C. Başkanı, HDP Parti Akademisi’nin (pardon AKP) faaliyetlerine bugüne kadar 60 bin kişinin katıldığını ve bunlardan 25 bininin süreci başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazandığını belirtti ve “Bunun benzeri siyaset dünyasında yoktur!” dedi.
“Siyasi partilerde böyle bir şey yok. Çünkü onlar siyaseti, hiçbir zaman bir okul olarak görmedi ama HDP (pardon AKP) , bu işin aynı zamanda mektebi oldu.. Ülkemizde halkın siyasete ilgisini artırmayı, her alanın uzmanları tarafından verilen bilgilerle daha bilinçli siyaset yapılmasını amaçlayan bu faaliyet diğer partilere, örneğin bize de örnek olmuştur. Çünkü (HDP gibi yani) AKP de bir ilklerin partisidir.”
Erdoğan, hayatın her alanı gibi siyaset akademisinin de zaman içinde gelişerek sürekli ileri gittiğini söyledi.
Milletin tamamını kucaklayan bir parti olarak siyaset akademisinin görüş ve meşrep ayrımı yapmaksızın herkese kapısını açtığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Akademi programlarına katılanların yaş ortalamasının 36 olması, katılımcıların üçte birinin kadınlardan oluşması, programın her eğitim öğretim düzeyinden ilgi görmesi yürütülen çalışmanın ne derece isabetli ve kapsayıcı olduğunu gösterir. Bugün de yaklaşık 6 bin 500 katılımcıyla 30 ilimizde akademimizin yeni dönemini başlatıyoruz.
“Geçtiğimiz 10 yılda siyaset akademisi programlarımızın gerçekleşmesinde emeği olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. 2019 gibi önemli bir dönemecin hemen öncesinde başlattığımız bu faaliyetin, parti ve ülke olarak hedeflerimize ulaşmamız konusunda çok önemli katkıları olacağına inanıyorum.”
Ve elbette eğer başı sıkışsa, BDP Parti Akademisi’ne yönelik 200 küsür öğrenci, hoca olarak yargılanan davanın ise “Fetöcülerin” işi olduğunu söyleyiverirdi.
Bazı münafıkların, mesela Ekşi Sözlük’te AKP Siyaset Akademisi’ni potansiyel militan yetiştirme merkezi diye nitelemesinden yakınırdı.
Daha sonra bir vatandaş, “BDP’ninki AKP’nin Siyaset Akademisi gibi değil, ders veren de, alan da, hatta RZ gibi açılış seramonisine katılan ve Avrupa’da Sosyal Demokrat ve Hristiyan Demokrat Partilerin de 100 yıllık akademi geleneğine sahip olduğundan, Hilferding ve Rosa Luxemburg gibi isimlerin ders verdiğinden bahseden de yanar” dedi!
Başsavcı Mükrimin Bey ise buna, ”BDP’ninki bir AK Parti Siyaset Akademisi gibi değildir, eşkıyalara ders verir, vatandaşlar yanar” diye yanıt verdi ve RZ’nin uluslararası suçluların iadesi anlaşması mucibinde Türkiye’ye iade olunması gerektiğini, bunun için harekete geçtiklerini belirtti!
BDP Parti Akademisi davasından sonra akademisyenler, BDP Siyaset Akademisi’ne gelip inadına ders verdiler. Onlara dokunulmadı ama, hanelerine not düşüldü, daha sonra hepsinin tiftiği atıldı.
HDP’nin parti akademisi, en son kendini haberlerde 2015 yılında gösterdi. Ondan sonra partililer dalga dalga gelen tutuklamalardan sonra, herhalde akademi işlerine zaman ayıramadılar.
Aynı yıl üç partinin siyaset akademisi kurması ilginç. BDP, AKP ve MHP 2009 yılında, ben onlardan geri kalmam diyen MHP’de parti genel merkezinde, “Siyaset ve Liderlik Okulu” açmıştı. Bunlara yönelik “militan yetiştirme” gibi bir suçlama asla yapılmadı.
RTE, “Eğitimin amacı akl-ı selim, kalbi selim ve zevk-i selim sahibi bir nesil yetiştirmektir” diyor, Siyaset Akademisi’nin 10. Yılı vesilesiyle düzenlenen toplantıda. 18. Dönemin tatmlandığı bu yıl tam 29 ilde faaliyet gösterildi.
Bu vilayetler: Adıyaman, Ağrı, Aksaray, Ankara, Artvin, Bartın, Batman, Bursa, Çankırı, Düzce, Edirne, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Karabük, Karaman, Kars, Kırklareli, Konya, Kütahya, Muş, Nevşehir, Niğde, Rize, Sivas, Şırnak, Uşak, Yalova. Bunlardan 4 il Trakya ve Marmara bölgesi, 8 il Karadeniz, 7 il Güneydoğu ve Serhat, 12 il ise Orta Anadolu bölgelerinde yer alıyor.
Parti kadrolarının yetiştirilmesinde hedef alınan yöreler, ağırlıkla Orta Anadolu, Karadeniz ve Trakya… Kürt bölgelerinden de kadro yetiştirilmesinin önemsendiği anlaşılıyor.
Ama İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ya da Trabzon gibi önemli kentlerde parti okulu yok. Belki de buralarda ihtiyaç olmadığı, şişkinlik olduğu için.
AKP Siyaset Akademisi’nde önemli sayıda öğretim üyesi yer alıyor. Bunların birçoğunun devletin think/tank kuruluşlarında, ya da uluslararası oluşumlarda görev aldığını görüyoruz.
Kimileri ulusalcı, Avrasya görüşüne yakın, kimisi de yönetim tekniği konularında uzman. Kimileri de sözcü, önderlik için metin yazanlardan. 2007’den beri Kürt illerinin yerel yönetimlerinin ve siyasi kadrolarının bırakın eğitimini, tecrübe kazanmasınlar diye dalga dalga tutuklayanlar, kendileri için kalıcı kadrolar oluşturmayı kendilerine hak olarak görüyorlar.