaxcî ile kilamlarıyla röportajı sonlandırmak zorunda kaldık.
Şakiro da kimsesizlikten ölmedi mi?
Boyaxcî, geçtiğimiz yıl yaşama veda eden dengbêj Fadıl Cizîrî’nin bir söyleşide dile getirdiği sitemi tekrar hatırlatı bize. “Kimse dengbêjlere sahip çıkmıyor” diyen Fadıl Cizîrî sitemi şu sözlerle dile getirmişti: “Hastayım ancak tedavi görecek param yok. Şakiro da kimsesizlikten ölmedi mi? Kimse dengbêjlere sahip çıkmıyor. Ama artık hayat kalmadı. Hastalıktan dolayı geceleri uyuyamıyorum. Eski şevbuhêrg gecelerini düşündükçe bu halime ağlıyorum.”
DİYARBAKIR