Brezilya’daki Amazon Ormanları’nda çıkan yangınlar, yeterli önlem alınamaması ve gerekli müdahalelerin yapılmaması nedeniyle haftalardır kontrol altına alınamıyor. Uluslararası kamuoyunun baskısının ardından, Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun orduya yetki vermesiyle ülkedeki altı eyalet askeri yardım talebinde bulundu. Diğer yandan Amazon Ormanları’ndaki yangınlar Brezilya’dan Peru, Bolivya ve Paraguay’a da sıçradı. Brezilya Genelkurmay Başkanı Raul Botelho, Para, Rondonia, Roraima, Tocantins, Acre ve Mato Grosso eyaletlerinin yardım talebinin ardından, kuzey Amazon bölgesinde 44 bin askerin yangınlara müdahaleye yardım etmek için hazır bulunduğunu belirtti. Hangi eyalet için kaç askerin gönderileceği kesin olarak açıklanmazken, Rondonia eyaletindeki Porto Velho yangınları için 12 bin litre su taşıma kapasitesine sahip iki yangın söndürme aracının gönderilebileceğine yer verildi. Güney Amerika basınında çıkan haberlerde, şu ana kadar Bolivya’nın doğusunda yaklaşık 500 bin hektar orman ve otlak alanın kül olduğu belirtildi. Yangınların Bolivya’ya sıçramasının ardından bölge sakinlerinden oluşan gönüllüler, yangınları söndürmek için kovalarla ve şişelerle su taşıdı.
En az 100 yıl gerek
Son günlerde Amazonlarda yüz binlerce hektarlık alanın yanması gündemi sarsarken, yakılan veya doğrudan tahrip edilen ağaçların kendini yenileyebilmesi 100 ve üstünde bir süre gerektiriyor.
Leipzig’deki Helmholz Çevre Araştırmaları Merkezi’nden Rico Fischer, Spiegel dergisine verdiği mülakatta Amazonlar başta olmak üzere dünyadaki orman yangınlarının verdiği büyük zarara dikkat çekti. Yangınlardaki en büyük sorunun insan kaynaklı olduğuna işaret eden Rico Fischer, doğal şartlarda kuruluk ve sıcaklar nedeniyle çıkan küçük yangınların aksine bu yangınların büyük oranda hassas olan ekosistemleri vurmasının en önemli sorun olduğunu ifade etti. Tarım veya endüstri için yapılan kesimlerin yanı sıra iklimsel değişikliklerin birçok eko sistemi yorduğunu söyleyen Rico Fischer, “Kısa sürede çok büyük miktarlarda karbondioksit atmosfere salınmış oluyor. Aynı anda dünyanın en önemli karbondioksit hapseden alanları olan yağmur ormanlarındaki yangınlar, bunlar. Amazonlar, dünyanın en büyük karbondioksit hapseden (deposu) konumunda” dedi. Yağmur ormanlarının özelliğinin geniş olması ve parça parça olmamaları olduğuna işaret eden Fischer, parça parça bölünmüş ormanların hem sıcaklıklarının yüksek olduğunu hem de karbondioksit hapsetme kapasitelerinin azaldığını söyledi. Ayrıca bu ormanların dış kesimleri ortalarına göre daha sıcak oluyor. Fischer, yanan yağmur ormanlarının kendisini yenilemesinin 100 yıl sürebileceğini söylerken, kesilen Amazon Ormanları’nda ise bu sürenin çok çok daha uzun olabileceği uyarısında bulundu.
BRASILIA