Mersinli kadınlar, şiddete karşı yasaların uygulanmaması nedeniyle öldürülen kadınlardan hükümeti sorumlu tuttu. Kadınlar cinayetlere çözüm olarak, ‘Gücümüzü ve isyanımızı sokaklarda birleştirelim’ çağrısında bulundu
18 Ağustos’ta katledilen kadınlardan biri olan Emine Bulut’un “ölmek istemiyorum” sözleri bir kez daha şiddetin yüzünü en açık şekliyle gösterdi. Emine Bulut ile birlikte aynı hafta içinde 3 kadın daha katledildi, 2’si ise katledilme girişimi nedeniyle ağır yaralandı. Kadınlar, çözüm için sokaklara çıkarak, 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
‘İndirimlerden vazgeçilmeli’
Jinnews’ün Mersin’in en işlek yerlerinden olan Atatürk Parkı ve Özgecan Aslan Parkı’nda mikrofon uzattığı kadınlar, 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekerek, hükümeti bağlı olduğu sözleşmelere uymaya çağırdı. Fatma Menteş, idamın kadın katliamlarına çözüm olmayacağını belirterek erkeklerin yalanlarına “tahrik” veya “iyi hal” indirimi ile prim veren mahkemeleri cezasızlık ısrarından vazgeçmeye çağırdı. “Yasalar ve sözleşmeler uygulansın artık” diyen Menteş, “Bu ülkede kravat takılıyor, takım elbise giyiliyor diye mahkemelerden indirimler alınıyor. Kabul etmiyoruz. Yasalar ve sözleşmeler uygulanıncaya dek Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri gibi kadın ağlarıyla mücadelemizi yükselteceğiz. Tüm kadınlara çağrımdır” dedi.
‘Gücümüzü birleştirelim’
Yasemin Görkem Avcı, “Mücadelemizi büyüterek sürdürmeliyiz. Kadın katliamlarının son bulması için kadınların bir araya gelerek güçlerini büyütmelerini istiyoruz. Bir kadının daha eksilmeyeceği o güne kadar sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz” diye konuştu.
‘Artık ölmek istemiyoruz’
Kendisinin de boşanmak istediği erkek tarafından ölüm tehditleri aldığını belirten Filyas Aydemir de, kadına şiddet ve katliamlara yönelik önleyici politikaların olmayışına tepki göstererek, “Akrabalarıma gitmeye dahi korkuyorum. Geçen sene komşumuz olan bir erkek evde bulunan çocuklarını ve eşini katletti. Ölmek istemiyoruz artık. Bu katliamların son bulması için kadınların el ele sokaklarda yürüyüş yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Sokaklarda mücadele
Katledilen kadınların haberlerinde kendilerini bulduklarını belirten Gülay Aydemir ise, “Caydırıcı cezalar istiyoruz. Sözde uzaklaştırma kararı çıkarıyorlar ama uygulanmıyor. Erkek yanınıza biriki geldi mi ‘bir şey olmaz’ deniliyor. Kadınların dayatılan tüm bu sindirme, korkutma söylemlerine karşı sokaklarda mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor” dedi.
‘Caydırıcı cezalar verilmeli’
Başta aile olmak üzere tüm alanlarda şiddet türlerinden biri veya birkaçının uygulandığını ancak gizlendiği için açığa çıkarılmadığına dikkat çeken Yıldız Sadet Çetinkaya da, şöyle dedi: “Kadınlar başta aile olmak üzere tüm alanlarda ne yazık ki şiddete maruz bırakılıyor. Bu duruma ise ne devlet ne de mahkemeler ses çıkarmıyor. Artık adalet gereğini yerine getirmeli ve caydırıcı cezalar verilmeli. Her gün karşımıza çıkan kadın katliamı haberlerini görmek istemiyoruz.”
‘Kınamalar samimi değil’
Kadın katliamı haberleri sonrası sosyal medyada yer alan kınama paylaşımlarını samimi bulmadığını ifade eden Zuhal Gündüz de, asıl tepkinin alanlarda verilmesi gerektiğini ifade etti. Gündüz, kadına yönelik şiddetin önlenebilmesinin en önemli yolunun eğitiminden geçtiğini vurguladı.
Medyanın önemi
Kadın katliamlarının önlenmesinde en önemli rolün basına düştüğünü söyleyen Aynur Bayraktar ise, haberlerde katliam anının betimlenmesinin erkeğe yol gösterdiğine dikkat çekti. Ekonomik durumun kadına yönelik şiddeti tetikleyen bir yerde durduğunu belirten Bayraktar, “Kadının ekonomik gücünün erkekten az olması kendisine muhtaç algısına neden oluyor. Kadınların daha girişimci, daha bilinçli olması gerek ki, gerçek güçlerini kullanabilsinler. Gerçek güç tam da budur” diye konuştu.
Erkekler 7 ayda 245 kadını öldürdü!
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, iktidarın söylemleri, mahkemelerde uygulanan indirimler, cezasızlık ve militarist politikalar, medyanın cinsiyetçi dili nedeniyle artarak devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, 2013’te 237, 2014’de 294, 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409 ve 2018’de 440 kadının katledildiği Türkiye’de, 2019’un yalnızca ilk 7 ayında 245 kadın yaşamını yitirdi.
MERSİN