DİSK, KESK, TTB ve TMMOB, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerinin eşbaşkanlarının yerlerine kayyum atanmasını İstanbul Kadıköy’de bulunan Beşiktaş iskelesi önünde yaptıkları açıklama ile protesto etti. 72 kurumun imzası bulunan açıklamaya, HDP ve CHP milletvekilleri ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı. “Bu karanlıktan hep birlikte çıkacağız” pankartı açılıp, “Kayyumlar çöpe belediyeler halkın seçtiklerine”, “Kayyumlar halkın iradesine darbedir kayyuma karşı birleşik mücadele” dövizlerinin taşındığı açıklamada yine sık sık “Bijî berxwedana Amed’e” ve “Her yer Amed, her yer direniş” sloganları atıldı.
İlk olarak söz alan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kamber Saygılı, 19 Ağustos’ta bir darbeyle karşı karşıla kaldıklarını ifade ederek, “Bu darbe sadece Kürtlere değil bu topraklarda yaşayan herkese yapılmıştır. Bu darbeyi kabul etmiyoruz. Asla etmeyeceğiz. Burada bulunmamızın esas amacı ‘seçimle gelen seçimle gitmeli’ diyen AKP’ye uyarıdır. Yasadışılığa son verilsin. İster Kürt illerinde ister batıda kim olursa olsun seçilen kişi belediyeyi yönetmelidir” diye konuştu. Saygılı, ardından açıklamaya katılan kurumların isimlerini okudu.
Saygılı’nın ardından ortak basın açıklamasını TTB Başkanı Sinan Adıyaman okudu. YSK tarafından adaylıkları onaylanan ve halk tarafından seçilen belediye başkanlarının görevden alınmasının bir darbe olduğunu ifade eden Adıyaman, “Aday olmasına engel bir yasal durum bulunmayan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı’nın görevden alınması için seçimden bir gün sonra Diyarbakır Valiliği’nin İçişleri Bakanlığı’na yazdığı yazı, tüm bu süreci özetlemektedir.
Yargı kararıyla aday olması uygun görülen Belediye Başkanları idari bir darbe süreciyle görevden alınmaktadır. Başka örneklerde, görevden alınan belediye başkanlarının yerine belediye meclis üyelerinden biri başkan vekili olarak seçilirken, bu üç kentte doğrudan kayyum atanması da gerçek niyeti ortaya koymaktadır. İktidarın amacı sandıkta kaybettiği yerel yönetimleri darbe ile geri almaktır. Bu üç kentin halkına, ‘Sizin seçtiklerinizi tanımıyorum, benim atadığıma mecbursunuz’ denmektedir” ifadelerini kullandı.
Halk kayyumlara hayır dedi
Türkiye sandıktan çıkan sonucu hazmedemeyen bir iktidar tarafından yönetildiğini vurgulayan Adıyaman, “Ülkeyi yönetenlerin halk iradesine saygılarının olmadığı gerçeği, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden 31 Mart 2019 yerel seçimlerine kadar defalarca tecrübe edilmiştir. Halk 31 Mart 2019’da kayyumlara hayır demiş, 23 Haziran 2019’da da İstanbul’da iradesine sahip çıkmıştır. Bu yenilgileri demokratik bir olgunlukla karşılama yeteneği olmayan iktidar, sandıkta alamadığı sonucu darbe ile almaya kalkışmaktadır. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çok sayıda büyükşehirde kaybettiği rantı, Diyarbakır, Van ve Mardin’e atanan kayyumlarla kısmen de olsa telafi etmek istemektedir” dedi.
Ortak mücadele çağrısı
İktidarın tüm muhaliflere gözdağı vermeye çalıştığını belirten Adıyaman, “Bu sadece bir baskı politikası değil aynı zamanda da ayrıştırma ve savaş politikasıdır. Diyarbakır, Van ve Mardin’de yaşayan yurttaşların ayrımcılığa uğraması ve en temel haklarından olan seçme ve seçilme hakkının tümüyle ortadan kaldırılması, sadece halk iradesine değil aynı zamanda barış içinde, bir arada ve kardeşçe yaşama umuduna da vurulmuş bir darbedir. Seçime saygı yoksa demokrasi de yok demektir. Diyarbakır’da, Van’da, Mardin’de atanan kayyumlara karşı çıkmak, hepimiz için demokrasiyi savunmaktır. Bizler halkın seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldıracak girişimlere karşı halkın iradesini, demokrasiyi, adaleti ve barışı savunmaya devam edeceğimizi ilan ediyor, görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının derhal görevlerine iadesini talep ediyoruz. Halkın iradesini kayyumlara teslim etmemek sadece üç kentin değil hepimizin meselesidir. Kayyumların gitmesi, halkın iradesinin kayıtsız şartsız tanınması için tüm demokrasi güçlerini mücadeleye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
HABER MERKEZİ