Kaz Dağları eteklerindeki köylüler bölgede doğa katliamına yol açan altın arama faaliyetlerine karşı öfkeli. Köylüler, yaşadıkları toprakları torunlarına miras bırakmak istediklerini söylüyor
Kanada merkezli Alamos Gold’un taşeronu olan Doğu Biga Madencilik Şirketi tarafından Çanakkale’deki Kaz Dağları eteklerindeki Kirazlı köyü yakınında yürütülen altın arama faaliyetleri kapsamında yapılan ağaç kıyımlarına karşı 26 Temmuz’da başlatılan Su ve Vicdan Nöbeti eylemi devam ediyor. Kirazlı köylüleri gibi maden sahasına yakın mesafede bulunan Alazlı ve Karaibrahimler köylerinde yaşayan yurttaşlar da, siyanürle altın çıkarılmasına karşı. Alazlı köyünde dünyaya gelip, yaşamını yine burada sürdüren Fatma Bozkurt (69), yabancıların altın aramak için köylerine girmesine karşı. Ailesi tarafından çocuk yaşta zorla evlendirilip, dünyaya üç çocuk getirdiğini anlatan Bozkurt, bugün iş güç sahibi olan çocuklarının ceviz toplama zamanında köye geri geldiklerini dile getirdi.
‘Sahip çıkılmalı’
“Bahçemde bulunan ceviz ağacını annem dikmişti. Onlardan bize miras kaldı. Benim hep hayalimdir annemden kalan bu ceviz ağacı, bizden sonra torunlarıma da kalsın ve bu eve geldiklerinde bahçemdeki ağaçtan onlar da ceviz toplasın. Evimiz, bahçemiz ve doğamız bizim için değerli ve önemlidir” diyen Bozkurt, bu nedenle herkesin Kaz Dağları’na sahip çıkması gerektiğini ifade etti.
‘Zehir saçmasınlar’
13 haneli köylerinin temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu, yazın bostanda çilek ve zeytin yetiştirdiklerini belirten Bozkurt, ancak yol açılan doğa katliamlarından ve termik santrallerden dolayı üretimlerindeki verimliliğin azalmasından şikayetçi. Şimdiler de ise, topraklarında maden çıkarılmak istenmesine tepki gösteren Bozkurt, bu tepkisini “Artık sularımıza zehir saçmasınlar ve toprağımıza göz dökmesinler. Yeter. Buralarda termik santral yapılırken hiçbir köylüye sormadılar. Köyümüzden maden çıkarılmasını da istemiyoruz ve izin vermeyeceğiz” sözleriyle gösterdi. Karaibrahimler Köyü’nde yıllardır çiftçilikle uğraşan İbrahim Avcı (58) da, yaşadıkları topraklarda siyanürlü maden aranmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini ifade etti.
‘Aç kalırız’
Maden sahasının Atikhisar Barajı’nın su toplama havzası içerisinde yer aldığını belirten Avcı, yine maden sahasının fay hattı yakınında yer alması dolayısıyla maden sahasında altın cevherini topraktan ayrıştırmak amacıyla kurulacak siyanür havuzlarının olası bir depremde yaratabileceği tehlikeye de dikkat çekti. Avcı, “Çanakkale bölgesi Gönen’den Ezine’ye fay hattı üzerinde bulunuyor. Fay hattı da çok yakın bir bölgeden geçiyor. Olası bir depremde siyanür havuzlarında yaşanabilecek çatlak ya da kırılmalar suların kirlenmesine neden olacak. Siyanürün havaya karışması, bitkilerin ve doğal olarak tarımsal alanların kirlenmesine neden olacaktır. Yine yer altı kaynak suları da zehirlenecek” diye uyardı. Tarımın yok olması durumunda ise, köylüler olarak aç kalacaklarını söyleyen Avcı, insanların daha bilinçli yaklaşıp, maden aramalarına karşı çıkması gerektiğini kaydetti.