Göçle birlikte hayatları değişen ailelerin belleğini nesneler ile anlatan Buruk Şeyler sergisinin son gününde bir etkinlik düzenleniyor. Etkinlikte göç üzerine panel ve film gösterimi yapılacak
Almanya Berlin merkezli bi’bak derneğinin projesi olan ve İstanbul Depo’da açılan Buruk Şeyler-Ulusötesi Ailelerin Anlatıları ve Belleği sergisinin son gününde film gösterimleri ve panelden oluşan bir etkinlik programı düzenleniyor. Programda akademik ve edebi metinlerle, mülakatlarla, şarkı sözleriyle ve görsellerle göç konusunu disiplinler arası bir perspektiften inceleyen ve sergi ile eş zamanlı yayımlanan aynı adlı kitabın tanıtımı da yapılacak.
Projenin mimarları
Ulusötesi anlatıların, göçlerin global hareketliliğin estetik boyutlarına odaklanan ve kâr amacı gütmeyen bi’bak’ın İstanbul Depo’daki ikinci sergisi olan Buruk Şeyler 19 Mayıs’ta sanatseverlerle buluşmuştu. Sergi, emek göçü ile hayatları değişen ailelerin belleği ve günümüzde benzer deneyimler yaşayanların anlatıları üzerinden şekilleniyor. 1960’larda özellikle de Almanya ile Türkiye arasındaki işgücü anlaşmalarındaki çalışma koşulları aileleri çok zor durumda bırakıyordu ve bu nedenle aileler çocuklarını geride bırakmak zorunda kalıyordu. Sergi de 1960’lardan bugüne ulusötesi aile olgusu etrafındaki görüşlerin ve tartışmaların izini sürüyor.
1960’lardan bugüne…
Göç üzerine yapılan bu anlatısal çalışma, bi’bak’ın kurucuları sanatçı Malve Lippmann ve Can Sungu tarafından gerçekleştirildi. Sanatçıların projesi emek göçü ile birlikte çevrelerinde birçok insanın, daha çocukluklarında ailelerinden ayrı kalmış olduğunu fark etmeleriyle şekilleniyor. 1960’lardan yola çıkan sanatçılar, sergide birbirinden ayrı yaşamak zorunda kalmış ailelerdeki çocuklar ve ebeveynlerle yapılan mülakatlar ve bu aileler içinde ikircikli rolleri olan nesneleri yan yana getiriyor.
Cinsiyet ve göç konuları
Bugün saat 16:00’da İstanbul Depo’da yapılacak etkinlikte sanatçı Malve Lippmann ve Can Sungu’nun açılış konuşmasının ardından panel gerçekleştirilecek. Panelde toplumsal cinsiyet ve göç konularında araştırmaları bulunan ve doktora tezini Türkiye’deki göçmen ev işçileri üzerine yazan Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Ayşe Akalın, gazeteci, yönetmen ve yazar Ok-Hee Jeong, serginin sanatçıları Malve Lippmann ve kitabın editörü moderatör Maike Suhr yer alacak.
Ağustosu Beklemek…
1 Temmuz’daki kapanış etkinliği kapsamında ise saat 16:00’da yönetmenliğini Soner Sert’in yaptığı kısa filmi Hastabakıcı (Abigail) gösterilecek. Film Türkiye’de, ev işlerinde çalışan göçmen işçilerin durumunu gösteriyor. Ardından Teodora Ana Mihai’nin belgeseli Ağustosu Beklemek (Romanya-Belçika, 2014) gösterilecek. İtalya ile Romanya arasında sıkışan bir aileyi anlatan Ağustosu Beklemek birçok festivalde gösterildi ve ödüller aldı. Film gösteriminden sonra Can Sungu moderatörlüğünde, yönetmenlerle bir söyleşi düzenlenecek.
KÜLTÜR SERVİSİ