Saraydaki adli yıl açılışına katılması sonrası baroların ‘seçimli olağanüstü kurultay’ çağrılarına yanıt olarak Feyzioğlu ‘Alman Şansölyesi’ne mi gidelim’ dedi
Feyzioğlu’nun Saray’da yapılan adli yıl açılışa katılmasınının ardından ilk olarak İstanbul Barosu, TBB’nin kurultaya çağrılması konusunda delegeleriyle toplantı yapma kararı aldı, Ankara Barosu Yönetim Kurulu da Erinç Sağkan başkanlığında dün toplandı. TBB delegelerin onayını alan Ankara Barosu Yönetim Kurulu, Avukatlık Yasası’nın 115/2 maddesi uyarınca TBB’nin seçim gündemli olağanüstü genel kurul çağrılmasına karar verdi.
Feyzioğlu, İstanbul ve Ankara Barolarının kararına Erzurum’dan yanıt verdi. Feyzioğlu, “Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı’na gidip gitmemek meselesidir” diye konuştu.
Türkiye Barolar Birliği ve Erzurum Barosu’nun sosyal tesisleri, eğitim merkezi inşaatının temel atma törenine katılmak üzere kente gelen Metin Feyzioğlu, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Biz ne yapmışız?
Toplantıda Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ndeki adli yıl açılış törenine katılması sonrası yaşananları değerlendiren Feyzioğlu, toplantıya katılan ya da katılmayan baro başkanlarının baş tacı olduğunu söyledi. 2 baronun kendilerini olağanüstü kongreye çağırdığını ifade eden Feyzioğlu, “3 ay önce kongremizi yapmışız zaten. Biz ne yapmışız’?’ diye sordum arkadaşlarıma. Biz ne yaptık, hangi suçu işledik ki aramızda bazı sevgili arkadaşlarımız böyle bir tepki gösteriyor? Biz şunu yapmışız; 10 bin değil, 100 bin değil sadece bir kalemde 250 bin iş imkanı yaratıyoruz genç avukatlara.” dedi.
‘Düşünce özgürlüğü güvence altında’
Yargı reformu strateji belgesiyle Türkiye’de düşünce özgürlüğünün de güvence altına alındığını kaydeden Feyzioğlu, bunun için iki önemli adım atıldığını söyledi. Düşünce özgürlüğüne yönelik suçların Yargıtay denetiminde olacağını ayrıca hakimlerin tayin ve terfilerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın ilke kararlarının aranacağını anlatan Feyzioğlu, şunları söyledi:
“Hukuk devleti sloganla olmaz. Hukuk devleti parlak yıldızı vatandaşın eline verebilirsek gerçekleşir. Bunu da diyalogla yapacağız. Kapıyı çalarsınız, sorunları söylersiniz, dinlenmezsiniz, böyle bir sorun yok denir, o zaman hep birlikte protesto edelim. Kapıyı çalarsınız, buyur gel sorunları anlat denir, anlatırsınız. Biz kapı çaldık açılmadı mı? İki sene önce devlet kapısı vatandaşa kapanamaz demiştik, o kapı bize açıldı. Bize açık, herkese açık, bizim vatandaşımıza açık. El birliğiyle bütün bu sorunları çözüm yoluna sokacak yargı reformu strateji belgesini hayata geçiriyoruz. Özgürlükleri güvence altına alacak düzenlemeleri getiriyoruz. Avukatın günlük sorunlarını çözümler düzenleme ile hayata geçiyor. Ekim ayında Meclis açılır açılmaz birinci önceliği olmalıdır dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi size soruyorum biz avukatların bin tane sorununu çözmek için, stajyer avukatların sorunun çözmek için, 82 milyon vatandaşın sorununu çözmek için Alman şansölyesiyle mi görüşmeliyiz ? O zaman İngiliz Başbakanına mı gitseydim ? Elbette Türkiye’yi kim yönetiyorsa ona gittik gideceğiz.
‘Berlin’e mi gidelim’
Bazı baro başkanlarının Cumhurbaşkanlığı külliyesinde yargı reformunun açıklanmasına tepki gösterdiklerini de hatırlatan Feyzioğlu, “Allah gani gani rahmet eylesin, Ecevit yargı reformunu açıklarken Yargıtay’da mı açıkladı, başbakanlıkta açıkladı. Süleyman Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı, başbakanlıkta açıktı. Bugün başbakanlık yok, millete en üst seviyede taahhüt verme görev sorumluluğunda olan Cumhurbaşkanı açıkladı. Oraya da bazı arkadaşlar gelmedi. Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanı’na gidip gitmemek meselesidir.” dedi ve Ankara yerine Berlin’e Alman Şansölyesi’ne mi gidelim diye tepki gösterdi
‘Barolar birliği kurultay peşinden koşmaz’
Şu anda tek odaklandığım şey vatandaşlarımızın, avukatların elini rahatlatacak yargı reformu strateji belgesinin çıkması diyen Feyzioğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Arkadaşlardan da istirhamım bunu gölgeleyecek, engelleyecek hiçbir şey yapmayın. Yürüyelim, ucuna geldik, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu güzel ortamı baltalamak, gölgelemek emin olun genç avukatlara, stajyer avukatlara, cezaevlerinde adliyelerde adalet bekleyen yüz binlerce insanımıza haksızlık olur. Gelin bunu birlikte çıkartalım, kamuoyunu kendi iç sorunlarımızla meşgul etmeye gerek yok. Bu konular bizim iç sorunumuz kamuoyunun sorunu değil. Türkiye Barolar Birliği sürekli kurultay peşinde koşan yapı değildir. Türkiye Barolar Birliği hizmet peşinde koşan bir yapıdır. Başka yapılarla karıştırılmazsa iyi olur.”