‘Emeğe saygı, adalete davet’
Başlık Memur-Sen’in 26 Ağustos’ta tıkanın toplu sözleşme görüşmeleri sonrası Türkiye genelinde yaptığı eylemin adı… 3 milyon 200 bin kamu çalışanı ile 2 milyon kamu çalışanı emeklisini yakından ilgilendiren Toplu Sözleşme Görüşmeleri (TİS), hükümetin istediği gibi oldu. Yasal süreç sonunda anlaşma sağlanmaması üzerine (daha doğrusu hükümetin planlaması ile) iş Yüksek Hakem Kurulu’na havale oldu! Bir anlamda kuzuyu kurda teslim etme süreci. Nitekim son olarak Çalışma Bakanı ile kamu çalışanlarını temsilde en büyük üyeye sahip Memur-Sen başkanı arasında TİS prosedürüne aykırı bir şekilde 2020-2021 dönemiyle ilgili yapılan görüşme sonrası hükümet birinci altı ay için yüzde 3.5 ve ikinci altı ayı için yüzde 3 olan teklifini, yüzde 4+4; 2021’in ilk altı ayı için yüzde 3 ve ikinci altı ay için yüzde 2 olan zam teklifini yüzde 3+3 şeklinde artırdığını Twitter hesabında “övünçle” duyurdu. Memur-Sen bunu kabul etmeyince iş Yüksek Hakem Kurulu’na gitti. YHK ise Çalışma Bakanlığı’nın teklifini esas alıp sözleşmeyi imzaladı. Memur-Sen’in teklifi ne idi? 2020’nin ilk altı ayı için yüzde 8, ikinci altı ayı için ise 7 zam istemişti. Memur-Sen ile Çalışma Bakanı arasındaki son dakika gizli görüşme işin rengini ortaya koyuyor. Aynen Türk-İş Başkanı Ergün Atalay Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden hemen sonra yüzde 8+4’lük artış ile sözleşme imzalaması gibi. Türk-İş ilk altı ay için yüzde 15, ikinci altı ay için de enflasyon artı 3 puan istemişti. İki görüşmenin de sonuçlarına bakıldığında hükümet verdiği teklifi bir puan artırırken, Türk-İş ve Memur- Sen talep ettikleri rakamların yarısına imza atmış oldular. “Konuşulmaya değmez” sözlerinin hemen ardından iki konfederasyonun da attığı imzaya bakıldığında “Emeğe saygı ve adalete davet” çalışanları oyalamadan öte bir anlam ifade etmiyor. Sonuçta hükümet ne istediyse onlar da yerine getirdi.
YHK, toplu sözleşme kayyumudur
Hükümet, kendisi için en kritik iki toplu sözleşmeyi Yüksek Hakem Kurulu (YHK) yoluyla tereyağından kıl çeker gibi kolay halletti. İlki TÜPRAŞ görüşmeleri ikincisi de 5 milyonu aşkın kamu çalışanı ve emeklisini ilgilendiren TİS görüşmesi oldu. İkisini de düşük gösterdiği yıl sonu enflasyonunun çok altında imzalamayı gerçekleştirdi. İşin ilginç yanı, bu sözleşmeler imzalanırken, hükümetin, çay ve elektriğe yüksek zam yapmasıydı. Her birine yapılan zam oranı, kamu çalışanlarına yapılan zammın en az iki kat düzeyinde. Hükümet böylece önümüzdeki süreçte belirlenecek olan asgari ücret artışını da yine en düşük seviyede yaparak, ekonomik krizi çalışanların sırtına yüklemekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye’yi ucuz emek ülkesi olarak çekim merkezi yapma vaadini de sürdürmüş olacak. İşte bu açıdan YHK büyük bir görev üstleniyor. Bu yüksek kurulların asıl rolleri hükümeti zor zamanda ayakta tutmaktan ibaret.
YHK’nin işlevini en iyi mevcut TİS görüşmelerini sonlandıran YHK ve Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş dile getiriyor: “Kurul’un, kanunda öngörülmüş olan sürecin tıkanması durumunda bu tür bir mekanizmayla sürecin aşılabilmesine ilişkin ne kadar değerli bir sistematik olduğu da bu şekilde anlaşılmış oldu.” Bir anlamda YHK düzeni ile sistem için tehlike arz eden grevler bertaraf edilirken, sendikal hareket ve toplu sözleşmeye de kayyum atanmış oluyor.
Kara delikler artıyor!
Türkiye sistemsel açıdan girdiği krizden bir türlü çıkamıyor. Kürt sorununda ret ve güvenlikçi politikada ısrar sonuç vermezken, buna son yıllarda Osmanlıya dönüş mücadelesi de eklendi. AKP’nin sistemi kendi çıkarlarına yönlendirmek için yarattığı krizler ve sonrasında başvurduğu seçimler, durumu arapsaçına evirmiş. Seçimlerle elde edemediğini kayyum yöntemiyle halletmeye çalışırken, kriz daha da büyüyor. 30 Mart seçiminde devletin kasasından harcanan para en az 650 milyon lira. Kayyumların verdiği zarar hariç. Son 5 yılda 6 seçimin yapıldığını hatırlarsak, krizin nereden kaynaklandığı da ortaya çıkıyor. Son gelişme Sosyal Güvenlik Kurumu’yla (SGK) ilgili. Gecikmeli açıklanan verilerine göre, SGK’nin geçen yıl sonu 15.7 milyar lira olan açığı, bu yılın ilk beş ayında 20 milyar lirayı aştı. 2 Eylül’de açıklanacak olan 2. çeyrek büyüme rakamlarına bakın. Kara delikler artıyor…